Muharrem Efendi, Kastamonu’dan başlamalısın!

Mehmet Göktaş'ın yeni yazısı;

Muharrem Efendi, Kastamonu’dan başlamalısın!

 

Atatürkçülüğü yeniden canlandıracağını, kuracağı partide Atatürk düşmanlarına asla yer olmayacağını söyleyen Muharrem İnce bunun için de hareketini 4 Eylülde Sivas’tan başlatmaya karar vermiş.

Benim tavsiyem Atatürkçülüğünü göstermek için giydiği o şapka çok güzel yakışmışken şapka devrimi denince herkesin hafızasında olan 23 Ağustosta Kastamonu’dan başlatmasıdır. Mavi elbise üzerine o şapkayla verdiği poza şöyle bir daha bakın, bir insan ancak bu kadar çabuk anlatabilir anlatacağını. Yani o haliyle onu gören herkes otomatikman Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü hatırlar. Unutmayalım ki bütün dinlerde olduğuna göre Kemalizm dininde de insanlar sözden ziyade gözleriyle gördüklerine daha çok itibar ederler.

Evet, Muharren İnce partisinin startını Kastamonu’dan vermelidir. Oradan ayrılmadan önce de yüksek bir yere çıkarak Doğu Karadeniz şeridine taa Rize’ye, Trabzon’a doğru şöyle bir yönelmeli, vaktiyle şapka giymediğinden dolayı denizden topa tutulan o şehirlere sert bir şekilde parmağını sallamalı ve geçmişte başlarına gelenleri hatırlatmalıdır.

Hatta Kastamonu’dan İskilip’e geçmeli, Atıf Hoca’nın mezarını göstererek şapka kanununa muhalefet edenlerin başına nelerin geleceğini insanlara bir daha hatırlatmalıdır.

Madem CHP’nin Atatürk’ün yolundan ayrıldığı iddiasıyla yola çıkmış, Muharrem İnce’ye bir tavsiyede daha bulunalım;

Bir uçak kiralamalıdır, bir de Sabiha Gökçen’e benzeyen bir bayan pilot bularak vaktiyle binlerce insanın imha edildiği Dersim ve civarı üzerinde bir kaç tur attıktan sonra Seyyid Rıza ve oğlunun idam edildiği yerin yakınlarına inmeli ve insanlara bir nutuk çekmeli;

“Atatürk’ün kurduğu şu CHP’nin başına gelenlere bir bakar mısınız sevgili vatandaşlarım, onun partisi şimdi bir Dersimlinin, Dersimlilerin elinde, bunda daha büyük bir felâket olabilir mi? İşte ben bunun için yola çıkmış bulunuyorum!”

Heyecanını hiç kaybetmeden İstanbul’a dönmelidir Muharrem İnce, Ayasofya’nın önüne varıp dikilmeli, henüz acısı yüreklerinden çıkmamışken Kemalistlere burasını bir gün yine müzeye çevireceğini söylemelidir.

Sevgili Muharrem İnce, hazır İstanbul’a varmışken özellikle senin başlattığın bu Atatürkçü harekete CHP’yi bölecek diye karşı çıkan ve Atatürkçülüğü zimmetine geçiren ve Sözcülüğünü yapanlara haddini bildirmelisin;

“Sökül lan Yılmaz şu Atatürkçülükten kazandığın paraları! Eften püften şeyleri doldurup bir tanesini 2500 liradan ahaliye kitap kakalamak var mı?” diyerek el koymalısın. Malum teşkilatlanmak için paraya da ihtiyaç var.

Bu arada biz de öğrenmiş oluruz, bu ülkede Atatürkçülüğün halkın yanındaki değerinin ne olduğunu. Atatürkçülük adına yıllardır seçim meydanlarına çıkan ve aldığı oy binde biri geçemeyen Perinçek’te midir suç? Bir de senden görelim.