Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Muhafazakar gelenekten gelen HDP'liler ve eski HDP'liler, sol partilerle ittifaka ne diyor?

Altan Tan, Ayhan Bilgen, Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, "HDP'nin sol partilerle kurmaya çalıştığı ittifakı nasıl değerlendiriyorsunuz, kapsamı yeterli mi?" sorusunu yanıtladı

Muhafazakar gelenekten gelen HDP

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçiş için yapılan 16 Nisan 2017'deki referanduma giderken, iktidarın ve sistemin değişmesi için iktidara destek veren Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) önemli vaatlerinden biri de yeni sistemde koalisyon kurulmasının mümkün olmadığını anlatmak oldu.

Öngörülen anayasa değişiklikleri, referandumda kabul edildikten sonra koalisyonlar dönemi şeklen sona erdi ancak yeni formül bulunması uzun sürmedi. O formülün ismi ise ittifak olarak dikkat çekti.

Koalisyonları bitiren yeni sistem, ittifakların sistemi oldu ve 20 Şubat 2018'de AK Parti ve MHP tarafından Cumhur İttifakı kuruldu. Muhalefet de ittifaklara kayıtsız kalamadı. 3 Mayıs 2018'de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti bir araya gelerek, Millet İttifakı'nı oluşturdu.

Siyaset 4 yıldır ittifaklar üzerinden ilerliyor. Ve şimdilerde Ali Babacan'ın kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi'nin, Millet İttifakı'na dahil olacağı konuşuluyor. 

İlk görüşmeden birlikte mücadele kararı çıktı

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) en büyük üçüncü gruba sahip Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise, şu ana kadar herhangi bir ittifak modelinin içinde yer almadı. Ancak bir süredir, HDP'nin ve Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) girişimleriyle yeni bir ittifakın kurulması için görüşmeler sürüyor.

Ocak ayı içinde HDP, TİP, Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Komünist Partisi (TKP) bir araya geldi. Kamuoyunda ismi Demokrasi İttifakı ya da Halk İttifakı olması beklenen yeni ittifak için görüşmelerden çıkan ilk sonuç bir ittifak deklarasyonu olmadı ama birlikte mücadele kararı çıktı.

Muhafazakar isimler ne diyor?

Independent Türkçe, henüz nihai bir sonuca ulaşmayan yeni ittifak için yapılan görüşmeyi, geçmişte ve şimdi HDP'de siyaset yapan, muhafazakar gelenekle sıkı bağları olan siyasetçilere sordu. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, eski HDP'liler Altan Tan ve Ayhan Bilgen, "HDP'nin sol partilerle kurmaya çalıştığı ittifakı nasıl değerlendiriyorsunuz, kapsamı yeterli mi?" sorusunu yanıtladı:

Altan Tan: İttifak denildiği zaman son kullanma tarihini geçirenlerle birliktelik anlaşılıyor

Soruya ilk yanıt veren isim Altan Tan oldu. "İttifak kelimesi genelde insanı, toplumu, seçmenleri heyecanlandıran bir kelimedir. Yani ittifak ne demektir? Kişinin veya işte siyasette partinin kendi özgücünün dışında daha farklı çevrelerle de ortak bir program etrafında, bir birliktelik oluşturarak daha ileri hedeflere, daha güçlü olarak gitmesi demektir" diyerek söze başlayan Tan, HDP'nin ittifak için attığı adımları eleştirdi:

"Maalesef HDP geleneğinde ittifak denildiği vakit, toplumsal gücü olan toplumda etkisi olan güçler yerine ne kadar kıyıda kenarda, köşede kalmış, son kullanma tarihini geçirmiş, toplumda şu an karşılığı olmayan ne kadar kişi ve kurum varsa onlarla birliktelik anlaşılıyor. Şimdi iki çıplak bir hamama yarışır diye meşhur halk arasında argo bir terim var. Ki kaldı ki HDP çıplak değil. Yani HDP'nin hitap ettiği ciddi bir kitle var. Ama hiçbir karşılığı olmayan ve fikir olarak da bir şey ifade etmeyen, çevrelerle ilişkiye girmesi faydadan ziyade zarar verir."

"Kendini kullandırma ve çürümedir"

Kurulması planlanan yeni ittifakın toplumda heyecan dalgası oluşturmasının mümkün olmadığını ileri süren Tan, "Hem söylediklerinin modası geçmiş hem de kendisinin toplumda bir karşılığı olmayan güçlerle ve çevrelerle yapılacak bir ittifak, ittifak değil kendini kullandırma ve çürümedir" ifadelerini kullandı. 

"Hayatında sınıf başkanlığını bile kazanamamış..."

"HDP, ittifak adı altında hiçbir karşılığı olmayan bir sürü insanı meclise taşımadır. Ve nitekim şu an HDP grubunun da önemli bir kısmı hayatı boyunca sınıf başkanlığı bile kazanmamış, kazanamamış bir sürü insanı parlamentoya taşımaktan öte bir netice ortaya koymamıştır" diyen Tan, ittifakın ciddi bir program ve kadroyu toplumun önüne getirmesi gerektiği ifade etti. 

Ayhan Bilgen: Gerçekten demokrasiyi istiyor muyuz?

Tan'ın ardından aynı soruyu, HDP'den ayrılarak yeni bir siyasi parti kurma girişimlerine başlayan Ayhan Bilgen'e yönelttik. Türkiye'de bir demokrasi ittifakına ihtiyaç olduğunu kaydeden Bilgen, "Bunun özneleri kim olmalıdır? Ve her birimiz gerçekte ne kadar demokratız. Demokrasiyi kendimiz için mi istiyoruz? Bizim gibi inanmayan, bizim gibi düşünmeyen, ötekileştirdiğimiz çevreler açısından da gerçekten demokrasi istiyor muyuz? Bu konuda her birimizin, Türkiye siyasetindeki bütün aktörlerin önce kendini sorgulaması lazım ki demokrasi konusunda inandırıcı bir irade ortaya koyabilelim" dedi. 

"Toplumsal güvene tekabül etmeyen hiçbir girişim örgütler bileşkesinden ileriye geçemez." değerlendirmesini yapan Bilgen'e göre Türkiye siyasetinde temel sorun toplumun siyasi aktörlere yönelik güvensizliği, kaygısı ve şüphesi. 

"Demokrasi İttifakı demek yanlış"

"Bu şüpheyi, bu kaygıyı giderecek bir irade beyanı gelişmedikçe de hiçbir ittifak güçlü bir toplumsal güvenin odağı hedefi, adresi haline gelemeyecek" diyen Bilgen, Türkiye'de sol-sosyalist siyasetin büyük bir birikimi olduğuna dikkat çekti ancak yalnızca sol partilerle yapılacak bir ittifaka Demokrasi İttifakı adının verilmesinin yanlış olduğunu ifade etti. 

"Gerçek bir demokrasi ittifakında kimseyi dışlamayan elbette ki sadece demokrasi ilkeleri etrafında bir birliğin oluşması lazım. İttifaka, Sol İttifak demek lazım" diyen Bilgen, "Türkiye'de nasıl milliyetçi ittifak olabiliyorsa gayet tabii sol ittifak da olabilir ama demokrasi ittifakı başka bir şeydir. Geçmiş ezberler, geçmiş yaklaşımlar bugünün Türkiye'sini anlamaya da geleceğin Türkiye'sinin sorunlarını çözmeye de yetmez. Kendi mutlak doğrusunda inat ettiği takdirde yani Türkiye'de yeni bir siyasi söz üretmek yeni bir heyecan oluşturmak mümkün değil" ifadelerini de kullandı.

Bilgen, değerlendirmesini şu sözlerle noktaladı: 

"Hem eski ezberlerde kalacağım hem de ben demokrasinin öznesi olacağım dediğinizde o sadece bir seçim iş birliğinden ibaret kalır."

Hüda Kaya: HDP bir ittifak çatısıdır, üçüncü yoldur

Yeni ittifaka yönelik soruyu yanıtlayan bir diğer isim ise, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya oldu. "Mezhebi, inancı, düşüncesi, paradigması, ideolojisi ne olursa olsun demokratik bir ittifak çatısıdır HDP. Kendisi bizatihi bu haliyle üçüncü bir yoldur" diyen Kaya, şunları da söyledi:

"Solun yeri HDP'dir. Fakat, dindar muhafazakar Kürt halkı başta olmak üzere Türkiye'nin tüm diğer kesimlerini de temsil etme konusunda daha cesur adımlar atılabilmelidir."

"HDP Türkiyelileşmemeli, Türkiye HDP'lileşmeli"

Türkiye'nin HDP'lileşmesi gerektiğini söyleyen Kaya, sözlerini şöyle noktaladı:

"Anadolu'muzun değerleri vardır. Nasıl ki farklı inançların, kimliklerin, sembolik şahsiyetleri varsa, Anadolu'muzun da bir Yunus Emre'si vardır. Bir Baba İshak'ı bir Şeyh Bedrettin'i vardır. Anadolu'nun değerleridir bunlar. Bu isimler de buna benzer isimler ve değerler de HDP'de daha güçlü bir şekilde karşılığını bulabilmelidir. İşte gerçekten o zaman Türkiye HDP'lileşecek. HDP'nin Türkiyeleşmesinden ziyade Türkiye'nin işte o zaman HDP'lileştiğini daha net görebileceğiz."

Ömer Faruk Gergerlioğlu: Kapsam genişletilmeli

HDP'nin öncülüğünü yaptığı ittifak görüşmelerine ilişkin bir diğer değerlendirmeyi de Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu yaptı.

"Eş Genel Başkanımız, son kongrede Türkiyelileşme mesajı verdi. Her kesimi kucaklama mesajından sonra parti yola çıktı ve devam ediyor" diyerek söze başlayan Gergerlioğlu, HDP'nin sol-sosyalist kesimlerle birlikteliğinin çok önemli olduğunu vurguladı ve ekledi: 

"Ancak kendi çerçevesi içinde her kesimle de bu buluşmayı gerçekleştirmeli. Zaten partinin amacı da bu yönde. Genişleme çabaları kuşatıcı bir şekilde devam eder diye düşünüyorum."

HDP'nin sadece Kürtleri değil, Türkiye'nin her farklı rengini, dini, etnik ve siyasi kesimini kuşatacak bir şekilde yola çıktığına değinen Gergerlioğlu, "Sağı, solu, İslami kesimi, herkesi kuşatacak adımlar atılmaya devam edilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum" yorumunda bulundu. 

 

Kaynak: İndependent Türkçe



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER