Çapa Tıp Fakültesi’nden muayene olmanın zorluğu; günlerden Salı (06.12.2022) hanım için Çapa Göğüs hastalıklarına randevu aldık, saat 13-14 arasında gelebilirsiniz, denildi.
Hanım erken gidelim ki araca park yeri bulamaya biliriz, dedi. Ben aracımı 5-6 ay önce sattığım için hanımın aracıyla yola çıktık ve hastaneye geldik, nerde boşluk bulursak aracı park edelim sonra gideceğimiz bölümü buluruz, dedik.
Hastaneye vardığımızda oto parkçı olan arkadaşa şuradan bir araç çıkıyor dedik oraya girelim, olmaz dedi. Peki, biz ne yapacağız, dediğimde; aşağılara inin boş bulduğunuz bir yere koyarsınız. Hanım yer aramaya başladı, gerçekten hanımın dediği gibi oldu, hanım bir tur attı, dolaştı aynı noktaya geri geldi, yer yok.
Tam Göğüs Hastalıkları’nın önünde bir araçlık yer bulduk, oraya yanaştık, görevli olduğunu söyleyen bir adam geldi müdahale etti, buraya alamazsınız, rica minnet kabul ettiremedik.
Kaptan hanım olduğu için ikinci tura çıktı, sonra hastane dışına çıkıyor ve bir vatandaşın yardımıyla iki aracın arasına zoraki de olsa park ediyor. Beni bulmak için konum istiyor ve konum gönderiyorum, bir saat sonra buluşuyoruz ve doktorumuza gidiyoruz.
Doktorumuz kalender bir hoca olduğu için çektiğimiz sıkıntıları bir nebze de olsa unutuyoruz ve muayenemizi olup, bizden istenen göğüs filmini çektirip doktorumuzun yanına tekrar çıkıyoruz.
Doktorumuz eldeki filme ve tetkiklere bakarak çok şükür önemli bir şeyin olmadığını, muhtemelen aralıklarla gelen nefes daralmalarının psikolojik sıkıntılardan kaynaklanabileceğini söylüyor ve bana dönerek, yengeyi niye üzdüğümüzü söylüyor, biz de savunma olarak bir şeyler söylüyoruz ve doktorumuza teşekkür ederek ayrılıyoruz.
Yalnız hanım Çapaya gelmişken bir şey daha yapabilir miyiz, diye aklına daha önce, izlediği bir dizi de, lösemili çocuklara bir katkı vermek için "Lösemili Çocuklar" için kan bağışında bulunabilir miyiz diye, bana bir öneride bulunuyor. Ben de olumlu görüyorum, olabilir diyorum ve kan bankasını aramaya çıkıyoruz.
Bu fikrimizi ayrılmadan önce doktorumuza açıyoruz, doktorumuz “Lösemili Çocuklar için Kan Bankası”nın nerede olduğunu bilmiyor, bizi sekreterin yanına götürüyor, o bize bir takım tarifler yapıyor.
Biz o tarif üzerin Göğüs Hastalıkları bölümünden ayrılıyor, “...Kan Bankası”nı aramaya başlıyoruz. Acil Genel Cerrahın karşısında kan verme merkezi var, ben onlara tekrar soruyorum, onlardan aldığımız bilgilerle gideceğimiz adresi kuvvetlendirmiş oluyorum.
Bizi Dekanlığın yanından bir adrese yönlendiriyor ve adresi buluyoruz. Orada görevli bir bayan burada “kan verme merkezi” yazılıyor ama burası değil, diyor.
O görevli de bize bir tarif veriyor ve bize bir kapıyı işaret ediyor, verdiği kapıya gidiyoruz kapı kilitli, açık bir kapı var mı, diye açık kapı arıyoruz, sonra açık bir kapı buluyoruz. Fakat bulduğumuz yer; Sabanı Vakfı’nın çocuk kreşi, oradaki bir görevli bayan bize bir tarif yapıyor.
Bayanın tarifi üzerine hastanenin dışına çıkıyoruz arıyoruz fakat bir yer bulamıyoruz. Aramadan vaz geçerek, aracımızı koyduğumuz yer arıyoruz, aracımızı bularak eve dönüyoruz.
Sonuç olarak şunu demek istiyorum; İstanbul’un en eski ve köklü hastanelerinden biri olan “Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi” çok perişan bir halde, onu gözlemledim.
Buradan ülkeyi ve bu güzel İstanbul’u yöneten iktidara ve yerel yönetime sesleniyorum; hem kendinize hem de bu halka eziyet etmeyiniz? Bu ülke ve bu halk bunu hak etmiyor.
Bu ülke ve bu şehir daha güzel yönetilmeyi bekliyor, bir vatandaş olarak yöneticileri sorumluluğa davet ediyorum. İnşallah bu sesimiz yöneticilere kavuşur, bir daha hastaneye yolumuz düştüğünde işlerin daha güzel yürüdüğünü görmek hepimizi sevindireceğini bilmenizi isteriz ve bu sefer de güzellikleri yazarız, vesselam…
Haberi hazırlayan; Davut Güler
