Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Moskova görüşmesi zafer mi hezimet mi?

Taha Akyol; Zafer mi, hezimet mi sorusu zihnimizdeki ak-kara kilitlenmesinin veciz bir ifadesidir!

Moskova görüşmesi zafer mi hezimet mi?

 

2

+-

Zafer mi, hezimet mi sorusu zihnimizdeki ak-kara kilitlenmesinin veciz bir ifadesidir!

Çünkü hayatta ak ve kara dışında çok geniş bir renkler yelpazesidir vardır; ak mı, kara mı diye bakmak renk körlüğüdür.

Karmaşık diplomatik görüşmeler çok büyük çoğunlukla “zafer”le yahut “hezimet”le sonuçlanmaz; uzlaşmalar demetiyle sonuçlanır. 

Ak-kara at gözlüğüyle baktığımızdan, Lozan gibi muazzam bir diplomasi tecrübesini ‘anlamak’ ve ufkumuzu açmak yerine, hâlâ kavga edip duruyoruz.

Moskova’da Erdoğan-Putin görüşmesine de “zafer” denilemez, olumlu tarafı yokmuş gibi “hezimet” de denilemez.

Bu satırlar yazılırken beş saattir devam eden müzakereler bitmemişti, ancak ateşkes olacağı konusunda yaygın kanaat vardı.

ATEŞKES İYİ OLDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün, Moskova görüşmesindeki ilk amacın “bölgede süratle ateşkesi sağlamak” olduğunu söylemiş, daha önce vurguladığı Esat güçlerinin Soçi hattına geri çekilmesi şartından bahsetmemişti. 

Bunu sağlamak kolay değildir, önceliğin ateşkes olması doğrudur.

Moskova’da görüşmeler devam ederken özellikle Serakip bölgesinde şiddetli çatışmalar devam ediyor, Mehmetçiğimiz Enes Kaya şehit düşüyordu.

Ateşkes herkesin lehinedir.

Zira umulur ki, bundan sonra hiç olmazsa bir süre İdlib’den inşallah şehit cenazesi gelmeyecektir… Harekatın ağır yükü de en azından daha da ağırlaşmayacaktır.

Ateşkes Putin-Esat tarafı için de olumludur. Zira Putin, bir hafta sustuktan sonra nihayet şehitler için taziyede bulunurken “Suriye ordusunun da ciddi kayıpları olduğunu” söyledi, Şam’ın bu kayıpları da ateşkes süresince duracaktır.

Ateşkes ne kadar sürer, Rusya “teröristlerle ateşkes olmaz” diyerek ne zaman Esat’ı saldırtır bilmiyoruz ama yine de ateşkes iyi oldu… Fakat…

KRİTİK SORUNLAR

Türkiye için en kritik konuları şöyle özetleyebiliriz.

. Esat güçlerinin Soçi sınırlarına çekilmesi

. Hava sahasının Türkiye’ye açılması yahut İdlib’de uçuş yasağı konulması yani Esat’ın hava saldırılarına son verilmesi…

. Şam’ın Halep’le ilişkisi için çok önemli olan M-5 otoyolu ile Halep’in Akdeniz’le bağlantısı için önemli olan M-4 otoyolunun kontrolünde Türkiye’nin söz sahibi olması… 

. Yeni göçmen tüsinamileri olmaması için güvenlik düzenlemeler yapılması…

Müzakerelerde bu konularda bir uzlaşmaya varılıp varılmadı bu satırlar yazılırken belli değildi.

Bu konular Rusya için de ‘kritik’tir. 

2015’ten beri Esat’ı güçlendirmek için Suriye’ye silah, para ve askeri personel akıtan Putin bu konularda ne ölçüde geri adım adım atar?

Türkiye’yi Batı’yı yönetmemek için bazı tavizler vereceğini, ama ibreyi değiştirecek esaslı geri adımlar atmayacağını sanıyorum.

Suriye’de muhalefetin son direniş bölgesi olan 4 milyon nüfuslu İdlib’de Esat’ın hakimiyet alanını genişletmiş olması, bunun da yüzbinlerce göçmen tehlikesini yaratmış olmasına rağmen, Rusya Türkiye’yi İdlib’de teröristleri korumakla suçluyordu.

İdlib’de kimin “terörist” olduğu konusunda Ankara ile Moskova arasında tam bir tanım birliği yok.

ERDOĞAN GİTMELİ MİYDİ?

Erdoğan Rusya’ya gitmemeli miydi?

Siyasetin ateşli bir tartışma konusu…

Putin’in Ankara'ya gelmesi Türkiye açısından elbette daha prestijli olurdu. Erdoğan da zaten görüşmenin “İstanbul ve Ankara’da” olacağını söylemişti. (25 Şubat)

Fakat Putin gelmedi. 

Erdoğan Putin’le buluşmasında ekranlar önünde, “Rusya’daki anayasa çalışmaları sebebiyle” Putin’in Türkiye’ye gelemediğini söyleyerek bu tablonun yarattığı izlenimi telafi etmek istedi.

Anayasa çalışmaları bir günlük seyahati engelleyecek müstaceliyette değildir. Sanıyorum Moskova, Erdoğan’ın gelmesi için böyle bir ‘gerekçe’ gösterdi.

Madem o gelmiyor, Erdoğan’ın gitmesi normaldir.  Bunun için Erdoğan’ı eleştirmeyi doğru bulmam.

Eleştirilecek konu yıllardan beri hep yüksek perdeden konuşarak diplomasi dilini ihmal etmektir.

Hükümetin gözden geçirmesi gereken husus, Suriye politikasının hamasi söylemler eşliğinde bugünkü hayli sıkıntılı duruma gelmiş olmasıdır.

En önemli sembol olarak S-400 neye yaradı? Sahada faydası mı oldu, Rusya’nın Suriye politikasında Türkiye lehine tavır değiştirmesini mi sağladı?

Suriye sorununda görünür gelecekte bir çözüm gözükmüyor; Türkiye uzun süre daha uğraşmak zorunda kalacak… 



Anahtar Kelimeler: Moskova görüşmesi zafer hezimet ?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER