Mısır´da Milli Seçim Kurulu´nun Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Yarın Partisi Başkanı Musa Mustafa Musa´nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olduklarını açıklamasının ardından, Mısır´da seçim sath-ı mailine resmen girildi.
MSK´nın verilerine göre Sisi, 596 sandalyenin bulunduğu Mecliste 549 milletvekilinin desteğini alırken 161 bin 707 seçmenin de imzasını topladı. İkinci aday Musa ise ancak 20 milletvekilinin desteğini alarak aday olmaya hak kazandı.
Cumhurbaşkanı Sisi´nin favori aday olduğu başından beri belliydi. Ancak Sisi´nin karşısında güçlü bir aday çıkması ihtimali nedeniyle iktidar çevreleri bir ara ciddi tedirginlik yaşadı. Sisi´nin adaylığını açıkladığı 19 Ocak Cuma günü, eski Genelkurmay Başkanı Sami Anan´ın da görüntülü bir mesaj yayınlayarak, aday olacağını duyurması dengeleri alt üst etti.
Anan´ın askeri kökenli olması endişeyi daha da artırdı. Daha önce adaylığını açıklayan ancak iktidar çevrelerinin baskıları sonucu yarıştan çekildiği tahmin edilen Ahmed Şefik kadar güçlü olmasa da Anan, Mısır sokağında önemli figür olarak dikkat çekiyordu.
Şefik´in bir şekilde adaylıktan çekilmeye ikna edilmesinin ardından Anan´ın beklenmedik hamlesi, Sisi yanlılarını dört gün boyunca meşgul etti. MSK´nın adaylık başvuruları için tanıdığı süre çok kısa olduğundan (20 Ocak-29 Ocak), Sisi yanlıları için yapılacak tek şey en hızlı şekilde sonuca gitmekti.
Anan´ın planları bozan adaylığı üzerine ´derin devlet´ harekete geçerek, her zaman başarılı sonuç alınan kartlardan birini öne sürmeyi yeğledi. Bu İhvan kartıydı. İhvan denilince devlet erki ve medya celalleniyordu. Rejimin bütün imkanları kullanarak yıllardır devam ettirdiği kampanyalar nedeniyle artık halkın bir kesimi de İhvan´ın ?terör örgütü? olduğuna inanmıştı.
Her zaman işe yarayan İhvan kartı
Bir Avrupa ülkesinde yaşayan ve halihazırda teşkilat içerisinde hiçbir vazifesi olmayan eski bir İhvan yetkilisine açıklama yaptırıldı. Bu isim Yusuf Neda idi. Neda bir dönem Teşkilatın Uluslararası İlişkiler Komiserliği görevinde bulunmuştu.
Neda, Sami Anan´a gönderdiği "şahsi? mesajında, Anan´ın cumhurbaşkanı adaylığının "6 şarta bağlı kalması koşuluyla" kabul edilebileceğinden bahsetti.
Neda´nın şartları, "Ordunun halka hizmete ve devleti koruma görevine geri dönmesi, 2012 seçimlerine iade-i itibar ve söz konusu seçimleri kazanan Muhammed Mursi´den halkın menfaati için cumhurbaşkanlığından feragat etmesinin istenmesi, yargının temizlenmesi, Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi döneminde verilmiş siyasi kararların iptal edilmesi, tutukluların serbest bırakılması ve tazminat ödenmesi, polis teşkilatının temizlenmesi ve Mısır´ın sınırlarıyla ilgili alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi" şeklindeydi.
Neda´nın bu açıklamasına kadar, Anan ile ilgili Sisi yanlıları herhangi bir adım atmadı. Söz konusu açıklamanın yapıldığı günün akşamı önce medya aracılığı ile kamuoyu oluşturmak için harekete geçildi.
Ülkenin en popüler televizyon programı sunucularından Amr Edib, Anan´ın seçim kampanyası resmi sözcüsü Hazim Hüsni´ye telefonla bağlandı. Sorulan sorular, ?Terör örgütü İhvan ile ilişkiniz nedir? Terör örgütü sizi neden destekleyeceğini açıkladı?? şeklindeydi.
Konuşma tarzı, mimikleri ve kıvrak zekası ile son yıllarda Mısır kamuoyunda algı operasyonu yapan isim olarak öne çıkan Amr Edib, Hüsni´den almak istediği mesajı alarak ´uygun şekilde´ kamuoyuna yansıttı. Yine aynı gece son dönemin öne çıkan ve en fazla izlenen kadın program sunucularından Lemis el-Hadidi de Anan´ın resmi sözcüsü Hüsni´ye canlı yayında bağlandı. Sorular orada da aynıydı. Sonuçta biçimlenen algı da aynen gerçekleştirildi.
O gecenin sabahı Mısır Silahlı Kuvvetleri Anan hakkında resmi açıklama yaptı. Ardından seçim listesinden adı çıkartılan Anan gözaltına alındı.
Sisi´nin karşısına uygun aday
Anan´ın oyun dışına itilmesinin ardından, prosedürün yerine gelmesi için uygun adayın bulunması ve tertibatın ona göre kurulması gerekiyordu.
Sisi´nin tek başına seçimlere katılmasının, Mısır´ın uluslararası arenadaki imajı açısından uygun olmayacağı görüşünden hareketle, asker kökenli olmayan zayıf ve göstermelik bir aday bulunması için kollar sıvandı.
Cumhurbaşkanlığı seçim yasasının 36. maddesine göre tek aday dahi olsa seçimlerin yapılması gerekiyor. Ancak bu durumda adayın, sandık başına gidenlerin değil ülkedeki tüm kayıtlı seçmenlerin yüzde 5´inin oyunu olması gerekiyor. Bu da Sisi yanlılarınca göze alınabilir bir risk değildi.
23 Ocak´ta Anan devre dışı bırakılmış ancak yeni adayın bulunması için geriye sadece 6 gün kalmıştı. Önce Mısır´ın, tarihi krallık dönemlerine kadar uzanan en köklü partisi Vefd nezdinde harekete geçildi. Partinin başkanı Seyyid el-Bedevi ile temas kuruldu ve aday olması istendi. El-Bedevi de teklifi kabul etti. Halbuki, El-Bedevi 12 Ocak´ta partisinin aday çıkarmayacağını duyurmuş, Vefd Partisi ise ayrıca bir açıklama yaparak Sisi´nin seçimde destekleneceğini kamuoyuna deklare etmişti.
Konunun kamuoyuna yansımasının ardından gözlemciler Vefd Partisi yönetiminin tutum değişikliğine gitmesini, "Muhalif veya destekçi olarak herhangi bir şekilde Sisi´ye yardım etme girişimi" olarak yorumladı.
Ancak yasalar gereği parti genel kurulunun Bedevi´ye aday olma yetkisi vermesi gerekiyordu. Kurul üyelerinin çoğunluğu partinin tutumunun değiştirilemeyeceğini ifade ederek, ?oyuna gelmeyeceğiz? dedi.
27 Ocak´ta yapılan oylama sonucunda parti genel başkanına aday olma yetkisi verilmesi ile ilgili teklif reddedildi. Vefd Partisi´nin olumsuz kararı, muhalefetin Sisi´nin seçim ekibine karşı sürpriz hamlesi olarak yorumlandı.
Yarın Partisi´nin devreye girişi
Müracaat tarihinin bitimine son iki gün kalmış ve Sisi´nin karşısında her hangi bir aday çıkarılamamıştı. B planı harekete geçirilerek Eymen Nur ile özdeşleşmiş olan Yarın Partisi devreye sokuldu.
Parti Başkanı Musa Mustafa Musa´nın adı telaffuz edilmeye başladığından Mısır sokaklarındaki insanlar, "Yarın Partisi´nin Başkanı Eymen Nur değil mi?" diye soruyordu. Yani, Musa Mustafa, kamuoyunda bilinmeyen bir isimdi. Sürenin bitimine yarım saat kala 29 Ocak´ta Musa Mustafa´nın adaylık müracaatı yapıldı. MSK tarafından 31 Ocak gecesi yapılan açıklamada da Sisi ve Mustafa´nın yarışacağı belirtildi.
Yarın Partisi, 2005 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hüsnü Mübarek´in karşısına rakip olarak çıkan liberal lider Eymen Nur tarafından 2004 yılında kurulmuştu. 2005 yılı Eylül ayında Eymen Nur ve yardımcısı Musa Mustafa arasında anlaşmazlık yaşandı. Mısır Partiler Kurulu´nun partinin başkanı olarak Musa´yı tanımasının ardından Nur, "Devrimin Yarını" Partisini kurmuştu.
Mustafa´ya aday olması için yönetimin destek verdiği konuşuluyor. Mustafa´nın resmi Facebook sayfasında 23 Ocak 2018 tarihinde yaptığı paylaşımda ?seçimlerde Sisi´yi desteklediğini? açıklamış olması da iddiaları kuvvetlendirir nitelikte.
Seçimleri boykot çağrısı
2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde Sisi´nin karşısında yenileceğini bilerek çıkan ve şimdilerde bu seçimlerde Musa Mustafa´nın oynadığı rolü oynayan solcu lider Hamdin Sabahi bir basın toplantısı düzenleyerek yönetime veryansın etti. Seçimleri boykot edeceklerini açıklayan ve sloganlarının, ?evinde kal? olacağını söyleyen Sabbahi, durumdan vazife çıkartarak pirim yapmaya çalışıyor algısı oluşturdu ve söylediği inandırıcı gelmedi.
Öte yandan meclisteki 16 muhalif milletvekilinin oluşturduğu "25-30 Bloğu", ise seçimleri "ülke tarihi için çirkin bir görüntü? olarak nitelendirdi.
Hiçbir adaya destek vermediklerini deklare eden 25-30 Bloğu´nun, açıklamasında, "Bu şekilde inatla devam etmek ülkede tıkanıklığa yol açacak ve yönetimin anayasa mucibince el değiştirmesi konusundaki ümitleri tüketecektir. Bu tehlikeli bir durum" ifadelerine yer verildi.
Muhalefetin başarısızlığı
Asker kökenli adaylara karşı hassas olan Mısır yönetimi, sivil adaylara daha müsamahakar bir tavır sergiliyor. Onlarca partiden oluşan Mısır muhalefetinin bir aday etrafında birleşememesi muhalefetin başarısızlığının en büyük nedeni olarak değerlendiriliyor.
Seçimlerde Cumhurbaşkanı Sisi´nin yine kendisini destekleyen bir adaya karşı yarışacak olması ?Sisi´nin Sisi´ye karşı mücadelesi? şeklinde yorumlanıyor. Bu durum eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat´ın bacanağına muhalefet partisi kurdurmasını hatırlatıyor.
Özet olarak Mısır, bu tür manevralara uzak bir ülke değil.