Milletin parası

İktisatçı yazar İbrahim Kahveci Analiz Etti...

Milletin parası

Bu yönetimi sürdürmek için sadece oy vermenin yeterli olmayacağı yavaş yavaş anlaşıldı.

Dünyada yeni bir Türkiye kuruluyor. Öyle kolay değil tabii. 

Güçlü Türkiye’mizin maalesef parası yok. Yani olan paramız da bitti. 

Dün verdim rakamları. Kamu personeli ve emekli sistemi açığı, vergi gelirlerinin yüzde 88’ini götürüyor. 

Geriye ne para kalır ki? 

Hazine Garantili Müteahhitlerin parası nasıl ödenecek? 

Bakınız... 

Merkez Bankamızın sinsi ABD dolarına karşı verdiği 120 milyar dolarlık mücadelenin de sonuna geldik. Gerçi yabancılar ucuz doları alıp gitti ama olsun... Bakın bu sayede rekabetçi TL politikasına geçmiş olduk... 

Madem TL’nin değer kaybını rekabetçi politikaya geçiş olarak söyleyeceksek, neden 120 milyar doları harcadık? İşte bu tür soruları sakın sormayın. 

Hazine’de para kalmadı; sürekli borçlanıyor. 

Merkez Bankasında döviz kalmadı; swap (TL takası) ile döviz arıyor. 

O zaman ne olacak? 

İki ipucu: 

1- Merkez Bankasının döviz rezervi yerine artık ülkenin döviz rezervine bakalım diye yazdılar. Merkez Bankası’nın döviz rezervi eriyebilir ama olsun, bakın Milletin döviz mevduatları var. Dolayısı ile bunlar ülke rezervini oluşturuyor. 

2- Bireysel Emeklilik Sisteminde biriken 154 milyar lira var. İşte onu sanayicimizin, ekonomimizin hizmetine sunacağız. 

***

Millet çalıştı çabaladı ve işsiz kaldığında maaş almak için İşsizlik Fonu’nu kurdu. Şimdi o fon vasıtası ile krizden çıkmak için patronlara kaynak aktarıyoruz. Pandemi döneminde de verilen paralar işte oradan. 

Devlet Milletine para vermiyor; Milletin biriktirdiği parayı Millete veriyor. 

Millet yine para biriktirmiş emekliliği için. Şimdi yeni eksen Türkiye için o BES paraları da lazım. 

Nerede su birikintisi olsa alacağız ve kullanacağız. 

İsraf olmaz. 

Gerçi bizler tanesi 10 bin liradan musluk alabiliriz. İtibarımızdan da tasarruf etmeden iyi bir görüntüye sahip yönetim sağlayabiliriz. Ama mesele ülkenin ekseni... 

***

Millet verdiği oyun hakkını da maddi olarak vermek durumunda. Oy verdi ama para da oluşturması gerekiyor. Tasarrufların ülke menfaati konusunda kullanılacağına kimse şüphe etmesin. 

O vermek yetmez 

Para da verilmeli. 

NEDEN KALKINMA BİTTİ?

Yüzyıllardır ekonomistler tartışır. 

Parayı kim daha verimli kullanır? 

Kamusal hizmetler olarak eğitim, sağlık adalet, güven, yol, su kamusal yatırımdır. Ama acaba kamu bütün parayı kullanırsa ne olur? 

Bugün Hazine’de para yok. Deli gibi borçlanıyor. Ama nereden borç alıyor? Tabii ki özel sektörün kullanacağı sermayeden. 

Devlet borçlanıyor da verimli mi harcıyor? 

Hazine Garantili Müteahhitlerden daha verimli kim olabilir? 84 milyon bir tarafa, 5-10 Hazine Garantili Müteahhit diğer yana. 

Yeni düzen bu. 

Memnun olmayan varsa ülke bekasını, Ayasofya’yı, davayı bırakıp yoksa dış güçlere mi yanaşıyor. 

Gerçi biz iç borçlanmayı, köprüyü, yolu, elektriği veya ülkede ne varsa dolara bağlamış olabiliriz. İşte siz bize de bakmayın. 

Söylemlerimiz yeterli değil mi?...