Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını Cumhur İttifakı’nın adayı belirlerse…

Fehmi Koru Yazdı;

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını Cumhur İttifakı’nın adayı belirlerse…

Sonunda bu da oldu: Cumhur İttifakı adayı olarak seçime katılması beklenen AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sonunda, Millet İttifakı’nın adayını da kendisi duyurdu.

Kendisinden başka kimsenin duymadığı bir haberi paylaşarak…

Dediği aynen şu:

“Galiba dün bir televizyon programında aday olduğunu açıklamış, herhalde izin verdiler. İzin verdikleri için o da adaylığını Sivas’ta bir yerel radyoda açıkladı. Hayırlı olsun. Bu isabetli bir şey oldu. Türkiye, evet Bay Kemal gibi bir adayı görmekle inşallah nasıl bir cumhurbaşkanlığı yarışını görecek, bunu beraber yaşayacağız.”

Tayyip Erdoğan -yalnız o da değil AK Partili bilinen siyasi kimlikli kişiler ile AK Parti’nin itibar ettiği yazarlar ve yorumcular da- Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu görmek istediklerini şimdiye kadar hiç mi hiç gizlemediler zaten…

CHP’nin genel başkanının aday olması isteniyor…

Hesapları sanırım şu: Aday CHP genel başkanı olursa, herhalde alacağı oylar, CHP’nin seçimlerde almakta olduğu oylarla sınırlı kalır; Millet İttifakı içerisinde yer alan diğer beş partinin seçmen tabanları bir CHP’liye -özellikle de o partinin liderine- oy vermez; Cumhur İttifakı adayı böylece kolaylıkla seçimi kazanır.

Doğru bir hesap mı bu?

Soruma cevabı birlikte araştıralım diyorum.

MetroPoll şirketinin son (Eylül 2022) araştırmasında sorduğu “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura adaylar mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu kalırsa kime oy verirsiniz?” sorusuna verilen cevaplara bakalım.

Ankete bakılırsa, Kılıçdaroğlu’nun alabileceği oy rakibi Erdoğan’a çok yakın: Erdoğan %44.9, Kılıçdaroğlu 43.9… Arada yalnızca %1 fark var. [Cevap verenlerin %11.2’si iki adaya da oy vermeyeceğini söylemiş. İçlerindeki ‘kararsızım’ diyen %2.8’lik grup sonucu belirleyecek ankete göre.]

Evet, anket böyle söylüyor, ancak siyaseti yakından gözleyenler arasında konuya farklı yaklaşanlar var.

CHP’ye ters bakmayanların buluştuğu ‘politikyol’ sitesinde şu günlerde yayımlanan iki yazı bu açıdan önemli. 

İlk yazı Prof. Fuat Keyman’a ait, başlığı “Anti-Erdoğancı Erdoğan desteği”.

Okuyalım: 

“(..) son dönemde yurt içinde ve dışında katıldığım toplantılarda, okuduğum yazılarda, dinlediğim yorumlarda ortaya çıkan ve dolaylı ya da dolaysız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lehine gelişen bir eğilim üzerine yazmak istiyorum. / İlginç olansa; bu eğilim en geniş anlamda bugün Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine, Cumhur İttifakına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştirel bakan kesimlerden geliyor.”

Yazıda, ülkeye dışarıdan bakan çevrelerin Ukrayna işgali sonrasında Türkiye değerlendirmelerinde değişim olduğu ve özellikle muhalefetin durumuna bakıp Erdoğan liderliğindeki Türkiye’yi tercih edebilecekleri, son zamanlarda izlenen geniş açılımlı dış politikanın sadece Erdoğan tarafından sürdürülebileceği, son zamanlarda Kılıçdaroğlu’nu çok sert eleştiren, adaylığını uygun bulmayan muhalif imzalı analizler çıktığı, oyunu muhalefet adayına vereceğini söylerken bunu adayın kim olacağı şartına bağlayanlar bulunduğu tespitleri yer alıyor.

Önemli bir yazı bu.

Prof. Keyman’ın varlığını haber verdiği Kılıçdaroğlu’nu ‘çok sert eleştiren’ yazılardan en belirgini, yine aynı sitede –politikyol sitesinde- yayımlandı.

Soli Özel imzasını taşıyor “Kemal Bey’in adaylığı” başlıklı o yazı.

Muhalif bilinen bir kalemden çıkmasına rağmen bayağı ‘ağır’ bir yazı bu. 

Ağır olmasına ağır ama CHP kademelerinde yer alan siyasiler ve Millet İttifakı’nın belirleyeceği aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun isminden başka bir ismi işitmek istemediklerini fazlasıyla belli eden CHP’nin itibar ettiği kalemler ile yorumcuların dikkatle okuması gereken bir yazı…

Sandık başına gidildiğinde, özellikle ilk turda, Soli Özel’in dile getirdiği olumsuzluklar yüzünden Kılıçdaroğlu’na oy kullanmayacak CHP’liler olabileceğini de düşünmek gerekiyor.

İkinci tura kalırsa ve rakibi de anayasal engeli aşmayı başarabilmiş Erdoğan olabilirse, kampanya sırasında AK Parti ve MHP’nin acımasız iddia ve ithamlarına maruz kaldığında ‘kararsız’ seçmen kitlesini kendisine oy vermeye ikna edebilecek midir CHP lideri? 

Cumhur İttifakı adına konuşanların ısrarla Kılıçdaroğlu’nun kendi adayları karşısına rakip çıkmasını istemelerine bakılırsa, onların bu soruyu nasıl cevapladıkları belli.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu arasında cumhurbaşkanlığı için geçecek siyasi yarışın hayli yıpratıcı olacağına hiç kuşku yok.

Millet İttifakı adaylık belirlerken herhalde öyle bir yarıştan nasıl bir sonuç çıkacağını iyice gözden geçirecektir.

Seçmenin önüne karar vermede zorlanacakları tek bir isimle çıkmak Cumhur İttifakı için fazla önem taşımasa bile, aynı durum Millet İttifakı için sonuç almada sorun çıkarabilir.

İlk tur bu sorunu aşmak için farklı kullanılabilir.

Daha önceki bir yazımda, her ay değişik bir partinin ev-sahipliğinde buluşan altı liderin durağan görüntüyü zenginleştirmeleri gereğinden söz açmış ve bu amaçla bir teklifte bulunmuştum.

Her liderin toplantıya kendisiyle birlikte cumhurbaşkanı adayı olsa iyi olacağını düşündüğü bir başkasını daha götürmesi teklifiydi bu.

Toplantı yeni yüzler ve yeni fikirlerle daha zengin bir görüntüye kavuşabilir, partilerin kitlelerine farklı seçenekler üzerinde de düşünüldüğü umudu verilebilirdi.

O teklifim duyulmadı bile.

Bundan liderlerin tekliflere açık olmadığı sonucunu çıkarmıştım.

Yine de bir teklifte daha bulunacağım: İllâ tek bir isimle seçmen karşısına çıkma takıntısından vazgeçip seçimin ilk turuna birden fazla adayla gidilmesini sağlasınlar. İsteyen her parti ya genel başkanını ya da belirleyecekleri bir başka ismi aday olarak seçmen karşısına çıkarsın. İlk turda rahatlıkla oyunu kullanabileceği adaya oy verme imkanı bulmuş seçmenler, ittifaktan hangi aday adayı ikinci tura kalmayı başarırsa, ona oy vermekte daha az zorlanacaklardır.

Kampanya sırasında saldırıların tek bir hedefi olmamasını da sağlar bu yöntem.

Daha demokratik bir seçim süreci yaşanması da bu yöntemin artı yararı olur.

İllâ kendilerinden birini -CHP’de liderlerini- aday görmek isteyenler de bu arzularına kavuşmuş olurlar.

Cumhurbaşkanı mümkün olan en demokratik yolla seçilmeli.