Tarih: 16.02.2019 12:45

Milat Gazetesi´nden Ali Bal yazdı: Eğitim-Kültür-İktidar...

Facebook Twitter Linked-in

Partilerin eğitim ve kültür alanındaki politikaları özellikle genel seçimler öncesinde açıklandığında bu sefer güzel şeyler olacak, millî ve yerli hamleler yapılacak diye umudumuz artıyor. Sandık kuruluyor, seçim bitiyor, ?aynı tas aynı hamam? işler devam ediyor.

Bu alanlarda yapılan yüksek bütçeli işler yok değil. Gözümüze sokulurcasına afişlerde, caddelerde, medyada yapılan işlerin tanıtımı oluyor. Peki,  meydan boş kalmıyor, projeler havada uçuşuyor ve şu kadar maliyet, bu kadar iş diye sunulan hizmetlerin karşılılığı yok mudur? Okul mu yapılmıyor, okulsuz köy mü var? Öğretmensiz okul kaldı mı? Ulaşımı olmayan, ders araç gereci bulunmayan, dersliği yetersiz olan okul mu var? Kültür merkezleri yapılmıyor mu? Sanata, sanatçıya ve sanat eserine değer verilmiyor mu? Sinema, tiyatro desteklenmiyor mu? Matbaalar çalışmıyor mu? Kitaba KDV indirimi yok mu? Medyada eğitim ve kültüre yer verilmiyor mu?

Siyasî iktidarın eğitim ve kültürü çok önemsediğini herkes biliyor. Bu işler önemsenmemiş olsa bu kadar bütçe ayrılır mı, diyorlar. Evet, yanılgı burada başlıyor. Bu kadar maliyetli işler yapılıyor ama yine de başarılı olamadık, deniliyor. Akıl almıyor bu durumu. En büyük yanılgı, bu işlerin tepeden yapılacağı ile ilgilidir. Para ve iktidar gücü ile eğitimde ve kültürde işler bir yere kadar gider. Sonrasında ise eğitimi ve kültürü  ?millî dava?  olarak bilenlerle yola devam edilir. Hepimiz biliyoruz ki devlet eliyle yürüyen işlerde çok aksamalar oluyor. Kadrolaşmada liyakat ve adalet gibi olmazsa olmazlar terk edilerek, adamı olanlar başa geçirilirse projelerin sadece ilaheleri yapılır, sonraki aşamaları ise yapılmış gibi gösterilir. Bu ifadeden işlerin tamamlanmadığı anlaşılmasın. Tamamlanmayan işlere ait hakediş ödenmez. Bu konuda sıkıntı yok. Zaten her işimiz tamamlanmış olmasına rağmen bu memnuniyetsizlik var. Evet, bürokraside yüksek dereceli kadroları elinde tutmak isteyenlerin savaşı haline geliyor işler. Buradan bir nitelik çıkmaz. Çıksa çıksa değişim dönüşüm adı altında istikrarsızlık çıkar ki halimiz de budur. Eğitimden şahsen umutluyum. Bakan Ziya Selçuk, paradigmaları değiştiriyor, ezber bozuyor. Eğitim siyasete kurban edilmeden ehil kadroların eline teslim edilmelidir. Eğitimde sabır gerek. Eğitimde sık değişimin yararı yoktur.

Eğitim ve kültür alanında değişim alttan başlamalıdır. Bu değişim yukarıya doğru olmalıdır. Yıllardır çektiğimiz sıkıntının sebebi Cumhuriyetin ilk yıllarında topluma yukarıdan dayatılan değişimlerdi. Toplumda yama gibi duran bu dayatmalar hep sancılı oldu. Bir virüs gibi bünyeye giren tepeden inmeci anlayışın sonucu eşikte duran bir toplum olduk. İçeri giremedik. Devlet eliyle yapılan toplumsal değişimler, hangi iktidar olursa olsun maalesef dayatılmış oluyor. Oysa sosyolojik değişimlerin bir süreci, tekâmülü vardır. Olgunlaşmadan yapılan değişimler toplumu deneme tahtası haline getiriyor. Eğitim alanında yaşadığımız hayal kırıklıklarının sebebi de budur. 

Eğitim ve kültür alanında toplumun tüm katmanları kafa yoruyor. Bu konuda Stratejik Düşünce Enstitüsü´nde (SDE) düzenlenen "Kültür Politikalarımız Üzerine Stratejik Düşünceler" konulu panelde konuşma yapan Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, ?Son yıllarda yoğun olarak; dilimizi, kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı  ?yerli ve milli´ bir anlayışla daha da ileriye nasıl taşıya biliriz, onu konuşuyoruz. Burada şunu açıkça ifade etmek istiyorum, devletin kültür ve sanat alanında belirleyici bir rol üstlenmesi yerine bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapması, amaca yönelik etkinliklerin düzenlenmesine katkı sağlaması, izleyen, denetleyen ve teşvik edici bir yapı oluşturması kültür politikası hedeflerimizin başarısını artıracaktır.? ifadelerini kullandı. AK Parti, bu konuda takdire şayan iş birliği içindedir.

Değişim kaçınılmaz ama kökten, gelenekten beslenmeyen her adım bizi felakete sürükler. Siyasî iktidarlar, eğitim ve kültürde de iktidar olmayı arzuladıkları içindir yaşadığımız sıkıntılar. Eğitim ve kültür siyasetin argümanı değil, doğduğu yerdir. Bu alanları destekleyelim ama daha çok da özgür bırakalım. Vesselam!




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —