MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, hayati tehlikesi olan mahkumların cezalarının, mahkum iyileşinceye kadar geri bırakılması gerektiğini, bunun tartışma konusunu olamayacağını söyledi. Anayasa'nın 17. maddesinde geçen "yaşam hakkı" ilkesini hatırlatan Yıldız, "Hükümlüler için yaşama hakkı özel bir öneme sahiptir. Çünkü bu kişiler devletin gözetimi altındadır" vurgusunu yaptı. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'a ev hapsi verilmesi veya genel afla tahliye edilmesi tartışılırken gelen bu açıklama, Öcalan'ın "hasta mahkum" koşullarından yararlanarak serbest bırakılacağı yorumlarına neden oldu. DEM Parti heyeti, MHP lideri Bahçeli'nin "silah bırakma" ve "umut hakkı" söylemiyle başlattığı çağrılar üzerine geçen hafta Öcalan'la görüşmüştü.
FETİ YILDIZ'IN PAYLAŞIMI
MHP'li Feti Yıldız, bugün sosyal medyada yaptığı paylaşımda hasta mahkumların durumuna ilişkin, "Hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa, iyileşinceye kadar infazın geri bırakılması tartışma konusu olmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Yıldız, Anayasa'daki "yaşam hakkı" ilkesini vurgulayarak, "İnsan Hakları Sözleşmelerinde ve Anayasamızın 17. maddesinde belirtildiği üzere; “her insan doğuştan gelen yaşama hakkına sahiptir. İnsan hakları içinde değer sırası bakımından ilk sırada yer alan yaşama hakkı diğer tüm hakların varlık sebebidir. Devlet bu hakka saygı göstermekle yükümlü, etkin olarak korumakla görevlidir. Hükümlü ve tutuklular ile gözaltına alınan kişiler bakımından yaşama hakkı özel bir öneme sahiptir. Çünkü, bu kişiler devletin denetimi ve gözetimi altındadır." hatırlatmasını yaptı.
Yıldız'ın açıklamasının zamanlaması, henüz adı konulmamış yeni çözüm süreci çalışmalarının başladığı günlerle paralellik gösterdiği gerekçesiyle dikkat çekti. İnfazın geriye bırakılması vurgusu, "Öcalan bu yolla mı serbest kalacak?" sorusunu akıllara getirdi.
'GENEL AFFA GEREK KALMADI'
Öte yandan gazeteci Alican Uludağ, Yıldız'ın paylaşımına dayanarak 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanunu hatırlattı, "MHP, Abdullah Öcalan'ı affa gerek kalmadan İmralı'dan çıkarıp ev hapsine almanın formülünü buldu." dedi.
Uludağ, "Kanunun 'Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi' başlıklı maddesi, Abdullah Öcalan'ın ev hapsine çıkarılmasına izin veriyor. Maddeye göre hasta mahkumların cezasının infazı, sağlık durumu mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılabiliyor." bilgisini verdi.
Uygulamaya göre geri bırakma kararını, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurulları yada Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenip yine Adlî Tıp Kurumu'nca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yerin Cumhuriyet Başsavcılığı veriyor.
Abdullah Öcalan için ise bu kararı, İmralı Adası'nın bağlı bulunduğu Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı verebilir.
NE OLMUŞTU?
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 22 Ekim'de başlattığı bölücü terör örgütü PKK'nın silah bırakmasına ilişkin çağrılar sonucunda DEM Parti'den Sırrı Süre Önder ve Pervin Buldan, geçen hafta İmralı Cezaevi'nde Öcalan ile görüştü. Öcalan'ın "çağrı yapmaya hazırım" mesajını verdiği görüşmenin ardından DEM Parti ilk olarak MHP ile toplantı yaptı, Bahçeli ile bir araya geldi.
Her partinin ziyaret edileceği kaydedilirken Öcalan'ın ev hapsine alınıp alınmayacağı tartışmaları da gündemdeki yerini aldı. Bahçeli'nin "Öcalan DEM Parti Meclis grubunda silah bırakıldığını ilan etsin." ifadesini, "Bu iradeyi gösterirse umut hakkı düzenlemesinin önü sonuna kadar açılsın." önerisi takip etmişti.