CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar ve parti yöneticilerinin tutuklanmasıyla alevlenen yargı tartışmalarına İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıkladığı bilirkişi hakkında haber yapan Halk TV çalışanlarının gözaltına alınması yeni bir boyut kazandı. Seda Selek ve Serhan Asker adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, program müdürü Kürşat Oğuz ve gazeteci Barış Pehlivan hakkında tutuklama talebi gündeme geldi.
Yaşananlar muhalefet ve kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan dikkat çeken bir sosyal medya paylaşımı geldi.
Yıldız, paylaşımında ifade özgürlüğü ve basın hukukuna ilişkin yorumlar yaparak, “Haber verme sınırını aşmayan, eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları anayasanın ve Basın Kanunu’nun koruması altındadır” ifadelerini kullandı.
'HABER VERME SINIRINI AŞMAYAN AÇIKLAMALAR KORUMA ALTINDADIR'
MHP İstanbul Milletvekili Yıldız, gazetecilere yönelik gözaltılar ve yargıya ilişkin tartışmalar konusunda yaptığı açıklamada, ifade özgürlüğünün anayasa ve Basın Kanunu ile güvence altına alındığını belirtti. Yıldız, şu sözleriyle basın özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı arasındaki hassas dengeye dikkat çekti:
"Haber verme sınırını aşmayan, eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları anayasanın ve Basın Kanunu’nun koruması altındadır. Ancak sosyal medya üzerinden adalet aranması, masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkına zarar vermektedir."
Yıldız, yargı süreçlerine sosyal medya üzerinden müdahale edilmesini ve mahkemelerin baskı altına alınmasını hukuka aykırı bulduğunu ifade ederken, özellikle tehditkâr dil ve kampanyalarla yargının yönlendirilmesinin hukukun temel ilkelerine zarar verdiğini belirtti.
Feti Yıldız'ın sosyal medya paylaşımı:
İftira, küfür, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı,resim ve açıklamalar, suç işleme tehdidinde bulunarak kamu barışını bozmaya yönelik beyanlar, işlenen suçu mükafatlandırma vaatleri, kişisel verilerde sahtecilik, dünyanın hiç bir ülkesinde hukuki koruma göremez ve yaptırıma bağlanır. Türk adaleti; hak,hukuk tanımayan ahlaken dejenere olmuş kişilerin yalanları ve iftiralarıyla mücadele etmektedir. Anayasada yer alan hak ve özgürlüklerin hiçbiri, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayalı demokratik laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Haber verme sınırını aşmayan,eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları anayasanın ve Basın Kanununun koruması altındadır. Sosyal medya, ifade özgürlüğü için önemli bir alandır. Ancak, bir hakkın teslimi için, hakikati bulmak için, insan haysiyeti için, adil ve yasal olanı korumak için ahlaki bir erdem olan adaletin sosyal medya üzerinden aranması yargıyı olumsuz etkilemektedir. Masumiyet karinesi ve adil yargılanma hakkı zarar görmektedir. Bu mecralarda Polis ve mahkemelere yol gösterilmekte, kampanyalar düzenlenmektedir. Hatta tehditkâr bir dille tutuklama ya da serbest bırakmalar bile talep edilmektedir. Bu yol hukukun yolu değildir.