MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan, Afrin´e yönelik Zeytin Dalı Harekatı´nın herhangi bir askeri çatışma değil, inanç ve ümit ile bu coğrafyada girişilen yeni bir seferberliğin ilk adımı olduğunu bildirdi.
Adan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye´nin oldukça kritik günlerden geçtiğine ve yarınlara uzanan yolda emin ve başı dik yürüyebilmesi için bölgesini istikrara kavuşturmasının elzem olduğuna işaret etti.
"Suriye´nin kuzeyindeki bazı alanların, Türkiye´yi sırtından hançerlemek için fırsat kollayan birçok satılık örgütün kendilerini ihaleye çıkardığı mal pazarlarına döndüğünü" ifade eden Adan, Türkiye´nin istikrar, istikbal ve istiklal için attığı her adımda bu topraklardan Türkiye´nin bir köşesine taarruz gerçekleştiğini belirtti.
Öncelikli hedef olarak belirlenen Afrin ve akabinde muzaffer Türk ordusunun yürüyeceği Münbiç´in, sivrisineklerden kurtulmak için kurutulması gereken bataklık, mikroptan bedeni arındırmak için tek çarenin ameliyat olduğu bir yara haline geldiğini aktaran Adan, "Bu açık yarayı kapatmak için harekete geçen şanlı Türk ordusu, esasen oradaki bütün mazlumların da yaralarını sarmak için yola revan olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Binlerce yılı aşarak gelen devlet ve ordu geleneğinin bilgelik birikimini ispatlarcasına, büyük bir vukufiyet ve müthiş bir isabetle askeri harekatın isminin "Zeytin Dalı" olarak belirlendiğini anımsatan Adan, zeytin dalının bütün insanlığın ortak hafızasında "barış" demek olduğunu kaydetti.
Adan, Türk ordusunun tarihi boyunca olduğu gibi bugün de "silahlı zalimler, silahsız mazlumları ezmesin" diye göğsünü siper etmeye talip olduğunu vurguladı.
Bu coğrafyaya kan ve kin getirip, karşılığında petrol tahsil eden güç odaklarının aksine, Mehmetçik´in, bu toprakların insanlarına huzur ve emniyet verme azminde olduğunu belirten Adan, harekat başlayalı kısa bir süre olmasına rağmen, barışın güvercini, savaşın kartalı şanlı Türk sancağının bölgenin pek çok noktasında dalgalandığını ifade etti.
Mehmetçiğin bütün stratejik planları, politik oyunları, taktiksel hamleleri boşa çıkaran imanıyla karşısındaki kiralık katil şebekesini ezip geçtiğini vurgulayan Adan, "Yalnız sivil halkı katletme konusunda bir başarı sağlayabilen bu korkak güruh, sırtını sıvazlayan ellerin yokluğunu hissetmiş ve feryada başlamıştır, sonları hüsrandır." ifadesini kullandı.
"PKK ve onun alfabede harf takınarak kendine başka isimler bulan bütün yancıları, Türkiye Cumhuriyeti karşısında ya diz çöküp teslim olmaya ya etek giyip kaçmaya mahkumdur." değerlendirmesini yapan Adan, şöyle devam etti:
"Pek çok dünya şehrinde eylemler düzenleyip bazı ülkeleri kendileri için yardıma çağırmaları, bu akıbetten kaçmak için gösterdikleri boşa çabalardır. Suriye´nin kuzeyine yerleşerek orada katliamla, toplu sürgünle, işkenceyle devlet kurmaya çalışan bu eşkıya çetesi, taşeronluğuna ve enerji hattı bekçiliğine talip oldukları kuvvetler tarafından kurtarılma ümidini muhafaza etmektedir. Bu kuvvetler imdatlarına yetişsin yahut da yetişmesin, Türk neferinin süngüsü, PKK´nın Suriye´deki varlığını silecek, Mehmetlerin destanını ise dağların zirvesinden şehirlerin göbeğine dek her yere kazıyacaktır."
Türkiye´nin kendisinden emin, millet evlatlarından yana müsterih olduğunu vurgulayan Adan, şu görüşlerini paylaştı:
"Çünkü Zeytin Dalı Operasyonu, herhangi bir askeri çatışma değildir. Zeytin Dalı Operasyonu, inanç ve ümit ile bu coğrafyada giriştiğimiz yeni bir seferberliğin ilk adımıdır. Arkasında sadece barut ve kandan bir iz değil, başı okşandığı için gülen çocukların tebessümlerini, oyuncağına sarılan Suriyeli yetimin gözlerindeki parıltıyı da o topraklara taşıyacaktır. Türk´ün töresi ve İslam´ın akaidine uygun bir savaş hukuku ile ilerleyen Mehmetçik, bu coğrafyayı bin yıl boyunca merhametle besleyen ana damarın ne olduğunu herkese hatırlatacaktır. Nitekim bu kavganın bir tarafında sivilleri kendine canlı kalkan yapan PKK, diğer tarafında ise sivillerin canını tehlikeye atmamak için bir cerrah titizliğiyle operasyonu yürüten Türk ordusu vardır. Bu kavga, hakiki medeniyet ile barbarlığın kavgasıdır. Bu kavga, ışıkla karanlığın kavgasıdır. Zeytin Dalı Operasyonu, Kızılelma´nın bozkurtlarıyla, Kızılyıldız´ın çakallarının kavgasıdır. Türkiye´nin öz çocukları, gayrimeşru çocuklarına muhakkak galebe çalacaktır. Ayyıldız´ın ışığı, Kızılyıldız´ın karanlığını boğacaktır."
Harekat sürerken barış haykırışlarıyla ortalığı velveleye vermek için ter döken bir grubun peydah olduğunu belirten Adan, Türk milletinin, daha önceden de görülen ve artık sicilleri ezberlenen bu sözde aydın kitlenin derdini çok iyi bildiğini vurguladı.
Bu grubun barış söyleminin, Arif Nihat Asya´nın "Bir ses var, ninni söyler bize/Vurulalım diye uyurken!" mısralarında anlattığı gibi tehlikeli ve sinsi bir planın parçası olduğuna işaret eden Adan, şöyle devam etti:
"Bu tescilli ekip, PKK´nın işgal ettiği topraklarda yaptığı katliam ve sürgünleri "Rojava Devrimi" ve "Kobane Direnişi" diye pazarlayan reklam ve propaganda birimleridir."
"(IŞİD´e karşı savaşan modern PKK) illüzyonuyla, eli kanlı örgütün imaj danışmanlığını yürütmüşlerdir." ifadesini kullanan Adan, "Şimdi de aynı akademisyen, yazar, artist topluluğunun, köşelerinden homurdandığını ileri sürdü.
Adan, "Bu kirli zihinlerin yeni bir metropol isyanı çıkarmasına ne devlet aklı ne de millet sağduyusu müsaade edecektir. Teröriste moral destek ekibi olan bu sahtekarların yüzlerine sürdükleri barış makyajı artık silinmiş, alttan karanlık yüzleri görünmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
Zeytin Dalı Harekatı sırasında şehit düşen Musa Özalkan ve Oğuz Kaan Usta´ya Allah´tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Adan, şunları kaydetti:
"Ülkücü hareketin temsil ettiği bütün değerleri bünyesinde taşıyan bu genç yiğitler, vatan uğruna vazifeye en önde koşmuş ve toprağa bir tohum gibi, bir cemre gibi ilk önce onlar düşmüştür. Bu memlekette adettir, kurban gerekti mi gözler koçlara çevrilir. Şehadetleri bu sebeple bütün ülkücü hareketin iftihar vesilesi ve şeref madalyası olmuştur. Musa´nın aziz hatırası da Fıratların, Dursunların, Süleymanların mübarek emaneti gibi yüreğimizin en derininde duracaktır. Onlar farklı zaman dilimlerinde tekrar tekrar, binlerce kez ispat etmiştir ki Türkiye ne zaman dara düşse, ölümün karşısına dikilip vatanı müdafaa etmeye bu davanın erleri en önde koşmaktadır. Kur´an-ı Kerim´de kendi davası uğruna savaşanlara yardım edeceğini vaat eden ve zeytinin üzerine yemin eden yüce Rabbimizden, İslam´ın bin yıl sancaktarlığını yapan bu aziz ve temiz milletin evlatlarına da Zeytin Dalı Operasyonu´nda yardımcı olmasını niyaz ederiz. Bu milletin namusu, Mehmetler´in namlusuna emanettir. İhanet için baş kaldıranların başı düşecek ama Mehmetçik´e emanet edilen sancak yere düşmeyecektir. Duamız da davamız da sevdamız da budur."