Ertan Karabıyık'ın "konuya dair" makalesi(*)
Mevsimlik gezici tarım işçileri yılın belirli dönemlerinde evlerini terk ederek çoluk çocuk kısa veya uzun süreyle tarlalarda, bahçelerde çalışarak geçimlerini sağlıyorlar. Soğuk sıcak demeden kendi kurdukları çadırlarda yağmurun, tozun, sineklerin içinde zor koşullarda yaşıyorlar. Zaman zaman elektrikleri olmuyor ve ovanın ortasında adeta ıssızlığı yaşıyorlar. Genellikle çocukları okuldan erken ayrılıyor, memleketlerine döndüklerinde de geç katılıyorlar. Eğitimlerini tamamlamaları da çok zor oluyor. Ailenin yoksulluk döngüsü böylece sürüp gidiyor ve kalıcı hale geliyor.
Göç süreci yolculuk hazırlıklarıyla başlıyor. Hangi ile ve hangi ürüne gidileceği ya kendi imkanlarıyla ya da onlar adına aracılık yapanlar tarafında belirleniyor. Önce alış veriş yapılıp göç sürecinde tüketilecek gıda ve diğer ihtiyaçlar satın alınıyor. Çoğu zaman ya kendilerine iş bulan tarım aracılarına ya da alış veriş yaptıkları markete borçlanarak yapılarla bu alış verişi. Sonra denkler hazırlanıyor ve çalışacakları ile doğru yolculuk başlıyor. Genellikle iki üç aile birlikte aynı minibüsle yolculuk yapıyor ve bu yolculuk giderlerini paylaşıyorlar. Yolculuk giderleri onlar için çok önemli. Bu nedenle mümkün olduğunca kalabalık gidiyorlar.
"Mevsimlik gezici tarım işçilerinin yoksulluk döngüsü sürüp gidiyor ve kalıcı hale geliyor."
Ertan Karabıyık
Kalkınma Atölyesi
Çocuklar için riskli yerleşimler
Yaşam ortamı gittikleri ildeki kırsal yerleşimlere göre belirleniyor. Bazen bir ovanın ortasında, bazen bir dere kenarında, bazen de bir köyün yakınında... Ancak her zaman elektrik, su, kanalizasyon, çöp, börtü böcek, toz, sinek, rüzgar gibi olumsuz koşulların bulunduğu yerler buraları. Çocuklar için her zaman riskli yerleşimler. Yol kenarında trafik kazaları, dere veya kanal kenarında boğulma riskleri, şiddetli yağmurun çadırda grime durumu normal karşılanıyor.
Aileler çok kalabalıktır. Ortalama yedi kişiden oluşan aileler bütün üyeleriyle genellikle birlikte yolculuk yapar ve 15-20 metrekarelik tek göz plastikten imal edilmiş çadırda yaşarlar. Bu çadır bazen rüzgardan uçar, sağanak yağışta su alır, genellikle içleri tozludur ve bu yaşam mekanı aynı zamanda mutfak, eşyaların konulduğu yer, çocukların oyun alanı, ders çalıştıkları ortamdır. Kışın soğuk, yazın sıcaktır. Yakacak olarak odun, tarımsal artıklar, çalı çırpı kullanılır.
Çalıştıkları bahçe veya tarlalara bazen yürüyerek bazen de kalabalık traktör kasaları, minibüsler veya kamyonetlerle, fındık bölgelerinde olduğu gibi sadece yük taşımak amacıyla kullanılan patpatlarla giderler. Risklidir. Tehlikelidir. Çalıştıkları ortamda tuvalet ve su, dinlenme ve yemek yeme alanları en önemli sorundur. Kişisel koruyucu ekipman kullanımı hemen hemen yok denecek düzeydedir. Çoğu zaman uzun saatler, günde 11-12 saat olacak şekilde çalışırlar. Bazen tütün yaprak kırımında olduğu gibi gece de işe giderler.
"Mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları ortamda tuvalet ve su, dinlenme ve yemek yeme alanları en önemli sorun."
Ertan Karabıyık
Kalkınma Atölyesi kurucusu
Bu aileler geçinmek için genellikle çocuklarını da çalıştırırlar. Çünkü ailenin geçinebilmesi için bu gereklidir. Adeta ailenin geçim stratejisinde çocuk emeği vazgeçilmezdir. Ailelerin çocukların çalışmasından vazgeçmesi günümdeki çalışma koşullarında mümkün görülmemektedir. Mevsimlik gezici tarım işçileri hem yoksuldur hem de çoğu zaman tarımsal işçilikten başka geçim kaynakları bulunmamaktadırlar. Adeta tarımsal üretimde çalışmaları zorunluluktur. Eskiden köylerde yaşarken günümüzde artık kentin yoksul semtlerinde bulunurlar.
Çocuklar okuldan erken ayrılıyor
Çocuklar çalıştıkları için eğitimlerini aksatırlar ve erkenden okuldan ayırılırlar. Ayrıldıkları için de ileri eğitim alma ve meslek sahibi olmaları mümkün olamamaktadır. Ailenin yoksulluk döngüsü böylece devam eder durur. Yoksulluğun sürdürülebilir hale gelmesine yol açar. Çocuklar sürekli bu yaşamdan dolayı umutlarını, hayallerini kaybeder, durumu kabullenir.
Mevsimlik gezici tarım işçileri üründen ürüne ve ürünlerin yetiştirilmesi süreçlerine göre farklı ücretler alırlar. Bazen günlük ücretlerle (yevmiye, bazen de hasat ettikleri ürünün miktarına, bazen de çalıştıkları alanının büyüklüğüne göre ücretlendirirler. Günlük yevmiyede genellikle 12 yaşından sonra çalışmaya başlarlar. Hasat ettikleri ürün miktarı veya çalıştıkları alan büyüklüğüne göre ücretlendirmede bu yaş zaman zaman altıya kadar iner. Çünkü orada saate bağlı performans değil, aile üyelerinin bir gün boyunca gerçekleştireceği işin büyüklüğü önemlidir. Ücretleri başkaları tarafından belirlenir. Bazen ziraat odaları, bazen muhtarlar veya tarım aracılarıyla ihracatçıların pazarlıkları belirler.
Beslenme yetersizliği
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin beslenmesi yeterli değildir. Çünkü kazandıkları gelir onların yeterli ve sağlıklı beslenmesine yetmez. Bu durum çocukları yetişkinlerden çok daha fazla etkiler ve bu durum onların fiziksel, zihinsel gelişimlerini, öğrenme kapasitelerini etkiler. Ağır çalışma ve yaşam koşulları ile beslenme durumları onların bodur kalmasına yol açar.
Kız çocukları erkek çocuklarından daha da zor bir hayata sahiptirler. Onlar tarlada, bahçede çalışmanın yanında bir de ev işlerine yardımcı olurlar, küçük kardeşlerine bakarlar. Erken yaşta evlenirler. Erken yaşta da çocuk sahibi olurlar.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin ücretleri genellikle asgari ücretin altındadır ve durum onların temel ihtiyaçlarını karşılamasına yetmez. Her zaman borçlanırlar ve bu borçlarını ödemek için zor koşullardaki işleri kabul etmek durumunda kalırlar.
Örgütlenemezler. Çünkü hem kayıt dışı olmaları hem de bu işlerin süreksizliğinden, sürekli göç etme durumunda kalmalarından, yasaların hala onları bir işçi olarak kabul etmemesinden dolayı şimdilik mümkün görülmemektedir.
Tarım aracılarının önemi
Genellikle tarım aracılarıyla iş bulurlar. Tarım aracıları onlar için çok önemlidir ve ücretleri dışında ulaşım, sağlık, konaklama yeri temini, elektrik, su ve temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda ilk başvurdukları kişidir. Paraları kalmadığında borç aldıkları, kendilerine iş bulmaları için onları zorladıkları kişidir. Ona adeta bağımlıdır ve bu bağımlılık ilişkisi yıllarca sürebilir.
Mevsimlik tarımsal üretim göçmenlerin, sığınmacıların, mültecilerin en hızlı para kazanacakları ve hayatta kalmalarını sağlayacak işkoludur. Bu nedenle Türkiye’de fındık ve çay hasadına Gürcüler, ot biçmeye Azeriler, hayvancılık faaliyetlerine Afganlar, bitkisel üretimin tamamına yakına Suriyeli göçmenler katılmaktadır. Onların işleri daha da zordur. Dil engeli, ilişki ağlarının yetersizliği hem iş bulma hem de pazarlık yapma konusunda dezavantajdır. Bu nedenle çok daha ucuza, zor koşullarda çalışabilirler. Adeta yoksulların rekabetinin yaşandığı bu işkolunda en kısa sürede çok para kazanmak için uğraşırlar.
Kalkınma Atölyesi'_nin mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına dair yürüttüğü çalışmalar, Türkiye’de Mevsimlik Tarım İşçilerinin 0-6 Yaş Arası Çocuklarının Yaşam Halleri Araştırma Projesi, Mevsimlik Tarım Göçünden Etkilenen 6-14 Yaş Grubu Çocuklara Yönelik Müdahaleler Programı, Ordu İlindeki Fındık Toplama İşleri Çerçevesinde Mevsimlik Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Projesi, Mevsimlik Tarım Göçüne Katılan Çocuklar İçin Yerel Düzeyde Çocuk İşçiliğiyle Mücadele, Pamukta Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi, Türkiye’deki Çukurova Bölgesinde Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliğinde Yer Alan Göçmen Nüfusun Korunma ve Temel İhtiyaçlarının Karşılanmasına Dair Haritalama Çalışması gibi alanları kapsamaktadır. _
(*)Ertan Karabıyık, Ankara merkezli Kalkınma Atölyesi'nin kurucusu ortağıdır. 2004 yılında kurulan Kalkınma Atölyesi Kooperatifi, Türkiye'de kalkınmaya dair her ölçekteki projelerin sürdürülebilir olmasına katkı sağlamayı amaçlamakta ve özellikle 2009 yılından beri mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına odaklanıp bu konuda ülke çapında projeler geliştirmektedir.
Kaynak: tr.euronews.com