Tarih: 23.07.2018 09:19

Mesut Özil, Schrebergarten bayrak yarışı ve bulaşıcı milliyetçilik

Facebook Twitter Linked-in

Schrebegarten´lar Almanya´nın hemen hemen her şehrinde bulunan küçük bahçelerdir. Derneklerce yönetilen bu küçük bahçeler isteyenler tarafından kiralanır. İçlerinde tahtadan küçük evlerin olduğu bu bahçelerde çeşitli sebze ve meyveler de yetiştirilir. İngilizce karşılığı ?Allotment´ ya da  ?community garden´dır.

Almanya´ya ilk geldiğim zaman bu bahçeler çok dikkatimi çekmişti. Şehrin içinde insanların nefes alması için ideal yeşil alanlar diye düşünmüştüm. Türkiye´deki gibi ?illa yazlığımız olsun´ mantığından uzak, çok daha pratik ve kullanışlı yerlerdi benim için. Çevreyi ve insanları gözlemleme ve sonra da analizler yapma huyumdan dolayı da kendi kendime ?keşke ülkemizde de azla yetinmeyi destekleyen bu tür bahçeler olsa´ demiştim.

Bir de o zamanlar dikkatimi çeken yabancılara ait bahçelerdi. Hepsinde uzun direkler ve direklerin başında da sahibinin hangi ülkeden olduğunu gösteren bayraklar vardı. Hangi bahçenin hangi milletten insana ait olduğu açıkça belliydi. Trenle yolculuk yaparken hangi bahçenin Türkiye´lilere ait olduğunu uzaktan seçmek çok kolaydı.

Neden mi?

Uzun bayrak direkleri ve kocaman bayraklarından. Aradan 15 yıl geçti ve bu zamanda neler değişti biliyor musunuz? Artık bütün bahçelerde bayraklar var. Almanyalılar da artık bahçelerinde uzun direkler dikip Alman bayraklarını sallandırıyorlar. Bayrak yarışıyla başlayan bulaşıcı milliyetçiliği gösterme hastalığı hızını iyice arttırdı ve Almanya´yı sardı.

Ve Mesut Özil olayıyla bu artık en net şeklini aldı.

Mesut Özil haklı mı, evet haklı. Hem de sonuna kadar. Hele bir cümlesi var ki, içinde bulunduğu durumu en açık şekliyle özetlemekte.

?Ich bin Deutscher, wenn wir gewinnen, ich bin Immigrant, wenn wir verlieren´

?I am German when we win, but I´m an immigrant when we lose´.

(Kazandığımızda Almanım, kaybettiğimizde ise göçmen oluyorum.)

Yabancı olduğunuzun hissettirilmesi çok kötü bir durum.

Ya da sürekli size yöneltilen şu soru: ?Köken olarak nerelisiniz?´

Ya da ?Benim yabancılara karşı bir düşmanlığım yok ama??.´ cümlesi,

Avrupa´da, Türkiye´de ve dünyada artan milliyetçilik akımları gençlere zevkli geliyor olabilir. Siyasetçilere de ?kolay siyaset yapma´ imkanı veriyor olabilir. Grup aidiyeti hislerini yaşama arzusu sebebiyle insanlar kendilerini illa bir milliyetten görmek ve bunu da dünyaya haykırmak istiyor olabilirler.

Ancak şunu unutmayalım ki; bu önü alınmaz, azılı, bulaşıcı bir hastalık.

İnsanların genlerinin %99´u aynı. Irka dayalı farklılık gibi bir konu söz konusu değil.

Öğrenilme ve sosyal çevre ile insanları aynı düşünce yapısında ve tarzda yetiştirmek çok kolay ve mümkün. Kimse kendini bulunmaz hint kumaşı sanmasın.

Neden mi böyle diyorum?

?Her Türk asker doğar´ diye dayatılan kültürün yoğurduğu bir ülkede, ?bedelli askerlik´le ilgili her gün sosyal medyada başlıklar açılmakta.

Ya da Hitler ari ırk baskısı yaptığında, komik olan bizzat kendisinin belirttiği özelliklerde olmadığıydı.

Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Almanya bu konuda sabıkalı. Tarihinde milyonlarca Yahudi kökenli vatandaşı (sadece Yahudi oldukları için) insafsızca katletmişti. [Müslümanlar benim bu cümlemden rahatsız olmasınlar. Yahudi kökenli insanların hakkını aramayan/arayamayan/aramak istemeyen müslümanlar, dinsel ayrımcılık sorununu aşamadıklarından dolayı dünyaya huzur ve nizam getiremeyeceklerdir.]

Mesut Özil, Futbol Federasyonu ile çok önemli bir müsabakaya çıktı. Ya federasyon yöneticileri kazanacak, ya da Özil?

Tabii ki Özil haklı,

Tabii ki sığınmacılar konusunda aşırı sağcılar toplumu geriyorlar,

Tabii ki toplumda ?yabancı düşmanı değilim, ama?..´ cümlesini daha çok duyar olduk,

Tabii ki Almanya geçmişteki ?Yahudi katliamları´ yüzünden sabıkalı,

Tabii ki IRKÇILIK lanetlenmiştir ve ilk IRKÇI şeytandır?

Tabii ki milliyetçilik prim yapan popülist değer haline geldi.

Tabii ki Almanya´lılar soğuk insanlar, kuralcılar, duygularıyla hareket etmiyorlar ve bu yüzden de birçok şeyi anlayamıyorlar?

Peki biz nasılız?

Müslümanlar ve Türkiye´liler nasıl.

Halk bazında olumsuz birşey demiyorum. Vatandaşlarımızı bağlayan bir durum yok, konuşurlar.

6 Mart 2017 tarihinde ?Nazi Almanya´sı Tartışması Tehlikeli ve Zararlı´ başlıklı yazımda da ele almıştım. Devlete ait bu söylem tarzının uluslararası ilişkiler açısından tamamen yanlış ve gereksiz olduğunu ifade etmiştim. Burada yaşayan Türkiye´lileri zora sokacağını da ifade etmiştim. Sayın Mehmet Tekelioğlu büyüğümüz de fazla endişelendiğimi şöyle belirtmişti:

?Öte yandan Türkiye´nin Almanya´nın tavrına karşı geliştirdiği sert söylemin Almanya´da yaşayan Türkleri zorluklar içerisine iteceğini düşünenler de var. Ocak Medyadaki yazısında, Almanya´da yaşayan Sinan Eskicioğlu bu hususu dile getiriyor ve biraz fazla endişeye kapılıyor.´

Endileşenlendiğim doğru.

Nedeni ise şu: ?Almanya´da yaşayan bir birey olarak bunları görüp ifade ediyoruz. Ülkelerin ve dünyanın geleceği açısından bizim menfaatimize olanın samimiyetle sevgiyi sunmak olduğunu biliyoruz. Hani ne diyordu Hz. Peygamber. ?Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz?.´

Güç ve iktidar savaşı için insanlar kurban edilemezler?

Müslüman olan inanmış kişiler de, güç ve iktidar savaşı içinde olamazlar?.

 

Sevgi ve Bilgiyle kalın




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —