Bir dolandırıcı, bir sahtekâr. Kendine kartvizit yaptırıp toplumsal manüplasyon yapacak kadar hoyrat, cüretkâr(!)
Adı, Çetin Acar. Alanında, soyadıyla müsemma.
Melih Gökçek işe almış bunu, 4 yıl boyunca işe hiç uğramamış..Bu adama toplam 270 bin lira maaş(!) ödenmiş.
Mansur Yavaş tespit etmiş, sormuş: ”işe neden gelmiyorsun?” cevap olarak “MİT’im” demiş adam.
MİT’e sorulmuş, cevap: “tanımıyoruz”
Kendini “fetö uzmanı” diye lanse etmiş sağda solda. Öylesine ciddiye alınmış ki, Cumhuriyet Gazetesi açıklamalarında haber değeri bulup, beyanlarını sayfalarına taşımış.
Mesela “ Fetö’cüler 3 bin kişilik fuhuş ordusu kurmuş” (11 Ocak 2017) başlıklı Cumhuriyet Gazetesi haberi bu acar dolandırıcı’nın açıklamalarından derlenmiş. ( Mezkur haberi okuduğumda sosyal medya hesabımdan, “ bu haberler işin aslını saptırmaya yönelik olabilir. Perdeleme olabilir. Güvenlik birimler ve yargı bu tür haberlere karşı temkinli olmalı” diye yazdığımı hatırlıyorum)
Fetullahçı yapılanmanın “kötülük galerisi”ni aşağı yukarı bilen biri olarak; kumpas yapar, santaj yapar, sınav sorusu çalar, iltimas yapar, kolpacılık işidir, devleti ele geçirmek ister, iftira atar, mahremiyete tecavüz eder, telefon dinler hatta darbeye bile kalkışır ama kimse demez ki, bunlar fuhuş şebekeleri kurup bu alanda işletmecilik yaptılar.
Melih Gökçek demiştik. Türkiye’de siyasi yaşamın son 30 yılında sağ kulvarda hep vardı Gökçek. 1991’deki sağ ittifakın kuruluşunda aldığı etkin rol ile belirginleşen siyasi kariyeri, 23.yılını deruhte ettiği Ankara Belediye Başkanlığı’ndan alınmasıyla son bulmuş gibi görünse de sosyal medyadaki varlığıyla hâlâ kimilerinin umudu.
Mensubu olduğu partinin etkili isimlerinden Bülent Arınç’ın “Ankara’yı parsel parsel sattı” dediği Gökçek’e 2000’li yılların başında Ankara’da “Süleyman’’ın (Demirel) oğlu” derlerdi.
Henüz kuruluş aşamasındaki Ak Parti’nin önünü kesmek için -kimilerine göre Demirel’in desteğiyle- icradan ucuza kapattığı Demokrat Parti’nin başına geçmişti Melih bey. Arka odalarda neler konuşuldu, nasıl oldu da kalkmakta olan Ak Parti treninin son kompartımanına atladı burası bilinmiyor.
Hatırlanacaktır; 28 Şubat hukukunun hüküm sürdüğü günlerde, Melih Gökçek gözaltına alınmıştı Ankara’da. Polisin arasında emniyet aracına bindirilen kan ter içindeki kişi büyükşehir belediye başkanı Melih Gökçek’ti. Birkaç saat emniyette misafir edilen Başkan, Cumhurbaşkanı Demirel’in talimatıyla serbest bırakılmıştı.
Yeniden Milli Mücadele çizgisinden gelir Gökçek.. Birçok tanınmış siyasetçi bürokratın yetiştiği bu çizgi renkli simalar üretti Türkiye için. Altan Tan’dan Hüseyin Gülerce’ye, Cemil Çiçek’ten Ayhan Bilgen’e kadar.
Melih bey’in siyasi kariyerini beslediği retorik hep Chp çizgisine vurmak zemininde şekillendi kuşkusuz. Görevinden alındığı günlerde, kişisel itibarı örselenirken Mhp lideri Bahçeli’nin “ Melih bey değerlidir” çıkışı can simidi olmuştu kendisine. Bahçeli’nin Ankara’da adayımız olabilir yaklaşımı, cumhur ittifakının ruhuna aykırı bulunduğundan konu söylem düzeyinde kaldı.
Milliyetçi muhafazakâr kesim içinde Gökçek’i destekleyen eklektik bir kitlenin de var olduğu inkar edilemez. Yıllardır bir Türkiye ezberi dalgaları üzerinde surf yaptı Melih bey. Neydi o? Türkiye’de sağ oy yüzde 70 sol oy yüzde 30. Artık seçmen refleksi bu değil. Hele de yeni sistemde, yüzde 70'i kim kaybetmiş ki Melih bey bulsun?
Türkiye’de siyasal anlamda her “yeni” yapılanma içerisinde Melih Gökçek’i görmek sizi şaşırtmasın! O hırslarının dizginlerini eline alamamış bir siyaset fenomenidir.
Kırk ayağı vardır O’nun…
HerTaraf'dan