Suriçi Grubu Platformu, 30 yılı aşkın süredir devam eden ve gelenekselleşen pazar buluşmalarının sonuncusunu Topkapı Akgün Otel'de gerçekleştirdi.
2019 yılının son programı olan toplantıya, bir dönem İçişleri ve Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan, eski Emniyet Müdürü Mehmet Ağar da katıldı.
Platformun başkanı Nedim Abi'nin açılış konuşmasıyla başlayan buluşmada, çok sayıda siyasetçi ve bürokrat da bulundu.
Ağar kürsüde isim vermeden Gül, Babacan ve Davutoğlu'nu eleştirdi
Son dönemde ismi 1993 - 1996 yılları arasında 19 kişinin öldürülmesi nedeniyle açılan ve beraatle sonuçlanan Ankara JİTEM Davası nedeniyle gündeme gelen Ağar, buluşmada kürsüye çıktı.
AK Parti'den ayrılarak yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu, parti kurma hazırlıklarını sürdüren Ali Babacan ile 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ağar'ın konuşmasında isimleri geçmese de önemli bir yer buldu.
Türkiye'deki darbe süreçlerini hatırlatan Ağar, 27 Mayıs 1960 darbesi öncesinde Demokrat Parti'nin, 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Adalet Partisi'nin, 28 Şubat 1997'deki post modern darbe öncesinde de Doğru Yol Partisi'nin zayıflatıldığını belirterek, bugün de AK Parti'nin içinden yeni partiler çıkarak zayıflatılmaya çalışıldığını savundu.
"Tıpkı geçmişte olduğu gibi..."
"Tıpkı geçmişte olduğu gibi, ortaya çıkan bu büyük milliyetçi muhafazakar iktidarı, paralamak ve parçalamak hususunda bir takım siyasi teşebbüslerin olduğunu görüyoruz." diyen Ağar, sözlerine şöyle devam etti:
Tabii ben geçmişte devlet hizmetinde olan kimseyi üzmek istemem. Ama onların da bizleri üzmemesini istemek hakkımız. Kişisel anlamda bir takım problemler olabilir. Kolaylıkla geldikleri makamlardan uzaklaşabilirler. Ama bütün bunları kendi kişisel davası haline getirmek suretiyle, milletimizin büyük bir çoğunluğunun kalbi safiyane ile destek verdiği bir yapıyı, karşı grupların etkisi altında kalarak ve işbirliği yaparak, burayı çökertmenin hiçbir anlamı yoktur.
"İnşallah Allah bize bunu göstermez"
17 Nisan 2017'deki referandumun ardından değişen sistemden sonra iktidar olabilmek için getirilen yüzde 50+1 sisteminde sonra, partilerin oy oranı düşük olsa bile belirleyici olma özellikleri ortaya çıkmıştı.
Ağar da, küçük oy oranlarının önemine atıf yaparak, "Ana gövde içinden bir takım particikler kurmak suretiyle, yüzde 0,5 oyun bile önemli olduğu bir yapıda, sadece ve sadece kişisel kavgalar veyahutta iktidar hevesi yüzünden bu büyük iktidarı parçalamanın Türkiye'ye getireceği hiçbir faydası yoktur." diye konuştu.
Ağar ayrıca, "İnşallah Allah bize bunu göstermez." temennisini de dile getirdi.
Libya'ya mutabakatta FETÖ engeli mi vardı?
Mehmet Ağar konuşmasında Libya'yla imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'na da değindi.
Bu tezin, Ergenekon Davası kapsamında hapis yatan Emekli Amiral Cem Gürdeniz tarafından 2005 yılında ortaya atıldığını ve şu anda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevini yürüten Tümamiral Cihat Yaycı tarafından savunulduğunun altını çizen Ağar, o dönem Dışişleri Bakanlığı'ndan onay çıkmadığını ifade etti.
Ağar, Dışişleri Bakanlığı Denizcilik Dairesi'nin Libya'yla Türkiye arasındaki ortaklığa onay vermediğini, 2005'te 2014'e kadar görev yapan Denizcilik Dairesi Başkanları'nın ise bugün FETÖ tutuklusu olduğunu söyleyerek, yine isim vermedi ama Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu işaret ederek "Faciayı görebiliyor musunuz? Onları daire başkanı yapanlar kim? 2005 - 2014 yılları arasındaki Dışişleri Bakanları kim? Takdirinize bırakıyorum." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı'nın hiç hatası yok mu, olabilir"
Türkiye'nin bir eşik atlamak üzere olduğunu ve bu süreçte bedel ödediğine vurgu yapan Ağar, "Yeni kurulacak partileri mutlaka vazgeçirmek lazım. Aksi takdirde çok ağır sonuçları olur." ifadelerini de kullandığı konuşmasında, PKK ve FETÖ'yle mücadele konusuna da değindi.
İki yapıyla da mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a duyulan güvenin çok önemli olduğunu vurgulayan eski İçişleri Bakanı, "Hiç hatası yok mu, olabilir. Hangi kul hatadan aridir" dedi.