Sadece kendisi o renge girmekle kalmıyor, bugün Kürtleri ısrarla CHP’ye doğru iteleyen bir AK Parti var sahnede. Sadece bu açıdan baktığımızda bile hızla CHP’lileşen bir AK Parti hükmünü vermemiz için yeter ve artar bile.
Geçmişteki roller bugün tamamen değişmiş durumda. Kimin aklına gelirdi ki geçmişi Kürtlere zulüm, katliam ve inkârla dolu bir CHP bir gün AK Parti’nin savrulmasıyla birlikte Kürtler için bir umut, bir müttefik, bir ortak olacak.
Hâlbuki AK Parti, Despot Kemalist rejimin dindarlara ve Kürtlere yaptığı zulmü dile getirerek iktidara gelmişti. Hakkını inkâr etmeyelim, sadece dile getirmekle kalmamış insanımızı boğacak boyutlara ulaşan bu zulmün giderilmesi adına bir takım adımlar da atmıştı.
Sonra ne olduysa oldu, birden ulusalcılaştı, Perinçekleşti, hatta Kemalistleşiverdi.
Her ne kadar kendileri bunu izaha yeltenseler, bir takım zaruretler göstermeye çalışsalar da bu durum Türkiye siyasetinde her şeyin alt üst oluşu, ters yüz oluşu anlamına gelmektedir.
Her şeyden önce AK Parti şunu çok iyi bilmelidir ki bu işin sonunda yine de hiç bir ulusalcıya, hiç bir Kemalist’e yaranamayacak, onları kendisine inandıramayacak, İslami çizgiden uzaklara savruluşu ile baş başa kalacaktır.
Kürtlerin CHP’ye doğru varması, CHP’nin Kürtlere doğru gelmesinin önünde öyle büyük engeller vardı ki, hiç kimse böyle bir şeye asla ihtimal vermiyordu.
Demek ki yeni nesil CHP ve yeni nesil Kürtler geçmişi unuttular belki de hiç hatırlamıyorlar, ne Zilan’dan haberleri var ne Dersim’den ve ne de bugüne kadar yok sayılmaktan. Ortak nokta olarak laiklik onlara yetiyor, sekülerizm onlara yetiyor, İslam karşıtlığı onlara yetiyor.
Durum böyle olunca AK Parti, Kürtleri sadece CHP’ye itelemekle kalmıyor, ondan çok daha tehlikelisi Kürtleri marksist ve dinsiz bir hayatın kollarına teslim ediyor demektir.
Bu arada 2023 için yaptığı hesaplar da tutmayacaktır. Diyelim ki kıl payı kurtardı. Durmadan dillendirdiği “Büyük Türkiye, Emperyalizme meydan okuyan Türkiye” idealini bir avuç Kemalist ulusalcıyla mı gerçekleştirecek?