Tarih: 23.12.2019 11:22

Medya yoluyla dünya kandırılıyor

Facebook Twitter Linked-in

Başlığa ilk bakışta, insanlar bu kadar aptal mı da yalan haberlerle sömürgeciler dünyayı kandırıyor? Sorusu akla gelebilir. Bu soruya ilk bakışta belki yanlış demek de çok zordur. Ancak unutulmaması gereken husus, dünyada kamuoyu oluşturmada her türlü medya ciddi bir görev yapıyor. Bu gerçeği unutmadan, gelen haberlerin özellikle perde arkasının araştırılması gerekiyor. Çünkü insanlık medya aracılığı ile bir sürü psikolojisine mahkûm ediliyor ve ondan sonra da sömürgeciler kurtarıcı, katiller insan seven pozlarında takdim edilebiliyor. Bu durum sadece bugün için geçerli değil. Gençlik yıllarımızda yaşadıklarımı hatırlıyorum da, toplumun bir bölümü kendini sağcı, bir diğer bölümü de solcu olarak tarif eder hale getirilmişti. Bugün ise o günlerde yaşadıklarımız ve yaşananları hatırladığımda kendini sağcı ya da solcu olarak tarif edenler sonuç itibarıyla uzun yıllar sömürgeci güçlerden birine hizmet ettiler. Hemen belirteyim ki; içlerinde işin aslını bilenler olsa da çoğunluk bunu bilerek elbette yapmadılar. İki taraf da ülkenin iyiliğini düşündüğü için böyle bir kamplaşmada yer aldılar. Ne var ki, sonuçta öyle bir noktaya gelindi ki, gençliğimiz karşılıklı kamplara ayrılarak bir çatışmanın içine itildiler. Hem de birbirlerini vatanın geleceği adına öldürdüler. Bunun için diyorum ki, medya yoluyla dünya özellikle de gelişmekte olan ülkeler insanları kandırıldı, kandırılıyor. Hiç olmazsa bundan sonra olsun bu kandırmacaya esir olmaktan kurtulmak durumundayız. Bunu başarmaya mecburuz. Başaramadığımız sürece dün olduğu gibi bugün de ekonomik ve askeri gücü ellerinde bulunduran sömürgeciler dünyayı medya aracılığı ile kandırmaya ve sömürmeye devam edeceklerdir.

Günümüzde dünyanın iki kutuplu olmadığı, böyle olunca da bu tek kutuplu dünyada oynanan oyunları tespit etmek eskiye göre daha kolay denebilir. Ne var ki, iş bu kadar kolay olmuyor. Olaya bir örnek vermek istiyorum. Hemen güneyimizde komşumuz Suriye’de yıllardan beri kan akıyor. Bu kanın akmasını kimler sürdürüyor diye baktığımızda bir yanda ABD ve koalisyon, diğer tarafta Rusya ve Suriye rejimi olduğunu görüyoruz. Sanki, ilan edilmemiş öyle bir anlaşma imzalamışlar ki, bu çatışmadan ve akan kandan kazançlı çıkanlar hep aynı ülkeler ve aynı yaklaşımın mensupları oluyor. Bu arada Suriye’de çatışmaların durdurulması konusunda Rusya ile masa başında bir anlaşmaya varıldığını, Türkiye, İran ve Rusya’nın ortak açıklamalar yaptığını hatırladığımızda masa başında söylenenler ile atılan imzaların sahada bir karşılığının olmadığını görüyoruz. Yani, sömürgeci güçlerin sözünde durma ya da barışın temini hususunda adım atmak gibi bir sorumluluk taşımadıkları görülüyor. Halbuki, yıllardan beri Türkiye’de Rusya ile varılan anlaşma sonucu Suriye’de çatışmaların son bulacağı ilan edildi, günlerce medyada böyle bir kampanya yürütüldü, yürütülüyor. Ama sonuç çok farklı. Bu arada Rusya, Suriye rejiminin yanında yer alırken geleceğe dönük birtakım çıkarlarını garanti altına alırken öbür yandan ABD ve koalisyon ortakları da Suriye petrollerinin kontrolünü ele geçiriyor, bunu pekiştiriyorlar. Sonuçta sömürgeciler sömürülerini sürdürürken akan kan Müslümanlardan oluyor.

Son olarak Libya ile bir anlaşma imzaladık ve bu anlaşmanın getirileri olacağı ileri sürüldü. Gördük ki sadece Suriye’de değil, Libya’da da Türkiye Rusya ile farklı saflarda yer alıyor. Çünkü Suriye’de rejim güçleri yanında yer almayı çıkarına uygun gören Rusya, Libya’da darbeci Hafter ile birlikte hareket ediyor. Görünen o ki, Türkiye için ne ABD’nin ne de Rusya’nın çıkar birliği içinde olmaları mümkün değil. Çünkü ABD ile Rusya dünyanın sömürülmesi konusunda anlaşmışlar. Diğer gelişmekte olan ülkelere düşen de duruma göre yer almaktan ibaret. Bu oyunun bozulması gerekiyor. Bunun yolu da yeni bir dengenin oluşturulmasından geçiyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —