Mediation, Türkçe karşılığı arabuluculuk. Son zamanlarda başta Almanya olmak üzere Avrupa´da yaygınlaşan sistemin adı. Alternatif uyuşmazlık çözümü diye de isimlendiriliyor. Özellikle okullarda daha yaygın olsa da, toplumun diğer kesimlerinde de yaygınlaşmaya başladı.
Uyuşmazlık olan konularda sorunların hukuka taşınmadan ve sağlıklı iletişimle çözülmesini hedefleyen bir yöntem.
Okullarda olmasının sebebi, çocukların ve gençlerin ?şiddetsiz iletişim´ ile tanıştırılmaları ve sorunların çatışma olmadan çözümlenmesinin yollarını aramak.
Sizlere daha önceki yazımda ?şiddetten arındırılmış iletişim´den bahsetmiştim. (17 Aralık 2018) Günümüzde çocukların ve gençlerin, bilgisayar oyunları sebebiyle şiddete daha fazla eğilimli olmaları ve ayrıca modern hayatın getirdiği zorluklar yüzünden, aile içi eğitimden mahrum kalmaları, onları sorunları çözmede şiddete meyilli hale getiriyor.
Mediatorun görevi, sorunları, çatışmaları üçüncü kişi olarak, objektif bir şekilde ele almak ve tarafları karşılıklı rıza ile anlaşmaya vardırmak.
Bu çalışmanın okullarda uzun süreli olması da, sorunların çatışmaya varmadan, ?şiddetten arındırılmış´ şekilde konuşulması ve ortadan kaldırılması için.
Başka hangi alanlarda kullanılıyor derseniz.
Açıkcası insanın olduğu her alanda. İş hayatı, aile içi sorunlar, eşler arası geçimsizlik, komşuların anlaşmazlıkları ve ticarette.
Arabuluculuğun olması, sorunların ve anlaşmazlıkların resmi mahkemelere taşınmadan çözülmesini sağlayarak adalet sisteminin hızlı ve doğru çalışmasına da yardımcı oluyor.
Mediation ile ilgili eğitim imkanlarını araştırırken, toplumdaki kullanım alanları ve etkinliğiyle ilgili çok daha fazla bilgiye sahip oldum. Okuduklarım zihnimde bazı kapılar açtı.
Neler mesela, sizlerle de paylaşayım.
Sürekli batıyı kötülemeyle zaman geçiren bir kesim var. Bakabilenler ve görebilenler için ise batıda o kadar güzel gelişmeler de oluyor ki, bunları da sizlere aktarmaya gayret ediyorum. Mediation da bunlardan birisi.
Peki bizde durum nedir?
Arabuluculuk sistemi ülkemiz için de faydalı olmaz mı? Hukuk davalarının sayısını azaltma gibi bir işlevi olsa bile, bu bence yeterlidir.
Biraz araştırdım ve ülkemizde bu yöntem kağıt üzerinde uygulanmakta. Bununla ilgili bir kurum da var, ?Kamu Denetçiliği Kurumu´. Bir başka isimle de Ombudsman.
Bu kelime nereden geliyor biliyor musunuz? Ombudsman, İsveçce ?arabulucu´ demek. Kelimenin kökeni İsveç.
Ombudsmanlık, İsveç´te anayasal bir kurum ve ne zamandan beri biliyor musunuz? 1713 yılından beri. Ve 1809 yılında İsveç Anayasası´na girerek anayasal bir kurum olma özelliğine kavuşuyor. Avrupa´nın bunu tanıması da 1950´li yıllara dayanıyor.
İsveç nereden bulmuş, onun bilgisini de vereyim sizleri daha da şaşırtayım.
İsveç kralı XII. Charles, 1709 yılında Ruslara yeniliyor ve Osmanlı´ya sığınıyor. Edirne´de yaşadığı kısa dönemde Osmanlı hukuk sistemini inceliyor, Kadılık hakkında bilgi ediniyor ve ?Hakemlik Sistemi´ni gözlemliyor.
Sonra ülkesine dönünce de, ombudsman olarak birisini atıyor ve bu yapıyı İsveç´e taşıyor.
AB Ombudsmanları (Nikiforos, Jean Paul Delevoye) ve İsveç Parlamento Ombudsmanı, bu sistemin Osmanlı´daki bir kuruma dayandığını da zaten ifade etmişler.
?Avrupa herşeyi zaten bizden yani Osmanlı´dan öğrendi´ gibi bir laf edecek değilim, Osmanlıcı değilim çünkü.
Daha evvel de ?Adil Düzenci´ olmadığımı ifade etmiştim. Ama birçok güzellikleri, sistem araştırmalarını, sistem denemelerini gördükçe aklıma hep aynı soru geliyor:
?Adil Düzen´ adı verilen sistem denemesi, gün gelip Avrupa tarafından uygulanmaya başlanınca mı değerli olacak?
Mediation/Arabuluculuk konusunu incelemeye devam ettikçe, kendimi sanki Adil Düzen çalışmasındaki ?Hakemlik Sistemi´ni okuyor gibi hissettim.
Devletlerin atadığı hakimler, mahkemelerde görev yaparlar ve önlerine gelen duruşmaları sonlandırırlar.
Bunlardan farklı olarak ?Seçilmiş hakemlik uygulaması´ adı verilen ?hakemlik sistemi´ ile taraflar mahkemeye gitmeden, tarafların seçtiği hakemler aracılığıyla, problem olan anlaşmazlık konularını çözerler.
Hakemlik Sistemi konusu, Adil Düzen çalışması içerisinde yaklaşık elli yıldan beri dile getirilmekte. Adil Düzen deyince İslamcıları, belli partileri anlayanlar, objektif bakış açısından uzaklaşarak konuyu irdeledikleri için, bu güzel ve özgün fikirler toplumda yayılmıyor.
Sonra da birileri çıkıp İslam hakkında ahkam kesince de, kelimenin tam anlamıyla ?pes´ diyorsunuz.
Adil Düzenci olmasam da, Adil Düzen´in ne sunduğunu, nelere önem verdiğini, nasıl bir hayat tarzı örneklendirdiğini az çok biliyorum. Ve orada anlatılanların ya da verilen örneklerin, Avrupa´da yaşanmaya çalışıldığını da müşahede edince, üzülüyorum.
Örnekleri size vermiştim. New York Ithaca, Fransa, İngiltere, Almanya?.
Mediation/Arabuluculuk/Hakemlik Sistemi, Avrupa´da topluma yayılmaya çalışılırken, ceviz kabuğunu doldurmayacak konuları tartışan müslümanlar, hala daha Adil Düzen´in ne demeye çalıştığından bihaberler.
Ve sonra da kalkıp, İslam hakkında bilmiş bilmiş konuşup, insanları da kandırmaya çalışanlar yok mu? İkinci kere ?pes´?
Bugün dincilik yapanlar prim yapıyor, fikirler değil. Böyle olunca da, geri kalmaya mahkum olan İslam dünyası?
Müslümanım diyenler, dincilik yapmayı bırakıp, samimi olarak ?İslam nedir´ diye okumaya, araştırmaya başladıkları zaman,hayat çok farklı hale gelecek?.
Sevgi ve Bilgiyle kalın