İranlı usta yönetmen Mecid Mecidi, Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali’ne katılmak için Türkiye geldi. Sabah Gazetesi’nden Olkan Özyurt, Mecidi ile görüştü.
Özyurt, Mecidi ile görüşmesindeki detayları şöyle aktardı:
Beş yıl önce, İranlı usta yönetmen Mecid Mecidi ile Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi filmini çektiği Tahran ve Kum arasındaki platoda söyleşi yapmak için sözleşmiştik ama yönetmenin acil bir işi çıkınca bu buluşma gerçekleşmemişti. Biz de 1400 yıl önceki Mekke ve Medine'nin birebir yeniden kurulduğu Noor Sinema Şehri adlı platoyu gezip yapımcı ile söyleşi yapmıştık fotoğrafçı arkadaşım İlhami Yıldırım ile...
DEĞERLERİN PEŞİNDEYİM
Beş yıl sonra usta yönetmen karşımda. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali kapsamında masterclass vermek için Türkiye'ye gelen Mecidi'yi Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, bir grup gazeteciyi ve oyuncuyla bir yemekte buluşturdu. Festivalin Başkanı ve yönetmen Faysal Soysal ile birlikte yemeğe gelen Mecidi, her zamanki mütevazılığı ile hepimizle tek tek tanıştı. Sonra da sorularımızı cevapladı.
Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi'ni bir üçleme olarak düşünen Mecidi, ilk filmi çektikten sonra İslam dünyasında çıkan tartışmalar nedeniyle üçlemenin ikinci ve üçüncü filmini çekmeye pek niyetli değil. Mecidi "Bu üçlemeyi İslam'ı doğru bir şekilde anlatmak ve İslam'ın bir sevgi dini olduğunu göstermek için çekmek istedim. İlk filmi çekmek 7 yılımı aldı. Devamını getirmem pek mümkün görünmüyor. Film çekilirken ve sonrasında İslam dünyasındaki tartışmalar yıpratıcıydı. Suudi Arabistan ve Mısır filmi hiç görmeden yasakladı. Hindistan'da iki yıl filmin vizyona girmesi için uğraştım, olmadı. Ama kurduğumuz platoda İslamın ilk yıllarına ait film ve diziler çekiliyor" diyor.
Değerler üzerine filmler çeken Mecidi "Sanat zamanı aşan bir olgu. Bir sanat eseri sadece bugüne değil zamanının ötesine de seslenmeli. Bunun için politik sinemaya pek yakın değilim. Bu tür filmlere karşı değilim ama ben daha çok değerlerin peşindeyim. Bu değerlerin evrenselliğini anlatmayı önemsiyorum" diyor.
Türk sinemasında Nuri Bilge Ceylan ve Semih Kaplanoğlu'nun çok önemli yönetmenler olduğunu, onların filmlerini ilgiyle takip ettiğini söyleyen Mecidi, Yılmaz Güney'in de İran sineması üzerinde etkisinin çok olduğunu anlattı: "Yılmaz Güney, sadece Türk sinemasını değil, İranlı yönetmenleri de derinden etkileyen bir yönetmen. Bizde sinema yapmak isteyen birçok yönetmen Yol'u mutlaka izlediğini söyler."
Usta yönetmen Türk ve İran sinemasında bağımsız film yapılırken düşülen bir hatadan da bahsetti: "Biz Batı odaklı hareket ediyoruz. Bu sinemalarımızı kısırlaştırıyor. Çünkü dünya nüfusunun üçte ikisi Asya'da yaşıyor. Biz bağımsız sinema adına hareket ettiğimiz zaman Avrupalıların ortaya koyduğu ve temellendirdiği muhatabı ancak hedefleyebiliyoruz. Bu oran çok küçük. Bu yüzden dağıtımda olsun, gösterimde olsun çok başarı elde edemiyoruz. Yüzümüzü o kadar da Batı'ya dönmeye gerek yok."
Yemekte Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız'ın sinema eğitimi aldığını ve Yıldız'ın Tarkovski hayranı olduğunu öğrenen Mecidi, bundan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Yıldız da Mecidi'nin Türkiye'de film çekmesi halinde imkanlar konusunda aracılık edebileceğini anlattı. Mecidi "Bir Suriyeli ailenin İstanbul'da yaşadıklarına dair Faysal Soysal'ın bir hikayesi var. Bu filmi hayata geçirebiliriz" dedi.