Mazlumder: “Yüzyılın Anlaşması” İsimli İşgal Planı Kabul Edilemez!

Mazlumder “Yüzyılın Anlaşması” İsimli İşgal Planı'nı ASKON Genel Merkezi'inde,düzenlenen  programda yaptığı basın açıklaması ile protesto etti...

Mazlumder: “Yüzyılın Anlaşması” İsimli İşgal Planı Kabul Edilemez!

Mazlumder'in ortak basın açıklaması aşağıda bulunmaktadır.

"Filistin konusunda duyarlı birçok STK, 07.02.2020 tarihinde, “Yüzyılın Anlaşması” isimli işgal planını protesto etmek için bir araya geldi. Kudüs Muhafızı Raid SALAH’ın avukatı Khaled ZABARQA’nın iştirak ettiği ve konuyla ilgili soruları cevapladığı etkinlikte okunan ortak basın açıklaması şöyledir:

ABD Başkanı tarafından açıklanan sözde Barış Planı, Yüzyılın Anlaşması olarak lanse edilmiştir. Beklendiği üzere Filistin Halkı için Yüzyılın ihaneti niteliğinde bir belgedir. Bu plan, ABD ve İsrail tarafından hazırlanmış ve hiçbir safhasına Filistinliler dahil edilmemiştir. Bu hali ile Filistin’in geleceğine yön verecek bir planın hiçbir düzenlemesinde Filistin Halkının iradesi yansımamaktadır. Bu sahte ve uygulanabilirliği olmayan plan öncesinde artan İsrail işgalinin meşruiyetinin temini amacı güdülse de coğrafya için daha fazla şiddet ve savaş anlamına gelmektedir. Bu haliyle planın İsrail Rejiminin on yıllardır uyguladığı işgal politikasının yayılmacılığına katkı sağlayacağı ortadadır. Özellikle Kudüs’ün, nihayetinde tüm coğrafyanın egemenlik haklarının İsrail’e bırakılması ve akabinde başlayacak 4 yıllık müzakere sonunda işgalin tamamlanması anlamına gelmektedir. Nihayetinde Siyonist bir İsrail Devletinin amacı olan Nil ile Fırat’ın arasındaki topraklara ulaşmak için birinci aşama tamamlanmış olacaktır.

İsrail, kurulduğu 1948 yılından beri Filistinlilere karşı zalimce ve hasmane bir tutum içerisindedir. Tüm dinlerin kutsal şehri olan Kudüs’te hem Müslümanların hem de Hristiyanların kutsal mekanlarına tacizler ve işgaller her geçen gün artarak devam edegelmiştir. Söz konusu hain plan, bir peşkeş belgesi olup işgale ve faşist İsrail’in yönetim biçimine meşruiyet kazandırmak istemektedir. BM ve Uluslararası mekanizmaların almış olduğu onlarca kararı yok sayan ve Filistin halkının geleceğini çalan bu planın uygulanabilirliği mümkün değildir. Filistin diye bir devletin yahut halkın olmayacağı tamamı ile İsrail rejiminin hayatiyetini ve geleceğini tasavvur eden bu ihanet belgesine Körfez ülkelerinin de olur vermesi utanç verici bir cürüm ve ihanettir.

Arap Baharının başarısızlığı yanında Mısır’da yapılan darbe ve Türkiye’de yapılmak istenen darbeler ABD ve emperyal güçlerin nihai hedeflerinin bir parçasıdır. Bu sayede Filistin halkının haklarını koruyabilecek bir otoritenin kalmamasının sonucunda böyle hadsiz ve hukuksuz bir belge ile İslam Coğrafyası karşı karşıya bırakılmıştır.

Bu anlamda Filistin halkının haklarını müdafaa etmek için gayret gösteren ve Filistin coğrafyasında büyük bir destek bulmuş Kudüs Muhafızı Raid Salah da uzunca bir süre İsrail cezaevlerinde tutsak edilmiştir.  Birçok defa haksız gözaltı, hukuksuz hapsetme, dava ve soruşturmalarla bezdirme ve suikast girişimine maruz kalan Raid Salah’da ne tesadüf ki hain planın açıklanması sonrasında yine hapis tehdidi ile karşı karşıyadır. 10.02.2020 tarihinde hakkında haksız isnat ve suçlamalar ile yeni açılan davanın duruşması yapılacaktır. Filistin halkının menfaatlerini savunan tüm kurum ve kuruluşları yok etmeye matuf bu kanuni görünümlü siyasi kararların son tiyatrosu 10.02.2020 tarihinde oynanacaktır. Amaç, Özgürlük ve Bağımsızlık yanlısı tüm aktörlerin gayrimeşru yollarla ortadan kaldırılmasıdır. Bu dava da daha önceki ceza ve yargılamalarda olduğu gibi uluslararası hukukun evrensel ilkeleri ve İnsan Haklarının temel ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Halk içinde konuşma yapması yahut şehit edilen Filistinlilerin cenazelerine katılması suç olarak değerlendirilmiştir. Gerçekte ise Raid Salah’ın Kudüs’e yönelik çalışmalarını durdurabilmek adına susturulması bunun içinde devamlı tutsak edilmesi gayesi güdülmektedir.

Bizler Sivil Toplum Kuruluşları olarak Filistin topraklarının işgal edilmesine, Kudüs şehrinin Yahudileştirme projesine ve Mescidi Aksa’yı bekleyen tehlikelere karşı herkesi uyarıyor ve sözde anlaşma dayatmasına karşı çıkıyoruz. Kudüs, Mescidi Aksa ve Filistin halkının haklarını ve menfaatlerini gözetecek her çabayı destekliyoruz. Ayrıca işgalci İsrail’e karşı Filistin toprakları ve halkının onuru ve özgürlüğü için hayatını ortaya koyan Raid Salah ve arkadaşlarının yeniden tutsak edilmemesi adına tüm Uluslararası mecralar, kurum ve kuruluşları teyakkuzda olmaya ve desteğe davet ediyoruz.

#MAZLUMDER

Filistin konusunda duyarlı birçok STK, 07.02.2020 tarihinde, “Yüzyılın Anlaşması” isimli işgal planını protesto etmek için bir araya geldi. Kudüs Muhafızı Raid SALAH’ın avukatı Khaled ZABARQA’nın iştirak ettiği ve konuyla ilgili soruları cevapladığı etkinlikte okunan ortak basın açıklaması şöyledir:

ABD Başkanı tarafından açıklanan sözde Barış Planı, Yüzyılın Anlaşması olarak lanse edilmiştir. Beklendiği üzere Filistin Halkı için Yüzyılın ihaneti niteliğinde bir belgedir. Bu plan, ABD ve İsrail tarafından hazırlanmış ve hiçbir safhasına Filistinliler dahil edilmemiştir. Bu hali ile Filistin’in geleceğine yön verecek bir planın hiçbir düzenlemesinde Filistin Halkının iradesi yansımamaktadır. Bu sahte ve uygulanabilirliği olmayan plan öncesinde artan İsrail işgalinin meşruiyetinin temini amacı güdülse de coğrafya için daha fazla şiddet ve savaş anlamına gelmektedir. Bu haliyle planın İsrail Rejiminin on yıllardır uyguladığı işgal politikasının yayılmacılığına katkı sağlayacağı ortadadır. Özellikle Kudüs’ün, nihayetinde tüm coğrafyanın egemenlik haklarının İsrail’e bırakılması ve akabinde başlayacak 4 yıllık müzakere sonunda işgalin tamamlanması anlamına gelmektedir. Nihayetinde Siyonist bir İsrail Devletinin amacı olan Nil ile Fırat’ın arasındaki topraklara ulaşmak için birinci aşama tamamlanmış olacaktır.

İsrail, kurulduğu 1948 yılından beri Filistinlilere karşı zalimce ve hasmane bir tutum içerisindedir. Tüm dinlerin kutsal şehri olan Kudüs’te hem Müslümanların hem de Hristiyanların kutsal mekanlarına tacizler ve işgaller her geçen gün artarak devam edegelmiştir. Söz konusu hain plan, bir peşkeş belgesi olup işgale ve faşist İsrail’in yönetim biçimine meşruiyet kazandırmak istemektedir. BM ve Uluslararası mekanizmaların almış olduğu onlarca kararı yok sayan ve Filistin halkının geleceğini çalan bu planın uygulanabilirliği mümkün değildir. Filistin diye bir devletin yahut halkın olmayacağı tamamı ile İsrail rejiminin hayatiyetini ve geleceğini tasavvur eden bu ihanet belgesine Körfez ülkelerinin de olur vermesi utanç verici bir cürüm ve ihanettir.

Arap Baharının başarısızlığı yanında Mısır’da yapılan darbe ve Türkiye’de yapılmak istenen darbeler ABD ve emperyal güçlerin nihai hedeflerinin bir parçasıdır. Bu sayede Filistin halkının haklarını koruyabilecek bir otoritenin kalmamasının sonucunda böyle hadsiz ve hukuksuz bir belge ile İslam Coğrafyası karşı karşıya bırakılmıştır.

Bu anlamda Filistin halkının haklarını müdafaa etmek için gayret gösteren ve Filistin coğrafyasında büyük bir destek bulmuş Kudüs Muhafızı Raid Salah da uzunca bir süre İsrail cezaevlerinde tutsak edilmiştir.  Birçok defa haksız gözaltı, hukuksuz hapsetme, dava ve soruşturmalarla bezdirme ve suikast girişimine maruz kalan Raid Salah’da ne tesadüf ki hain planın açıklanması sonrasında yine hapis tehdidi ile karşı karşıyadır. 10.02.2020 tarihinde hakkında haksız isnat ve suçlamalar ile yeni açılan davanın duruşması yapılacaktır. Filistin halkının menfaatlerini savunan tüm kurum ve kuruluşları yok etmeye matuf bu kanuni görünümlü siyasi kararların son tiyatrosu 10.02.2020 tarihinde oynanacaktır. Amaç, Özgürlük ve Bağımsızlık yanlısı tüm aktörlerin gayrimeşru yollarla ortadan kaldırılmasıdır. Bu dava da daha önceki ceza ve yargılamalarda olduğu gibi uluslararası hukukun evrensel ilkeleri ve İnsan Haklarının temel ilkeleri ile bağdaşmamaktadır. Halk içinde konuşma yapması yahut şehit edilen Filistinlilerin cenazelerine katılması suç olarak değerlendirilmiştir. Gerçekte ise Raid Salah’ın Kudüs’e yönelik çalışmalarını durdurabilmek adına susturulması bunun içinde devamlı tutsak edilmesi gayesi güdülmektedir.

Bizler Sivil Toplum Kuruluşları olarak Filistin topraklarının işgal edilmesine, Kudüs şehrinin Yahudileştirme projesine ve Mescidi Aksa’yı bekleyen tehlikelere karşı herkesi uyarıyor ve sözde anlaşma dayatmasına karşı çıkıyoruz. Kudüs, Mescidi Aksa ve Filistin halkının haklarını ve menfaatlerini gözetecek her çabayı destekliyoruz. Ayrıca işgalci İsrail’e karşı Filistin toprakları ve halkının onuru ve özgürlüğü için hayatını ortaya koyan Raid Salah ve arkadaşlarının yeniden tutsak edilmemesi adına tüm Uluslararası mecralar, kurum ve kuruluşları teyakkuzda olmaya ve desteğe davet ediyoruz.

#MAZLUMDER

#YAİDER

#YüzyılınAnlaşması

#Filistin"

Kaynak: istanbul.mazlumder.org