İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Gezi davasından tutuklu olan ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay'ın cezaevinden tahliyesi için çağrıda bulundu. MAZLUMDER, Atalay'ın seçilmesine rağmen hala cezaevinde tutulmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak adaletin yerine getirilmesini talep etti.
Can Atalay, 14 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirilen 28. Dönem Milletvekili Seçimleri'nde Hatay'dan milletvekili olarak seçildi. Atalay'ın mazbatası avukatları aracılığıyla teslim alındı ve aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) kaydı yapıldı. Ancak, Atalay'ın tutuklu bulunduğu Marmara (Silivri) Cezaevi'nden henüz tahliye edilmediği ortaya çıktı.
Geçmişte benzer durumlarda, Ahmet Şık, Enis Berberoğlu, Mustafa Balbay ve Sebahat Tuncel gibi isimler cezaevindeyken milletvekili seçilmişler ve tahliye edilerek görevlerine başlamışlardı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Atalay'ın adaylık ve seçim sonuçlarına göre milletvekili olmasında hukuki bir engel olmadığına karar vererek mazbatasını vermişti. Ancak Atalay'ın hala cezaevinde tutulması, Anayasa'nın 83. Maddesi ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğu yönünde eleştirileri beraberinde getirdi.
MAZLUMDER, Atalay'ın tahliye edilmemesini hukuka aykırı bir durum olarak nitelendirerek, seçme ve seçilme hakkına, sandık iradesine ve adaletin sağlanmasına yönelik bir çağrıda bulundu. Dernek, siyasi davaların sanıkları hakkında fiili durumlar oluşturularak hukuki güvenlik ilkesinden sapılmamasını talep etti.
Atalay'ın cezaevinde tutulmasının, yargı sisteminde adalet ve hukukun üstünlüğü ilkesine olan güveni zedeleme riski taşıdığı ifade edildi. MAZLUMDER'ın çağrısı, kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdı ve Can Atalay'ın tahliye edilerek milletvekili olarak görevine başlaması gerektiği düşüncesiyle destek topladı.
Konuyla ilgili olarak Atalay'ın avukatları Yargıtay'a başvuruda bulunmuş ve tahliye taleplerini iletmeye çalışmışlardı. Ancak henüz bir sonuç alınamadığı bilgisi basına yansıdı.
Can Atalay'ın cezaevindeki tutukluluğu ve tahliyesi konusu, Türkiye'de adalet sistemi ve siyasi mahkumiyetlerin eleştirildiği bir tartışma konusu olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesi ve demokratik süreçlere olan güvenin sorgulanmasına sebep olmaktadır.
