Yeni sistemin ilk kabinesini nasıl mı buldum? Bir cümleyle, mazereti olmayan kabine...
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, yeni kabineyi takdiminden bunu çıkarıyorum.
Yetkiyse yetki, imkansa imkan; yeni sistem başarı için ne gerekiyorsa fazlasıyla veriyor.
Tek tek isimlerden, el değiştiren koltuklardan, kimin yerine kimin geldiğinden, niye onun değil de bunun bakan seçildiğinden daha önemli bir şey oldu; devir komple değişti.
Hükümet sisteminde bir çağ kapandı, yeni bir çağ açıldı dense yeri.
Yeni devrin ayırt edici özelliğini, bakanların kimliğinde değil Başkan´ın sorumluluk tarifinde arayın.
Artık hiçbir iktidar bahaneler öne süremeyecek, sorumluluk üstlenen hiç kimse mazeretlerin arkasına saklanamayacak.
Turizm bakanını bulmuş da kültür sahipsiz kalmış, eğitim ehline emanetmiş ama piyasalar ekonomi tercihine kötü tepki vermiş, liyakat mi sadakat kriteri mi belirlemede esas alınmış, özel sektörden bakanlığa gelenler çıkar çatışması yaşarsa ne olacakmış, o tamam da şuna ne demeliymiş filan, geçiniz.
Yeni yönetimin temel vasfını bizzat Başkan ilan etti. Başarısızlığın yerini hiçbir mazeret tutmayacak, geleceğe hakim anlayış bu.
?Yerim dar oynayamıyorum´ denizi bitti.
Teferruatta boğulmanın alemi yok.
Bakan kadrosu böyle bir güçlü taahhütle anons edildiğine göre, dünden kalma ne varsa bildiklerinizi unutun.
İsimlerin değişmesiyle kıyaslanmayacak bir mahiyet ve nitelik değişimi ile karşı karşıyayız.
Soğuk savaş döneminde kalmış kafalar gibi, yeni durumu eski dönemin ölçütleriyle değerlendirmek yanlış olur.
Komplo teorilerinin defteri dürüldü, faiz lobisinin ipi çekildi, büyük oyun bir daha kurulmamak üzere bozuldu, dış operasyon lafını daha fazla duymayacaksınız demektir.
Alışması biraz zaman alabilir ama silkelenin ve kendinizi bu heyecan verici yeni siyasi gerçekliğe hazırlayın.
İster dolar silahıyla, ister kredi notuyla, ister türlü kumpaslarla kim saldırırsa saldırsın, gerekli cevabı verecek donanım ve savunma mekanizmalarına sahip bu kabine. Hiçbir bakanın eli armut toplamayacak.
***
Bundan sonra şuna bakacaksınız...
Bugün dünyanın en büyük ilk 10 markası Amazon, Apple, Google, Samsung, Facebook vesair diye sıralanırken biz ne durumdayız? Liste başı hâlâ THY´de mi ve ilk 10 büyük markamızın dördü hâlâ bankalar mı?
Sonra karşılaştıracaksınız ve neden üretime, inovasyona, teknolojiye değil de finansa, ranta, paradan para kazanmaya dayalı bizim büyümemiz diye hesap soracaksınız.
Yeni dönemden beklentim bu.
Kısa süreli yalpalamalar olabilir, geçiş dönemine verin. Hele eski alışkanlıklarından bir çırpıda kopamayan medyanın gerçeküstü abartılarına hiç takılmayın.
O devir geçtiğine göre o sunum dili de mazide kalacaktır.
Uğurlayın gitsin sona ereni...
Merhaba gerçekçilik, hoş geldin gücümüzle orantılı reelpolitik.
Miladımız hayırlı olsun.