Kemal Kılıçdaroğlu artık Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı. Tartışmalar bitmiyor.
İYİ Parti liderinin masadan kalkmış ya da kaldırılmış olması neticesinde çok gönül kırıklığının yaşandığı sır değil.
O nedenle bu gönül kırgınlığı neticesinde İYİ Parti liderinin cumhurbaşkanlığı yardımcılığı adaylığından çekilebileceği ifade ediliyor.
Bu mümkün mü bilmem ama imzalanan metinde cumhurbaşkanı yardımcılarının, siyasi parti liderlerinden olacağının altı çiziliyor.
3'üncü maddede "Geçiş sürecinde Millet İttifakı'na dahil partilerin genel başkanları cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktır" deniliyor.
Akşener, "Cumhurbaşkanlığı yardımcılığını istemiyorum" dediği andan itibaren İYİ Parti'den başka bir kimsenin cumhurbaşkanı yardımcısı olma şansı yok.
Bu görüşü ben ifade etmiyorum, liderlerin imzaladığı metnin 11 maddesi daha önce beş partide geçiş sürecini yürüten parti kurmaylarının hazırladığı metindi.
Metni hazırlayan kurmaylarda Akşener'in görevi kabul ettiğine dair imza attığını, bu kararından dönmesi halinde İYİ Parti'de başka bir ismin cumhurbaşkanı yardımcısı olamayacağını belirtiyorlar.
Akşener ne der, demez bilmiyorum ama masanın önce kendi içerisinde güvene, sonra normalleşmeye, sonra da halkı buna inandırmaya ihtiyacı var.
Masada sadece bir madde eklendi
Parlamenter sisteme geçiş için hazırlanan 11 madde zaten kurmaylar tarafından genel başkanlara iletilmiş maddelerdi.
Dolayısıyla açıklanan metinde sadece 12'nci madde masada eklenmiş oldu.
Krizin sona erdirilmesi için görüşmeler yapan ve 20 saati aşkın uykusuz kalan Ahmet Davutoğlu'nun kaleme aldığı maddede "İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaklardır" deniyor.
Krizi çözmek ve Akşener'e masaya dönme imkanı tanıyan bu madde, "icracılık"tan ziyade belediye başkanlarına görev tanımlaması yapmayı öngörüyor.
Burada iki belediye başkanı, diğer cumhurbaşkanı adaylarından farkı yürütmede değiller ve "Cumhurbaşkanının uygun göreceği zamanda atanacakları" belirtiliyor.
Oysa diğer cumhurbaşkanı adayları, cumhurbaşkanıyla birlikte göreve başlamış olacaklar.
Nitekim protokolün 8'inci maddesindeki şu ifadelere göre aslında görevler net olarak belli:
“Cumhurbaşkanı, seçimlerin yenilenmesi, OHAL ilanı, milli güvenlik politikaları, Cumhurbaşkanlığı Kararları, Kararnameleri ve genel nitelikteki düzenleyici işlemler ile üst düzey atamalarda Millet İttifakına dahil partilerin genel başkanlarıyla uzlaşı içinde karar alacaktır.”
Masanın kurmaylarının altını çizdiği husus şu;
Cumhurbaşkanı seçimi aldı ve diğer siyasi parti liderleri hemen göreve başlayacaklar.
İki belediye başkanı bu süreçte, "Biz yerel seçimlerde aday olmak ve görevimize devam etmek istiyoruz" da diyebilirler ya da Cumhurbaşkanı tarafından yerel seçim tarihine kadar görevlerinin başında kalmaları istenebilir.
O nedenle "Siyasi parti liderlerinin icracı kısmıyla iki belediye başkanının görevlerini karıştırmak doğru değil" diyorlar.
Benim görüşüm ve izlenimim ilk altı ay cumhurbaşkanının aktif beş yardımcısı olacak. Zaten parlamenter sistem kabul edilirse yardımcılara da ihtiyaç duyulmayacak
HDP meselesi
HDP'nin Millet İttifakı'na destek verip vermeyeceği çok tartışılıyor.
HDP, depremden dolayı aday gösterip göstermemeyi tartışa dursun, değişen şartlar onları da farklı arayışlara itiyor.
Benim aldığım izlenim, HDP'nin birinci turda aday çıkaracağı noktasında. Bu adayın Gülten Kışanak olma ihtimali bana göre oldukça yüksek.
HDP içerisinde boykot tartışmaları da yapılmıyor değil. Bunun ilk turda kabul görme ihtimalini, parti ve tabanı açısından çok gerçekçi görmüyorum.
HDP'nin bütün meselesi, seçim ikinci tura kaldığında ilkeler üzerinden yapılacak pazarlıklarla elini güçlendirmek istemesi.
YSK, seçim takvimini açıklar ve seçime girecek olan siyasi partiler içerisinde Yeşil ve Sol Parti'si olursa, HDP seçimlere Yeşil ve Sol Parti'yle girecek.
HDP, daha önce Yeşil ve Sol Parti'nin seçime girmesini sağlayacak örgütlenmeye kavuşması için merkezi düzeyde karar almış ve kimi HDP'liler partilerinden istifa ederek, Yeşil ve Sol Parti'ye geçerken, taban da bu partiye üye olmaları için yönlendirilmişti.
İttifak içerisinde ittifak: SAADET-DEVA-GELECEK
Cumhurbaşkanlığı'nda Millet İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek artık bu net.
Meselenin bir de meclis boyutu, yani milletvekilliği seçimleri kısmı var.
Millet İttifakı daha önce, "en fazla milletvekili nasıl kazanılır" çalışması yapmıştı ve bu yönde davranılması gerektiği belirtilmişti.
Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi'nin seçimlere hangi parti çatısı altında katılacağı çok tartışılıyor.
Benim üç partiden aldığım izlenim, üç parti de birlikte bir çatı altında seçime katılımla ilgili trafik başlamış durumda.
Bu nokta üç partinin en az 8 oy bandını rahatlıkla aşabileceği belirtiliyor.
Daha önce de gündeme gelen bu işbirliğine Ali Babacan'ın çok sıcak bakmadığı biliniyordu.
Görüştüğüm parti kurmayları her seçeneğin masada olduğunu ifade ediyor.
Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu bu işbirliğinin gerçekleşmesini çok istiyor, eğer Babacan da buna "evet" derse milletvekilliği için Millet İttifakı içerisinde bir ittifak daha görmüş olacağız.
Üç partiden görüştüğüm isimler böyle bir ittifakın kendilerini çok rahatlatacağını ifade etse de genel başkanların vereceği karar belirleyici olacak.
Böyle bir ittifak gerçekleşirse üç partinin CHP gölgesinin uzağında kendi gelenekleri ile hareket etmesi yerel seçimlerde de başka bir rüzgarı beraberinde getirir
Kaynak: independent Türkjçe