MART AYI AB İLE İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTASI OLACAK

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, mart ayında Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde Türkiye için önemli pozitif gelişmelerin yaşanacağını belirterek, "İlk sinyali Fransa´dan geldi. Almanya hala hükümet kurma ile meşgul, o krizini çözeme

MART AYI AB İLE İLİŞKİLERDE DÖNÜM NOKTASI OLACAK

- DEİK Başkanı Olpak:
- "Mart ayı AB ilişkilerinde Türkiye için önemli pozitif gelişmelerin yaşanacağı bir ay olur diye bir beklentim var. İlk sinyali Fransa´dan geldi. Almanya hala hükümet kurma ile meşgul, o krizini çözemedi. O zamana kadar bunu çözerlerse bizim için dönüm noktası olur diye düşünüyorum"
- "Finanstan para kazanan sektörü ayrı tutuyorum. Onların amacı, işi, paradan para kazanmak. Günlük dalgalanmalar bile onların bilançolarında çok etki yapıyor. Onların dışında üretmekten, ticaretten, alıp satmaktan kazanan iş dünyasının önceliği, paradan para kazanmak olmamalıdır"
- "Sermaye korkaktır. Sermaye eğer bir yerde kendisine ilişkin ciddi bir güvensizlik görüyorsa hızlı bir şekilde orayı terk eder, girmeyi düşünüyorsa da gitmez. Sadece Afrin değil, Fırat Kalkanı sürecinden itibaren baktığımızda Türkiye´ye ne yabancı sermaye girişinde ciddi bir azalma, ne de sermaye kaçışı yaşandı diye kayıtlarımızda bir şey yok"
- "2018 yılını yüzde 5´in üzerinde, yüzde 6´ya yakın bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyorum"
- "Bankacılık sektörü para kazanmalı, kendi içerisinde büyümeli, o büyümeyi de mevduat olarak getirmeli ama eğer bankacılık sektörünün büyümesi özel sektörün karlılık büyümesinin çok önünde gidiyorsa şapkayı ciddi ciddi önümüze koymakta fayda var"
- "Orta Asya´nın, 2018 ve sonrası için çok önemli olduğunu, iş adamları için ilave fırsatlar sunacağını düşünüyorum. Bu bölge oldukça önemli. Bir başka alan da Afrika. Kuzey Afrika´yı biliyoruz ama Sahraaltı Afrika´da ciddi fırsatlar var ve kar marjları da gerçekten iyi. Bir de Güney Amerika´ya biraz daha mesai ve zaman harcamamız lazım"

 

DEİK Başkanı Olpak, "İş Dünyası Söyleşileri" kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Afrin´e yönelik Zeytin Dalı Harekatı´nın ekonomiye yansımalarına ilişkin görüşlerini paylaşan Olpak, daha net değerlendirmek açısından geçmişe bakılması gerektiğini, Fırat Kalkanı Harekatı´ndan bu yana geçen süreçte iş dünyasının çok fazla etkilenmediğini söyledi.

Olpak, geçmişte böyle durumlarda ekonominin daha fazla etkilendiğini, döviz ve piyasalarda ciddi dalgalanmalar yaşandığını anımsatarak, "Demek ki Türkiye´nin ekonomisi, iş dünyası, buna yön veren siyasetçi ve ekonomi yönetimi adımlarını sağlam atıyor. Böylesi önemli operasyonda bile ekonomi direkt etkilenmiyor." diye konuştu.

Yabancı yatırımcının operasyon sonrasında Türkiye´ye bakışında bir değişiklik olmadığını anlatan Olpak, yabancı sermaye hareketlerinde, portföy yatırımlarında ya da kısa vadeli yatırımlarda ciddi bir dalgalanma yaşanmadığını dile getirdi.

Olpak, paranın, yabancı ya da yerli diye ayrım yapmadığını vurgulayarak, "Sermaye korkaktır. Sermaye eğer bir yerde kendisine ilişkin ciddi bir güvensizlik görüyorsa hızlı bir şekilde orayı terk eder, girmeyi düşünüyorsa da gitmez. Sadece Afrin değil, Fırat Kalkanı sürecinden itibaren baktığımızda Türkiye´ye ne yabancı sermaye girişinde ciddi bir azalma, ne de sermaye kaçışı yaşandı diye kayıtlarımızda bir şey yok. Her şey normal seyrinde devam ediyor." ifadelerini kullandı.

- "Bu yılı yüzde 6´ya yakın bir büyüme ile kapatırız"

Nail Olpak, uluslararası kurum ve kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

"Ekonomi bir beklenti yönetimidir. Bu beklenti doğru tanımlanmıyorsa, geçmişe yönelik istatistiksel bilgi veriliyorsa, olay bittikten sonra veriler yorumlanıyorsa bu iş dünyası için hiçbir anlam ifade etmez. Maalesef bu kurumlar, acabaları da akla getirecek bir çerçevede yanlış tahmin yapıyor. Bu kadar hata yapmak için, hata yapmaya uğraşmak gerek. Geçen yıl için Türkiye´nin yüzde 7´ye yakın büyümesi bekleniyor. Örneğin, Dünya Bankası Türkiye´nin 2017 büyümesini 5 kez revize ederek yüzde 6,2´ye getirdi. Eğer bu büyüme tahmini 2017´nin başında yapılsaydı çok değerliydi ama yıl bitmiş bana ne fayda. 

Ben toplamında yüzde 7´ye yakın büyümenin yaşanacağı bir yılın verdiği ivmenin etkisiyle, 2018 yılını yüzde 5´in üzerinde, yüzde 6´ya yakın bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyorum. Ocak ayında ihracatta rekor kırmış bir Türkiye´den bahsedebiliyorsak, demek ki ekonominin çarkları güzel bir şekilde dönebiliyor."

Geçen yıl hükümetin iş gücü piyasası, KOSGEB ve Kredi Garanti Fonu (KGF) gibi destekleri koordineli bir şekilde sağladığını belirten Olpak, KGF´nin kalıcı hale gelmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Olpak, KGF´de yöneticilerin çok proaktif davrandığını, bürokratik engel yaratmadığını ve süreci iyi yönettiğini vurgulayarak, bu paketin 2018´de büyümeyi ivmelendirmeye devam edeceğini söyledi.

- "İş dünyasının önceliği paradan para kazanmak olmamalı"

Nail Olpak, dövizle borçlanmaya getirilen sınırlamaya yönelik görüşlerinin sorulması üzerine, şu ifadeleri kullandı:

"Ben bu sınırlamanın tüketimde bir baskı yaratacağını düşünmüyorum. Bize iş adamı olarak, ´kur dalgalanmalarından korunmak için insanlar ne yapsın?´ diye çok sorulmuştu. Finanstan para kazanan sektörü ayrı tutuyorum. Onların amacı, işi, paradan para kazanmak. Günlük dalgalanmalar bile onların bilançolarında çok etki yapıyor. Onların dışında üretmekten, ticaretten, alıp satmaktan kazanan iş dünyasının önceliği, paradan para kazanmak olmamalıdır.

Biz yıllar boyunca herkese dedik ki; ´Siz riskinizi azaltmak mı istiyorsunuz? Hangi para biriminden geliriniz varsa o para biriminden borçlanın.´ Bu piyasanın altın kuralıdır. Şu anda hükümet diyor ki ben sizin bildiğiniz yazılı olmayan kuralı, yazılı hale getireceğim. Geçiş döneminde bazı sıkıntılar yaşanabilir ama 3-5 ay sonrasında sistemin oturduğunu göreceğiz. Ben bunun ekonomiye yansımasının olacağı, sorun yaşanacağı kanaatinde değilim. Sadece bireysel sıkıntılar olabilir."

Kredi maliyetlerinin yüksek olduğuna işaret eden Olpak, "Bankacılık sektörü para kazanmalı, kendi içerisinde büyümeli, o büyümeyi de mevduat olarak getirmeli ama eğer bankacılık sektörünün büyümesi özel sektörün karlılık büyümesinin çok önünde gidiyorsa şapkayı ciddi ciddi önümüze koymakta fayda var." dedi.

 

- "Orta Asya´nın, 2018 ve sonrası için çok önemli olduğunu düşünüyorum"

DEİK Başkanı Olpak, 2018 yılında iş dünyası için fırsatlar sunan pazarlara yönelik değerlendirmelerde bulunarak, Avrupa Birliği´nin (AB) Türkiye´nin en büyük ticaret ortağı olduğunu, ticaret payının yüzde 50´ler civarında bulunduğunu, bu seviyenin elde tutulması gerektiğini söyledi.

Olpak, mart ayında AB ilişkilerinde Türkiye için önemli pozitif gelişmelerin yaşanacağı beklentisini dile getirerek, "İlk sinyali Fransa´dan geldi. Almanya hala hükümet kurma ile meşgul, o krizini çözemedi. O zamana kadar bunu çözerlerse bizim için dönüm noktası olur diye düşünüyorum." diye konuştu.

AB´de etkin olunamayan alanların üzerine gidilmesinin önem taşıdığına dikkati çeken Olpak, "Orta Asya´nın, 2018 ve sonrası için çok önemli olduğunu, iş adamları için ilave fırsatlar sunacağını düşünüyorum. Bu bölge oldukça önemli. Bir başka alan da Afrika. Kuzey Afrika´yı biliyoruz ama Sahraaltı Afrika´da ciddi fırsatlar var ve kar marjları da gerçekten iyi. Bir de Güney Amerika´ya biraz daha mesai ve zaman harcamamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Olpak, Afrika açılımının sonuçlarına ilişkin de görüşlerini paylaşarak, Sudan, Çad ve Tunus olmak üzere 3 ayaklı bir ziyaret gerçekleştirildiğini anımsattı.

Tunus´ta bir miktar hayal kırıklığı yaşandığını anlatan Olpak, Sudan ve Çad´da ise karşılıklı anlaşmalar imzalandığını, bekledikleri sonucu aldıklarını söyledi.

Olpak, Güney Amerika´ya gerçekleştirecekleri ziyareti ise bir süre ertelendiği bilgisini vererek, şöyle devam etti:

"Güney Amerika ziyareti ile 3 ülke hedeflenmişti; Brezilya, Uruguay ve Venezuela. Brezilya ile ilişkilerimiz zaten var ama bunun artırılması hedefleniyor. Uruguay daha küçük çapta ama mutlaka adım atmamız gereken yerlerden. Venezuela ise yönetim sistemi itibarıyla belki farklılıklar var ama siyasi liderlerin uyumu iş dünyasının önünü açan önemli etkenlerden biri. Venezuela´da bir seçim gözüküyor önümüzdeki günlerde ama bir değişiklik beklenmiyor. Bakıldığında Venezuela devlet başkanının Türkiye´ye bakışı sıcak. Dolayısıyla hem orada yaşayan iş adamları hem de buradan oraya iş yapanlar açısından bakıldığında Venezuela´nın bir başka fırsatlar ülkesi olarak görülüyor. Belirli noktalardaki projeler orada kamu finansmanı ile götürülüyor, bu da bizim açımızdan garanti şeklinde değerlendirilebilir. Biz Venezuela´ya heyecanla bakıyoruz."