Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Manevi İklimden Stratejik Dersler Almak

Eksiği dolduran bir çalışma olmasına karşılık Khanfar çalışmasını sadece bir adım olarak görüyor. Yeni çalışmalara ve stratejik bakış açılarına daha fazla ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Fakat bu gerçekten de iyi bir adım!

Manevi İklimden Stratejik Dersler Almak

Vildan Kınalı, Wadah Khanfar'ın, “İlk Bahar” adlı eserini değerlendirdi.

Bir Siyer Okuması Önerisi

Peygamber Efendimiz (SAV) 'in hayatı ile ilgili günümüze kadar yüzlerce siyer kitabı yazıldı. Peygamber (SAV)'in doğmadan önceki zaman diliminden ölene kadar ki yaşamını konu alan bu kitapların kahir ekseriyeti ya kronolojik bir tablo çizmekte ya da manevi aleme dair mesajlar içermekteydi. Elbette ki Rasulallah'ın hayatı önümüzde bir örnek olarak bütün yönleriyle durmalı, her bakımdan incelenmeliydi. Fakat modern hayat ağırlığını daha da hissettirdikçe bu eserlerin bakış açısı ihtiyacı karşılamaktan uzak kaldı. Bunun yanı sıra Efendimizin bazı tercihleri zorunlulukmuş gibi bize sunuldu ve günümüz şartlarında uygulanabilirliği sorgulanmaya başlandı. Savaşlarda alınan kararlar o anda alınması gerekenler miydi? Bazen hikmetinden sual sormayarak, bazen Cenab- ı Allah'ın yardımına mazhar olduğu şeklinde yorumlanarak geçiştirildi. Halbuki Hz. Muhammed (SAV)'in mesajı evrenseldi ve tüm zamanlara hitap ediyordu. Dolayısıyla O'nun hayatının pratikte uygulanabilirliğini bize gösterecek, günümüz modern yaşam biçiminin penceresinden bakabilecek eserlere ihtiyaç duymaya başladık. Eğer İslam dini hayatın her alanını kapsayan bir dinse ve uygulamaların prototipi olarak bize Hz. Muhammed'i göndermişse, o halde siyasetten iktisata, sosyal medyadan yapay zekaya her alanda sorularımıza cevap bulabilmeliyiz.

İslam dünyasının, Filistin gibi sorunlu bölgeleri konusunda devlet yöneticilerinin tavrını "reepolitik" gibi bir söylemle geçiştirip, Siyer-i Nebi'de peygamberin devlet başkanı olarak tutumlarını irdelemekten kaçınmak, bizi modern ve seküler dünyanın dipsiz kuyularına hapsetmekten ve kaybolup gitmekten kurtaramayacak. Mazisi çok da gerilere dayanmayan bir takım uluslararası ekonomik ve politik teorinin dertlerimize deva olmadığı gün gibi ortadayken, evrensel mesaja farklı yönlerden bakmak elzem diye düşünüyoruz.

Bu tarz bir siyer eserinin yakın zamanda Filistinli biri tarafından yazılmış olmasına ise şaşırmamak gerek. Zira "Müşkül neredeyse çare oradadır. " Filistinliler içinde bulundukları zor durumda kayıp vermekle kalmıyorlar, aynı zamanda kazanç da elde ediyorlar. Birçok tecrübeden geçmiş Filistin meselesi, Filistinlilerin dünyayı daha iyi okumalarına ve Siyer-i Nebi ile ilişkilendirmelerine olanak tanımış diyebiliriz. "Hz. Peygamber (SAV)'in Hayatına Dair Stratejik ve Siyasi Bir Okuma" alt başlığı ile kitabını takdim eden yazar Wadah Khanfar, kitabına "İlk Bahar" adını vermiş ve eserini "Yeni bir bahar için gayret sarf eden herkese" ithaf etmiş.

Wadah Khanfar, Filistin'in Cenin şehrinde dünyaya gelmiş ve Ürdün'de mühendislik eğitimi aldıktan sonra Sudan Uluslararası Üniversitesinde felsefe eğitimi almış. Güney Afrika'da Uluslararası İlişkiler eğitimi aldıktan sonra yüksek lisansını da Sudan'da Uluslararası Afrika Üniversitesinde tamamlamış. Öğrencilik hayatı boyunca onur dereceleri almış ve pek öğrenci birliğine, gösterilere, forumlara öncülük etmiş. Uzun yıllar El-Cezire kanalında görev yapan Khanfar, muhabirlik vesilesiyle pek çok ülkede ve savaşta bulunmuş. Bu kanalda yöneticiliğe kadar geldikten sonra 2011'de görevinden ayrılmış. Aynı yıl, dış politika alanında en iyi 100 uluslararası düşünürden biri seçilmiş.

İlk Bahar, olaylara günümüz gözünden bakmaya çalıştığı ve çizgisi daha çok siyasi alanda olduğu için nice siyer kitabının uzun uzun yer verdiği bazı konulara hiç girmiyor. Mesela Peygamberimiz (SAV)'in çocukluğuna kitapta rastlamıyoruz. Fakat henüz Hz. Peygamber (SAV) dünyaya gelmeden önceki dünyanın genel durumunu günümüz uluslararası sisteminin literatürüne dayalı olarak veriyor. Soğuk savaş dönemini andıran, Bizans ve Sasani etrafında şekillenen iki kutuplu dünyada risaletin gelişine hazırlanan Arap coğrafyasının panoramasını çok iyi çiziyor. Siyaset ve ekonominin iç içe geçişini ve ticari hakimiyetin siyasi üstünlüğü de beraberinde getirdiğini günümüzde olduğu gibi o dönemde de görüyoruz.

Kitabın en özgün anlatımlarından birisi "Hicret" bahsi diyebilirim. Zira "Hicret" literatürümüzde ağ yapan örümcek ve yuva yapan güvercin meseleleri etrafında dönüyor. Hz. Peygamber'in Mekke'den çıkışı da yalnızca baskılar sonucu gerçekleşen mecburî bir eylem gibi lanse ediliyor. Halbuki İlk Bahar kitabında Wadah Khanfar, Hicreti, devlet kurma idealinin aşamalarından biri olarak değerlendiriyor. Aşama aşama gerçekleşen bir hedefin ilk adımını okuyoruz Hicret bahsinde

Yazarın bilhassa Hz. Peygamber'in savaşlarında günümüze kadarki anlatılarda es geçilen detayları yakalamaya çalışarak bizlere bir veri sunmaya dikkat ettiğini görüyoruz. Uhud Savaşı'nda bütün sorumluluğun Okçular Tepesi'ni terk eden sahabilere yıkılması gerçeğinden sıyrılarak, yönümüzü başka ayrıntılara çevirmemizi sağlıyor. Ordunun genel eksikliklerini tespit ederek günümüz Müslümanlarının çözülmüşlüklerine bu açıdan bakılmasına imkân tanıyor. Hendek Savaşı'na hiç bakmadığımız zaviyeden bakıyor. Hudeybiye'ye giden yolda Mekke müşriklerine bakarken olaylar bugün yaşanmış gibi güncel bir bakış yakalıyoruz. Hayber'in fethine giden süreçte, fethin nasıl mümkün olabileceğini, modern insanlar olarak değerlendiriyoruz.

Günümüz dünyasına baktığımızda, ticarî gücü elinde bulunduranın siyasî güce de sahip olduğunu görüyoruz. Her ne kadar dünyada çok şey değişmiş gibi görünse de temel argümanlar aynı. Ticaret eşittir güç denklemi değişmemiş. Günümüz dünyasında büyük güçlerin, daha küçük devletleri dışarıdan yönettiği hatta bazen dışarıdan darbelerle müdahale ettiği gerçeği bin dört yüzyıl önce de geçerli. Keza Persler, Yemen yönetimini ele geçirmesi için görevlendirdikleri Seyf b. Zûyezen'i, onların sonraki istediklerini yapmayınca yönetimden alıyorlar. O zamanki büyük güçlerin de resmiyette dinleri olmakla beraber, din politikalara yön vermekten ziyade gerektiğinde kitleleri harekete geçirmekte bir araç olarak kullanılıyor. Tıpkı bugün olduğu gibi…

Yazar olayları anlatırken bazı kavramlara çokça vurgu yapıyor. Bunlardan en önemlisi şüphesiz "inisiyatif" kavramı. Bir kararın bütün sonuçlarına katlanmak üzere sorumluluğu kabul etmek, bunu da konfor alanından çıkarak yapmak, anlamına gelen inisiyatiften pek uzak tutum sergilediğimizi kitabı okurken fark ediyoruz. Müslüman dünyanın iktidar ve servet krizi yaşadığı gerçeğiyle son günlerde bir kere daha karşılaştık. "İnisiyatif" kavramının önemi daha fazla ortaya çıkmış oldu. Modern dünyanın iktidar alanında çözüm olarak sunduğu öneriler yeni birer krize yol açmaktan öteye geçemedi. Dolayısıyla siyer sahasında kutsamaya yönelten üslubu bırakıp, epistemik krizlere çözüm niteliği taşıyan yaklaşımlara ihtiyaç olduğu bir gerçek. Yazarın yapmaya çalıştığı tam olarak bu. Hz. Peygamberin karmaşık güç dengelerine karşı tutumunu, iktidar ve servet ilişkisini, mutlak olanla nisbi olan arasındaki politik tutumu, plan ve insan ilişkisini, başarısız olma durumunda Hz. Peygamber'in tepki ve tutumlarını, gerçeklik karşısında takındığı tavrı kitapta buluyoruz. Eksiği dolduran bir çalışma olmasına karşılık Khanfar çalışmasını sadece bir adım olarak görüyor. Yeni çalışmalara ve stratejik bakış açılarına daha fazla ihtiyaç olduğunu ifade ediyor. Fakat bu gerçekten de iyi bir adım!

 

İlk Bahar, Hz. Peygamber (SAV) in Hayatına Dair Stratejik ve Siyasi Bir Okuma

Wadah Khanfar

Çevirenler: Mehmet Yuşa Özmen, Hasan Hacak

Vadi Yayınları, 2020

 

Kaynak: kitaphaber.com.tr



Anahtar Kelimeler: Manevi İklimden Stratejik Dersler Almak

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER