08. 10. 2018 Pazartesi
Makedonya´da iki önemli etnik unsur devlet kurucusu, Makedonlar ve Arnavutlar. Bu unsurlara ilaveten ?minorities? (azınlıklar) denilen; Türkler, Boşnaklar, Romanlar da ciddi nüfusa sahipler. Ayrıca az da olsa Sırp ve Bulgar topluluklar da vardır.
Makedonya´da etnik topluluklarının siyasi partileri de etnik özelliklidir ve kendi toplumlarının; sosyo-ekonomik, kültürel, varlıklarının muhafazası için politika üretmeye gayret ederler. Minoriti (azınlık) olarak adlandırılan toplulukların ?ayrılma-ayrı devlet kurma? gibi bir düşünceleri yoktur.
Kurucu toplum olan Arnavutların siyasi parti yapılanmaları da etnik tabanlıdır. Arnavutların yoğun yaşadığı bölgeler ?Tetova gibi? Arnavutluk ve Kosova sınırına yakın bölgelerdir. Bu ülkelerde yaşayan Arnavut toplumları arasında gidiş geliş çok yoğundur. Arnavutlar arasında ?büyük Arnavutluk-naturel Arnavutluk? diye tanımlanan ?Turan kurma? anlayışı yaygındır. Sırp ve Makedonların yaşanan savaş sürecinde, Arnavutlara saldırması da bu anlayışıgüçlendirmiştir.
Çok şükür savaşlar bitti, Makedonya´da belirli dengeler oluştu. Ancak bu ?dengeler? herkesi memnun etmedi ve tam oturmadı.
Makedonya geleceği için tam bir kavşak noktasında. Ya kralcıların ?Makedonya Makedonlarındır? yolunu, ya da solcuların ?Makedonya hepimizin? yolunu takip edecek. Üçüncü yol gözükmüyor.
Yaşanan süreç, geçen zaman, çekilen acılar, geleceği düşünmek ve toplumun ?sağduyusu? gibi değerler, bütün toplumlar için ?müşterek bir gelecek? tasavvurunu ?hayati? kılıyor.
Zamanın ruhu da ?müşterek gelecek? diyor.
İşte Makedonya´da yaşananların tamamı ?bu ana eksen? etrafında şekilleniyor.
Gariptir, geçmiş dönemin iktidarı olan Makedon partisi VMRO-DPMNE kralcılar, başlangıçta Makedonya´yı AB ve demokrasi çizgisinde tutmayı önemseyen bir siyaset izliyorlardı, Makedon sol siyaseti ise nostaljik Rusya özlemi taşıyordu. Yaşanan bu süreçte, ?siyasi torzyon? oluştu. Makedon siyasetinin tarafları siyasi amaçlarını değiştiler. Kralcılar Rusya´ya,solcular AB´ye yaslanmaya başladı.
Arnavutlar da ?ayrılık? noktasından ?müşterek gelecek? noktasına evrildiler.
Makedon kralcı partinin Rusya´ya yanaşma gayretinin ardında, VMRO-DPMNE´nin siyasi elitlerinin; ?bitmeyen iktidar?- ?servet yığma?- ?tek otorite olma?- ?kanun tanımama?- ?mafyokrasi kurma? gibi otoriter rejime meyletmeleri ve bunun AB tarafından uygun görülmemesi de yatmaktadır. Kralcıların baskılarından ve hukuk tanımazlıklarından bunalan Makedon Sol siyaseti de demokrasi ve AB değerlerini kurtuluş olarak görmüştür.
İşte kabaca siyasetin ?evrimi? böyle.
Bildiğiniz gibi aralık 2016 tarihinde yapılan seçimlerde solcular parlamentoda çoğunluğu elde etti. Kralcılar iktidarı vermek istemedi ve meşhur ?Rus ve Sırp paramiliter? destekli ?parlamento baskını?; iktidarın sola teslim edilmemesi ve demokrasinin yolunun açılmaması için yapıldı.
Çok şükür ki, demokratlar ve onlarla birlikte hareket eden Arnavut partileri, parlamentoya sahip çıktı ve kafaları gözleri patlasa da parlamentoya girerek, parlamentonun yasal sürecini başlattılar.
İşte Makedon siyasetinin genç figürü Zoran Zaev böyle geldi başbakanlığa. Zoran Zaev Makedon Hristiyanların aksine ?protestan mezhebine? mensup. Makedonlar çoğunlukla ?Ortodoks?.
Zaev çok hızlı hareket etmek zorundaydı, Rusya´nın nefesinin ensesinde olduğunu biliyordu. Kaybedeceği her günün, iktidarını riske sokacağının ve Makedonya´nın diktatör rejimle, geri dönülmez bir Rus uydusuna dönüşeceğinin farkındaydı. Dahası anti demokratik rejimin, Makedon-Arnavut savaşının patlak vermesi, ülkenin parçalanması vehatta çevre ülkelerin Yunanistan-Bulgaristan-Sırbistan ve Arnavutluk´un, Makedonya topraklarına el atmasıyla Makedonya topraklarının parçalanacağını da biliyordu. Bu aynı zamanda Balkan savaşı demekti.
Zaev bu nedenle risk almalıydı. Aldı da. İlk önce Arnavutları yanına aldı. Makedonya´nın kuruluş belgesi ?Ohri anlaşması? hükümlerini uygulamaya soktu, Arnavutca´yı ikinci resmi dil olarak kamuda yürürlüğe soktu ve eğitimde serbest hale getirdi. Müteakiben, yargıda cesaretli adımlar attı ve yolsuzlukların yargılanabilmesi için yargıyı bağımsızlaştırdı. Sonra Yunanistan´la masaya oturdu. AB ve NATO üyeliği için Yunanistan´ın ?veto?sunun ortadan kaldırılabilmesi için, Makedonya devlet isminin Yunanlıların da kabul edeceği şekle sokulması gerekiyordu. Çözüm bulundu ve ?Kuzey Makedonya? ismi üzerinde anlaşmaya varıldı. Zaev bu anlaşmayı parlamentoya sundu, kabul edildi ama 2/3 oy oluşmadı, zorunlu olarak Zaev süratle ?isim değişikliği referandumuna? gitti. Referandumda %92 civarı evet oyu çıkmasına rağmen, katılımın %34´lerde kalması ile referandum sonucu geçerli olmadı.
Bu sonuç Zaev´i yıldırmadı. Zaev, Yunanistan´la yapılan anlaşmanın yeniden parlamentoya sunulmasını deneme kararı aldı. Zaev´in hükümeti 71 parlamenter desteğine sahip, Yunanistan´la yapılan anlaşmanın parlamentoda onaylanabilmesi için 80 parlamenter desteğine ihtiyaç var. Zaev ve diğer Arnavut liderler, muhalefet milletvekilleri ile görüşüyorlar, bir manada ?ikna? çabaları. Makedonya´nın vizyonel geleceği için çağrıda bulunuyorlar. Bu çabaların netice vermesi güçlü bir ihtimal.
Zaev bu tarz çabalara 10 günlük bir süre tanıdığını ilan etti. Olmazsa Zaev yeni bir yola girecek ve Makedonya´yı ?erken seçime? götürecek. Erken seçimlerin Kasım ayı içinde yapılmasını öngörüyor Zaev.
Makedonya tam bir yol ayrımında. Ya içe kapanacak, demokrasi yolunu terk edip, Rusya´ya bağımlı hale gelecek, ya da demokrasi ile geleceğini ?müşterek gelecek? halinde dizayn edecek.
Makedonlar için bunun hiç de kolay bir karar olmadığı açık. Ancak sakin kafayla düşünüldüğünde nüfusunun %40´a yakını Makedon olmayan bir ülkede, anti demokratik rejimlerin yaşaması, Rusya´nın desteği olsa bile, mümkün değil. Ayrıca bu zorba yol yeni ve daha geniş bir Balkan savaşı anlamı taşıyor.
Umalım ?aklı selim? kazansın.
Makedonya ?müşterek gelecek? çizgisinde uzun soluklu bir ülke olarak var olsun.
Bu Balkan barışı için de gerekli.