İsmail İçen: GameStop meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Etyen Mahçupyan: GameStop olayının borsa tarafını herkes az çok biliyor. Bizi ilgilendiren tarafı insanlar neden böyle davranıyor. Artık büyük sermayenin dediği olmasın dürtüsü var insanlarda. Böyle bir istek var. Kendilerini güçlü hisseden aktörlerin istediklerinin olmamasını sağlamak üzere çok yoğun bir psikolojik ihtiyaç var gördüğümüz kadarıyla sıradan insanlarda. Trump’a oy veren insanların da dürtüsü buydu. Varolan sistem bir güç hiyerarşisi yaratıyor ve ben içine giremiyorum, beni eziyor, beni dışlıyor. Dolayısıyla bunu alabora edecek olan insana oy veriyorum.
Sosyal medya platformlarının siyasi liderlerin paylaşımlarını kısıtlamasına nasıl bakıyorsunuz?
Bu platformları yönetenler de sonuç olarak çeşitli aktörler ve bu aktörlerin de siyasi görüşleri ve ekonomik bağlantıları var. İdeolojileri ve inançları var. Eğer her platformu kuran kendi ideolojisine ve sosyal, ekonomik bağlantılarına, menfaatlerine göre yasak getirirse ne olacak? Eskiden güç odakları sadece klasik ekonomik-siyasi odaklardı. Şimdi çoğullaşıyor. Bu çoğullaşmayla gelen zihniyetin ne olduğu önemli. Yani eğer bu büyük aktörler arasında bir çatışmaya doğru gidecekse sistem ve biz sıradan insanlar olarak bize en uygun platform hangisiyse ona meyledeceksek, bize benzemeyenlerle hiç karşılaşmayacağımız yerlerde olmaya başlayacağız. Bu kopukluk kaçınılmaz olarak otoriter zihniyetleri pekiştirecektir.
Boğaziçi olaylarına Nassim Taleb’in tanımıyla ‘siyah kuğu’ diyebilir miyiz?
Bir gazeteci sormuştu Taleb’e, Covid pandemisi sizin siyah kuğu diye tanımladığınız şey mi diye. Şöyle cevap verdi; hayır Covid siyah kuğu filan değil, Covid düpedüz aptallık…