Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, Türkiye´ye düzenlediği resmi ziyaret kapsamında Ankara´da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türkiye ile Malezya arasındaki iş birliğini çeşitli alanlarda ileriye taşımak istediklerini dile getiren Mahathir, ticarette yerel para birimlerinin kullanılması, Filistin meselesi, Arakan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi´nde yaşayan Uygurların durumu ve Türkiye´nin Fetullahçı Terör Örgütü´ne (FETÖ) karşı verdiği mücadelede Malezya´nın desteğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Malezya Başbakanı Mahathir´e yöneltilen sorular ve Mahathir´in cevapları şöyle:
"Türkiye ile çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirmek istiyoruz"
Türkiye´ye yaptığınız resmi ziyaret kapsamında gerçekleştirdiğiniz ikili görüşmelerin en önemli noktaları nelerdi? Ziyaretinizden sonra Türkiye ile Malezya arasındaki ticari, politik ve kültürel ilişkilerde ne gibi gelişmeler bekliyorsunuz?
"Ziyaretimizdeki temel vurgu, Malezya içindeki ilişkiyi geliştirmek, ekonomi alanı başta olmak üzere savunma tedariki ve teknoloji alışverişi dahil çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirmek."
"Türkiye alternatif kaynak olabilir"
Daha önce yaptığınız açıklamalarda, uluslararası ekonomik sorunlara işaret etmiş ve mevcut döviz ticaretinin manipülatif olduğunu dile getirmiştiniz. Bu bağlamda, altının Doğu Asya ülkeleri arasında ithalat ve ihracat yapmak için kullanılabileceği fikrini öne sürmüştünüz. Bu önerinizde kararlı mısınız? Öte yandan, sizce Malezya ve Türkiye ticaret yapmak için altın kullanabilir mi?
"Evet, gayet tabii. Malezya bir ticaret ülkesidir ve yaklaşık 200 farklı ülkeyle yaptığı ihracat ticaretine bağlıdır. Bu ülkelerin uyguladığı yaptırımlar, ticaretimizi ve aynı zamanda ekonomik kalkınmamızı etkileyen diğer engeller göz önünde bulundurulduğunda, bu ülkelerle ticaret kanallarının açık kalması bizim için önemli. Bu nedenle, başka ülkelerden ithal ettiğimiz bazı şeylerin ithalatı için Türkiye´yi çok fazla potansiyele sahip ülke olarak görüyoruz. Türkiye alternatif bir kaynak olabilir. Türkiye´den Malezya´ya ya da Malezya´dan Türkiye´ye ihraç edilebilecek tüm ürünleri tanımlamamız gerekiyor. Türkiye´ye palm yağından fazlasını ihraç etmek istiyoruz.
Öte yandan, şu anda ticarette ABD dolarını kullanıyoruz fakat kendi para birimlerimizi ticari işlemlerimizde kullanmak mümkün olabilir."
"Medya Filistin meselesine yeterince ilgi göstermiyor"
israil´e yönelik sert açıklamalarınız ve Filistin´i savunan konuşmalarınız Müslüman dünyasında geniş yankı uyandırdı. israil´in Filistin´deki baskıcı politikalarına yönelik ilerleyen zamanlarda nasıl bir siyaset izleyeceksiniz?
"Filistin meselesiyle ilgili gerçeğin medyada veya televizyonda yeterince yer almadığının çok net olduğunu düşünüyoruz. Filistin´in sorunlarını vurgulamama konusunda medyanın bir anlaşması var gibi görünüyor. Kuşkusuz, Filistin topraklarının (İsrail tarafından) nasıl ele geçirildiği hakkında bir şey yok. Akabinde, israil, Filistin´de daha fazla toprağı işgal ederek uluslararası hukuka aykırı davrandı. Bunlardan sıklıkla bahsedilmedi.
En önemli şeyi, terörizmin nedenlerini vurgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün zaten Müslümanları terörizmle suçlamak için bir fikir birliği var. Ancak gerçek şu ki Filistin´in zorla gasbedilmesi ve İsrail´in uluslararası hukuku göz ardı etmesi sözde "terör eylemlerine" yol açtı. Ancak terörizmden kurtulmak için neden terörize edildiklerinin nedenini bilmek zorundayız. Malezya´da, ülkedeki teröristler dahil insanların kalbini ve aklını kazanmayı planlıyoruz. Böylelikle terör sona erdi. Terörizmin nedenlerini ortadan kaldırmadığınız sürece terörizmi durduramazsınız."
israil-Filistin meselesinde terörizmin temel sebebini incelememiz gerektiğini söylediniz. israil´in yasa dışı bir şekilde kurulmasının terörizmin temel sebebi olduğunu söyleyebilir miyiz?
"Asıl sebep bu. Fakat elbette şu anda bir israil devletinin olduğu bir gerçek ve en azından şimdi israil devletinin Filistin halkının mülklerini geri almasına izin vermesi gerekiyor ya da en azından iki farklı devlete sahip olunması ve israil´in Filistin topraklarında yerleşim yeri inşa etmesinin önüne geçilmeli."
Bu bağlamda, ABD ve bazı Körfez ülkelerinin desteklediği "Yüzyılın Anlaşması" planı hakkındaki fikirleriniz neler?
"Açıkça uluslararası hukukun ihlali olmasına rağmen, yaptıkları şeyi haklı çıkarmak istiyorlar. Her şeyden önce bu, demokratik süreçleri hiçe saymaktır. Filistinlilerin topraklarının alınması, referandum ya da halkın oyuyla olmadı. Topraklar, o dönemlerde Filistin´de yaşayan insanların duygu ve düşünceleri dikkate alınmadan israil´e verildi."
Türkiye ve Malezya Filistin meselesinin çözümü için ne şekilde iş birliği yapabilir?
"Bu konuda yapılacaklardan biri şu ki meseleyi canlı tutmak gerekiyor. Hiçbir şey olmamış gibi, sorunu tamamen ortadan kaldırma yönünde bir girişim var. Fakat gerçek şu ki Filistinlilere karşı uygulanan büyük bir adaletsizlik var. Türkiye ve Malezya´nın bu sorunu canlı tutmaya niyetli olduğunu düşünüyoruz."
"Malezya, Myanmar´ın Arakanlılara yönelik haksız muamelesine karşı"
Arakanlı Müslümanların yaşadığı sorunlarla da hükümetiniz yakından ilgileniyor. Malezyalı devlet yetkilileri, Myanmar yönetimine uluslararası baskı yapılmasına dair çağrıda bulunmuştu. Ayrıca, Malezya Dışişleri Bakanı Saifuddin Abdullah, Arakan´da insanlık suçu işleyenlerin yargılanması yönünde beyanları olmuştu. Malezya´nın Arakan meselesine dair politikasını açıklar mısınız?
"Genellikle Malezya diğer ülkelerin iç işlerine karışmak istemiyor. Ancak bu meselede, katliam veya soykırım meydana geldi. Malezya soykırıma ve Myanmar´ın Arakanlılara yönelik haksız muamelesine karşı. Arakanlıların da Myanmar vatandaşı olduğunu kabul ederek bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Şimdi ya Arakanlılar vatandaş olarak kabul edilmeli ya da onlara kendi devletlerini kurmaları için toprak verilmelidir."
"Şiddetin hedefe ulaştığı bir durum olmamıştır"
Sincan Uygur Özerk Bölgesi´nde yaşayan Uygurların içinde bulunduğu durumla ilgili neler yapılabilir?
"Çin´e bu insanlara vatandaş olarak muamele edilmesi gerektiğini söyledik. Onların farklı bir dine mensup olmaları, Çin´in onlara karşı tutumunu etkilememelidir. Mesela, Malezya çok dinli bir ülke ve bütün dinlere aynı şekilde bakılıyor. Biz, daima müzakere, tahkim veya mahkeme yoluyla çatışmaların çözümünü savunuyoruz. Şiddete başvurduğunuzda iyi bir sonuç bulmak çok zordur çünkü şiddetin hedefe ulaştığı bir durum hiçbir zaman olmamıştır."
"Malezya diğer ülkelere karşı eylemler için üs olamaz"
Bildiğiniz üzere Türkiye, FETÖ ile ülke içinde ve uluslararası alanda mücadele ediyor. Bu minvalde, özellikle FETÖ okullarının kapanması hususunda, Malezya Türkiye´ye çok büyük destekte bulundu. Hatta 2017´de bir dizi FETÖ üyesi tutuklanarak Türkiye´ye iade edildi. Sizin döneminizde de Malezya´nın FETÖ ile mücadele alanında Türkiye´ye desteği sürecek mi?
"Malezya´nın diğer ülkelere karşı gerçekleştirilecek faaliyetler için bir üs olarak kullanılmaması bizim politikamızdır. Malezya´nın Türk hükümetine karşı muhalif üs olarak kullanılması yönünde bazı girişimler olduğunu tespit ettiğimiz için ülkedeki FETÖ okullarını kapatma konusunda harekete geçtik."
"Malezya´yı yeniden ayağa kaldırmak için girişimlerde bulunacağız"
Göreve geldiğiniz tarihten bu yana hangi başarıları gerçekleştirdiniz?
"Önceki hükümet büyük miktarda para borçlandığı için finansal bir sorunla karşı karşıya kaldık ve önceki hükümetin aldığı kredileri geri ödememiz gerekiyor. Öte yandan, önceki hükümet tarafından alınan bu paranın nerede tutulduğunu bilmiyoruz. Biliyorsunuz, bazı işletmelerde parayla alacağınız yatırımlar var ancak bu para yok oldu. Paranın deniz aşırı bir yerlerde sakladıklarına inanıyoruz. Şu anki hükümet üzerinde finansal baskı çok büyük. Bu durum, iyi bir ekonomik yönetime dönüşümüzün önünde engel teşkil ediyor. Bunun ötesinde, siyasi girişimler, mevcut hükümeti baltalamaya çalışıyor. Tabii ki çok başarılı bir şekilde değil fakat elbette, ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak için girişimlerde bulunacağız."