Tarih: 01.06.2021 16:22

Macron’un Afrika’daki algı oyunları

Facebook Twitter Linked-in

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 27 Mayıs’ta Ruanda’nın başkenti Kigali’ye bir ziyaret yaptı. Bu ziyarette 1994 yılında Hutu ve Tutsi kabileleri arasında yaşanan iç savaşta 1 milyon insanın hayatını kaybetmesinden dolayı özür diledi. Madalyonun görünen yüzü bu özür ve itiraf ile Macron’un insani bir tavır gösterdiğiydi.

Peki, gerçek bu mu? Tabii ki hayır! Öncelikle Macron bu özrü Fransa’nın soykırım gerçekleştirdiği veya organize ettiği için dilemedi. Yaşananlarda ihmali olduğu gerekçesiyle üzüntülerini bildirdi. Soykırımı kabul etmenin hukuki sonuçları olduğunu bildiği için ihmali öne çıkardı. Bir anlamda günah çıkarmaya çalıştı. Sadece Macron’un bu açıklaması bile Fransa’nın Afrika’daki sicilini anlamak için yeterli olur. Kaldı ki bu olanlar 20. yüzyılın son demlerinde yaşanan bir katliamdı. Yaşananları gizlemenin görsel ve yazılı medyanın gücünden dolayı kolay olmadığı zamanlardı. Ya daha öncekilerle ilgili ne diyeceğiz? Cezayir, Senegal, Nijer, Mali ve diğer ülkelerdeki katliamları, soykırımları, darbeleri nereye koyacağız? Terör örgütleri üzerinden yürütülen vesayet savaşlarında Fransa’nın yazdığı senaryoların sonuçlarını nasıl okuyacağız?

Aslında Fransa yaptıklarıyla Afrika’nın tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu acı gerçekler Afrika halklarının ruh ve zihin dünyalarına kazınmıştır. Bu durum her türlü askeri ve finansal gücüne rağmen Fransa’ya eski sömürgelerinde zemin kaybettirmiş ve her geçen gün güç zafiyetini ortaya çıkarmıştır. Bu gelişmelerle birlikte Fransa’nın etkisi dünya siyasetinde de zayıflamış, hatta ekonomik açıdan sıkıntılar yaşamasına sebep olmuştur. Sömürdüğü toprakların yeraltı ve yerüstü zenginlikleri üzerinden refah içinde yaşayan Fransa, Afrika ile ilişkilerinin daralması sonucu refahın sürdürülebilmesi noktasında da sıkıntılar yaşamaya başlamıştır. Sarı Yelekliler eylemleri gibi Fransız şehirlerini altüst eden protesto gösterilerinin baş göstermesinin nedeni de ekonomide daralmaların sosyal sorunları tetiklemesindendir. Bütün bunları fark eden Macron aslında Ruanda’daki bu özürle birlikte Afrika ile olan ilişkileri tamir etmeyi hedeflemektedir. Kuru kuruya özür dilemenin bir karşılığının olmadığını bildiği için de bu özrü kimi yardımlarla desteklemeyi düşünmektedir. Bununla ilgili çeşitli destek programları açıklayarak halk arasındaki deyimiyle kaz ve tavuk stratejisi uygulamak istemektedir. Ancak bütün bu oyun ve kurgulara rağmen Fransa’nın tarihte özlem duyduğu zamanlara dönme ihtimali yok. Bu özürler de Afrika halkları için malumun ilanından başka bir şey olarak algılanmayacak. Macron’un algı oyunları çoktan deşifre oldu. Bu düşüşü tersine çevirmek artık mümkün değil. Macron da bu gidişle birlikte yapılacak ilk seçimleri kaybederek tarihten silinip gidecek.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —