90lı yıllarda devlet adına olsun PKK adına olsun ya da diğer sol örgütler adına olsa korkunç cinayetler yaşanıyordu.
Devletin beyaz Torosları, PKK’nin infaz timleri vardı.
Çeteler, mafyalar, üniversite olayları, banka soygunları ve eşkıyalıklar… vs.
Adrenalinin her daim zirvede olduğu o yıllarda Susurluk vakası yaşandı.
Devlet ve mafya kol kola görünüyordu.
Susurluk Kazasından sonra dillere “Temiz toplum temiz siyaset” sözü pelesenk oldu.
Çünkü o kazada İnterpol’ün kırmızı bültenle aradığı Abdullah Çatlı, dönemin DYP milletvekili Sedat Bucak ve Emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ aynı araçtadırlar.
Çatlı için iş dünyasından haraç aldığı iddiaları da vardır.
Nitekim bir tarafta derin devletin adamı Çatlı bir tarafta devletin emniyet müdürü bir tarafta bir milletvekili.
Gerçekten tam bir skandaldı.
İşte o günlerde temiz toplum temiz siyaset sloganı doğdu.
Oysa toplumun ne banka boşaltmalarla ne mafya ile ne de çetelerle bir işi yoktu.
Kirli olan siyaset ve bürokrasi olduğu halde temizlenmesi istenilen toplum olmuştu.
Tıpkı o dönemde bankalar boşaltılırken sessiz kalan devletin Cuma hutbelerinde “sevgili müminler yolsuzluk büyük günahtır” hutbelerini okutması gibi.
Yahu hırsız belli!
Çalan Demirel’in yeğeni onun kapısına dayanacağınıza neden cami kapısına dayanıyorsunuz diyen olmadı. Denemezdi.
İşte Lütfü Türkkan olayı o günleri hatırlatıyor.
Herkes Bingöl’deki vatandaşın provokatörlüğüne yükleniyor.
Mümkündür provokasyon amacı ile orada olmuş olabilir ama soru şu:
Birileri sizi provoke edince hemen milletin bacısına mı küfredeceksiniz?
Lütfü Türkkan’a kimse dokunamadı ya
Benim aklıma Susurluk geldi
Yoksa, yoksa Lütfü Türkkan göründüğünden daha mı derin biri?
Öyle ya gazeteci dövdürtüyor dokunan yok.
Bomba ile katledilen Serik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün babası Asım Safitürk’e SAKALLI VE SARIKLI OLDUĞU İÇİN saygısızlık yapan o, dokunan yok
Merhum Erbakan’a saygısızlık yapıp
“Kanal İstanbul projesinin temelini atıyoruz diye Kuzey Marmara Otoyoluyla ilgili eski bir projenin temelini attılar. Ya rahmetli Erbakan aklıma geldi ya. Rahmetli Erbakan çok temel atardı. Hakikaten sanayileşmeye meraklı bir siyasetçiydi. İş bir ara o kadar ilerledi ki boş tarlaya temeller attılar sonra da birileri o temeli bir kamyonun arkasına koydu getirdi. Yani aradan 40 sene geçmiş, 40 sene sonra aynı hadiselerin devamı bizi üzüyor”
Diyen o, dokunan yok!
Yarın birileri temiz toplum temiz siyaset sloganları ile sokağa dökülürse şaşırmayın!
Siyasetçi kirlendikçe kendini toplumla temizlermiş
Hayır! Kirli olan toplum değildir, sizsiniz.