Lüks portakal sever misiniz?..

Atilla ÖZDÜR

Lüks portakal sever misiniz?..

Büyük perakendecilerden birinin kaldırımdaki portakallarının, lüks portakalolduklarını tezgâhtaki tanıtıcı notundan öğrendik?

Hz. Adem ile Havva anamız yaptıkları bir hata neticesinde Cennet´ten dışlandıktan sonra kademe kademe kendilerine mesuliyet yüklenerek, çevresini öğrenme göreviyle bir süreliğine dünyaya misafir ediliyor. Halife sıfatıyla çevreyi yeniden düzenleyip hüsnü niyetle muhafazasına da memur ediliyor, Hz. Allah-ü Zülcelal tarafından?

İnsanın atası, babası ve peygamberi oluşunun yanında Hz. Adem, ağırlıkla çevrenin de muhafızıdır.

Gelecekteki çocukları için yaşamaya elverişli bir duruma sokulan dünya, kendilerine Allah tarafından teslim edilirken, istenilen hüsnü niyetle muhafaza şartlarına acaba günümüzün lüks portakal peşinde koşturan çocukları tarafından riayet ediliyor mu, ne dersiniz?...

Dememiz odur ki, lüks hastalığının ruh fakirliğine duçar ettiği Türk halkı, ev seçerken, ev inşa ederken ?Adem´in Çocuklarını? düşünüyor-düşünebiliyor mu?

Geçen yıl olacak, Bursa´nın ?Hanlar Bölgesinde? avara kasnak dolaşırken han duvarlarının birinde ikişer üçer metre aralıklarda ve kol boyu derinliğinde tuğla sığacak genişlikte seri halde birçok delik gördüm. Bölgedeki yerleşik kişilere sorduğumda hiç kimseden doğru dürüst cevap alamadım. Sonraları o kovukların birer kuş evi olduklarını öğrendim?

Anlaşılan, Hz. Allah tarafından eğitilen Hz. Adem Peygamberimizden tevarüs ettikleri korumacı geleneğini üç beş asır evveline kadar koruyabilen çocukları, kendilerini düşünürken hayvanların da barınaklarını hesaba dahil ediyor, edebiliyorlarmış?

Eskinin insani ve imani dünyası insan merkezli olup, yerleşirken, şehirlerin açık ve kapalı mekânlarının herkesin istifadesine açık olması düşünülürmüş?

Ne dersiniz, eski topraktan gelmişler, ellalem?

?

Menderes´in imar programında Bakırköy sahil yolundan Harp Okulu´na uzayankıyı şeridi umuma açık bırakılmıştı. Bugün o alanda birbirlerine göbek bağı ile bağlanmış onbeş yirmi katlı manda kasa devasa oteller, deniz havasıyla gün ışığının kara tarafına geçişini önleyen birer paravana, birer kapak birer duvar olup çıkmışlar?

Hoş, caddenin karşı yakasında da baştan sona yüksek katlı binalar var amma, her birinin aralarında rahatlıkla araba park edilebilecek geniş ve emniyetli cadde gibi sokaklarından ötürü, arka bölgelerde yaşayanlara Allah´ın lütf-u ihsanı olan güneş ışığı ve deniz esintileri, hiçbir vakit kesilmiyor?

?

Lütfen, fırsatını yakaladığınızda bir aralık Piyalepaşa´ya bakar mısınız?

Ön saftan geriye doğru kademe kademe yükselen binalar. Aralarında dar bırakılan sokaklarla geriye doğru giderek yükselen binalar. Sitenin gerisinde kalan dizi dibindeki haneleri havadan ve ışıktan mahrum bırakacak binalar, şimdi lüks portakal kültürünün eseri olarak müşterilerini bekliyor?

Yakın geçmişimizle günümüzün şehircilik, daha açıkçası Müslümanlığa yakışır şehircilik zihniyeti arasında giderek negatifleşen farkı çok net biçimde göreceksiniz? Kapitalizmin canlanan kadim ruhu, burada ağzını açarak ?Ahh olur mu canım, günahtır, hayatın onlarsız olmaz dört ana unsurundan her canlı hukuken eşit pay sahibidir, olmaz öyle şey? diye dursun, yakındır, üç vakte kadar duyarak ve görerek şunların şahidi olacağız,

Mezarlıkların imara açılışının!*

?Feriköy Mezarlığı bağlamında birim defin geliriyle satışa hazır birim apartman dairelerinin ticari kârlılık bakımından mukayese edildiği günlerin??

Feriköy´den evvel daha şen şakraklısı, daha modern ve çağdaş olanı ve daha da LÜKSÜ olacak olan Zincirlikuyu mezarlığını da unutmayalım? 

Ömürlerimizin vefasınca, siyasetin, iktisadın ve laisizmin başlarında yer alan beyaz efendilerin birlikte içinde yaşayacakları ?cemetery place?larıyla, çevrelerine afili afili hava atışlarını korku ve ibretle seyredeceğiz?(cemetery place, mezarlık palas´tır efendim)

?

Gücümüzün yeterince, bilgimizin de erebildiği kadarınca ifasını aksatmadan yerine getirmekle mükellef olduğumuz görevlerimizin başında, ?Maruf olanı kollayıp münkerliği de soldurmak? olmalı? 

Marufun emri, münker olanın da def´inden ne anlıyoruz?. Vurup kırıp düzeltmek, yapamayınca da, ?Ya Sabır? çekerek oturmak mı??

El ve dilin yetersizliği durumunda zorunluluklar karşısında ruhsat olarak verilen ?Ya sabır?a tutunmaktan ötelere gitmedik, gidemedik ve götürülmedik, götürülemedik?

Menderes sonrası muhafazakârlığının rahmani rayından hızla sapan arsız ve yüzsüzleri, Yeşil Bursa ovasının en verimli toprağının Demirtaş bölgesindeki yüzlerce dönümlük şeftali bahçelerine çirkin bir şehir oturttular?

Hem de, kasabanın muhafazakâr etiketli üç beş kişilik meclis üyelerinin destekleriyle?

Balkanlar ve kıt´a Avrupa´sının en büyük ve en lüks kerhanesine ne diyeceksiniz?...

Söz konusu bu çirkin şehrin hemen üst tarafında yer alan Panayır köyündekivakıf arazisinde kurban kesilerek açılışı yapılan Balkanlar ve Avrupa´nın en büyük ve en lüks kerhanesiyle, mahallin demirbaşlar listesine kaydı düşürülen ultra lüks Mercedes´i, söz konusu kaçak şehrin yumurta ikizleri oldular? 

Manukyan´ın, kerhane izni karşılığındaki teşekkürü idi, efendim?     

?

Lüks portakalla başladık. Az kalsın lüks ekmeği unutacaktık. 60´lı yıllarda servis arabası bizleri Beşiktaş´tan alıp sahili takip ederek Kilyos´a götürürdü. Dönüşte de İstinye´deki, lüks ekmeğiyle meşhur süper lüks fırın hep gözlerimize takılırdı..

Çapı on santim, boyu da yetmişlik, pastamsı bir somun. Kar beyazı, pamuk gibi bir şey?

O günlerde lüks kavramı daha henüz ayağa düşmemişti. Artık suyu çıkarılan lüks´ten bıkan insan, hiç değilse bıkkınlık getirmiş görüntüsüne giren insan, çevresine hava atarcasına tapacak yeni bir tanrı arayışında?

LÜKS TANRI?

Bakalım, bulabilecekler mi?

?

ABD ordusunda masa başı askerleri, ayaklarını masanın üzerine kondurup geriye kaykılarak dinlenme pozisyonunu alabilir. Hatta rütbeli birisinin odaya girdiğinde, bunların istifini bile bozmamaları normal karşılanırsa da, en ufak bir görev kusuru yaptıklarında, yapanın yanına da bırakılmaz, anaları bellenir?

Oradaki hukuk anlayışı böyle işte?

Kenan Sofuoğlu, Türkiye´nin lüks ve pahalı yaşayan bir vatandaşı ve de mebus!.. Meclisteki odasında ayaklarını masasına kondurup geriye de kaykılmış, relax halinde. Karşısında iki vatandaş el pençe, emir erleriymişler? ?Relax?, Kenan beyin dilinde istirahat ve dinlenmek demektir?

Siyasete biraz espri katmak için ABD´nin (Govermend issue)na benzemek istemişse de, bu masumane hareketini kim taşımışsa kastının ötesine taşımışlar. Vallah, ayıp etmişler?

Bundan ötürü, üzülüyor?

Lüks portakal ülkesindeyiz. Üzülmesine gerek yok?

Asıl üzülenler bizleriz. Elimizle, dilimizle çevremizi temizleyemediğimizden, son çare olarak, içimizden okuyarak rahatlayıveriyoruz. Daha doğrusu, rahatladığımızı sanıyoruz?

Cumhurbaşkanlığı değil de, parlamentarizm sistemi olsaydı. Tabii bendeniz de aflarınızla efendim, Başbakan. Tabii, farzedelim ki o da, önemli bir bakanlığın koltuğunda?

Anında çeker alırdım emaneten verdiğim o koltuğu, altından?

Başkanlık sisteminin eksik ve kötü tarafı işte burada? Şimdi devlet başkanları ne yapabilir, partisinin gökten inme ve sırtı kambursuz mebusuna!..

Hiç?