Lübnanlı 117 yaşındaki Süleyman Muhammed el-Mel, uzun yaşamasının sırrını, yüzünden eksik etmediği gülümseme, insan sevgisi ve sağlıklı beslenmeye borçlu olduğunu söylüyor.
Bir asrı devirdiği yıllarının her zaman çalışarak geçtiğini aktaran Süleyman dede, en büyüğü 86 en küçüğü ise 5 yaşında olan 13 çocuğa sahip. Vefat eden ilk eşinden olan en büyüğü 86 yaşında, 3´ü kız, 5´i erkek 8 çocuk babası olan Süleyman dedenin, ikinci eşinden ise en küçüğü 5 yaşında 2 kız ve 3 erkek çocuğu var.
Süleyman dede, "Hakar Cenin" beldesinde zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalıştığını belirterek,"Ülkemde bana gereken ilgi gösterilmiyor. Başka bir ülkede yaşamış olsaydım yardım ve destek alabilirdim" dedi.
Okuma ve yazma bilmediğini belirten Süleyman dede, Osmanlı Devleti´nin hüküm sürdüğü 1753-1918 yılına kadar aynı topraklarda yaşayan Muraibe ailesinden geldiğini ve tarihin canlı tanıklarından biri olduğunu belirtiyor.
Süleyman dede, herhangi bir sağlık sorunu olmadığını ifade ederek, yaşam enerjisini de yediği yiyecekler ile ilişkilendiriyor.
"Hakiki zeytin yağının vazgeçilmezi" olduğunu vurgulayan Süleyman dede, "Rastgele ya da sadece canım çekiyor diye yemek yemiyorum. Bilmediğim ya da bana faydası olmayacak yiyeceklerden de uzak duruyorum" diye konuşuyor.
Süleyman dede, et konusunda ise "Bazıları et yemeden yaşayamadığını söyler. Bu doğru olabilir ancak dana eti hastalık, sütü ve yoğurdu ilaçtır. Koyun eti ilaç, sütü ve yoğurdu ise hastalıktır. Benim izlediğim yol budur" ifadelerini kullanıyor.
İnsan sevgisini hayatında ilke edindiğini dile getiren Süleyman dede, şunları kaydediyor:
"İnsanları hiçbir ayrım gözetmeksizin seviyorum. Hepimiz, Adem ve Havva´dan geliyoruz. Şii, Sünni, Dürzi benim için aralarında hiçbir fark yok. Hayatım boyunca hiçbir düşmanım olmadı."