Lübnan´da seçimden yaklaşık 9 ay sonra kurulabilen hükümette Hizbullah´ın etkinliğini büyük ölçüde artırması hem içeride hem dışarıda "Ülkeyi artık Hizbullah mı yönetiyor?" şeklindeki tartışmalara yol açtı.
İran´dan mali ve askeri destek alan Şii Hizbullah örgütü, uzun süredir Lübnan´da siyaseti kontrolüne geçirmeye çalışıyor. Hizbullah, geçen yıl mayıs ayında yapılan genel seçimlerden oylarını artırarak çıkmasıyla, kurulacak yeni hükümette çoğunluğu elde edeceğinin sinyalini vermişti.
Hizbullah ve siyasi müttefikleri, genel seçimlerde 128 üyeli parlamentoya 70´i aşkın vekil göndermişti. Buna karşılık, Başbakan Saad el-Hariri liderliğindeki Müstakbel Hareketi, Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi ve Lübnan Ketaib Partisi´nden oluşan 14 Mart Bloku ile ona yakın diğer partiler ise 50 vekille seçimlerden çıkmıştı.
Sandıktan çıkan sonuçlar, geçen hafta Müstakbel Hareketi lideri Saad el-Hariri başbakanlığında kurulan hükümete de yansıdı.
İran ve Suriye rejimine karşı Arap ülkelerinin desteğini alan 14 Mart Bloku´ndan Müstakbel Hareketi ve Lübnan Güçleri Partisi, 30 bakandan oluşan yeni kabinede 10 sandalye elde etti.
Mecliste 3 sandalyesi bulunan Lübnan Ketaib Partisi ise muhalefette kalmayı tercih ederken, 14 Mart Bloku´na yakınlığıyla bilinen Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisi de yeni kabinede 2 bakanlık aldı. İran ve Suriye destekli 8 Mart Bloku´nu oluşturan Hizbullah ve müttefikleri ise 18 bakanlıkla yeni hükümette temsil hakkı elde etti.
Lübnan Bakanlar Kurulundan geçen kararların artık Hizbullah ve müttefiklerinin onayından da geçmesi gerekiyor. Çünkü Bakanlar Kuruluna sunulan herhangi bir taslağın karara bağlanmasının önüne geçilmesi için üçte birden fazla çoğunluğun buna karşı çıkması gerekiyor.
Bu bağlamda Hizbullah ve müttefikleri Bakanlar Kurulunda elde ettikleri 18 bakanlıkla istedikleri karara onay verme veya reddetme sayısına kavuşurken, Başbakan Hariri ve müttefikleri ise buna karşı koyacak 11 bakanlık sayısına sahip olamadı.
Parlamento ve Bakanlar Kurulunda çoğunluğa sahip olmadan önce Lübnan´da istediğini dayatabilen Hizbullah, bundan sonra farklı bir güce kavuşmuş oldu. Bu da Lübnan halkının endişelenmesine neden oluyor.
Lübnanlı Siyaset Bilimi Uzmanı ve yazar Johny Muneyyer, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yeni hükümette Hizbullah´ın yararına bir dengenin oluştuğunu ancak bunun "Hizbullah´ın yeni hükümette mutlak güce sahip olduğu" anlamına gelmeyeceğini ifade etti.
Hizbullah ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn´ın partisi Özgür Yurtsever Hareketi başta olmak üzere müttefiklerinin önemli bakanlıkları ellerinde tuttuklarına işaret eden Muneyyer, "Yeni hükümet, Hizbullah´ın stratejik çıkarlarını güvence altına alıyor. Hizbullah, müttefikleri ile sahip olduğu 18 bakanlıkla salt çoğunluğu elinde bulunduruyor. Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve partisi de birçok defa Hizbullah ile uyum içinde olacaklarını teyit etmişti." değerlendirmesinde bulundu.
Aslında ABD´nin, "İran´a uyguladığı yaptırımlarla Lübnan´da güçler dengesi değişinceye kadar yeni hükümetin kurulmamasından" yana olduğunu söyleyen Muneyyer, Washington´ın yaptırımlar konusunda Hizbullah ile Lübnan´ı ayırdığını savunarak, "Bu nedenle ABD, hala Lübnan´ın bankaları ile ordu başta olmak üzere güvenlik kurumlarını söz konusu yaptırımlardan uzak tutuyor." dedi.
Lübnan´daki Değişim Hareketi Başkanı Elie Mahfuz da "Özgür Yurtsever Hareketi ile Hizbullah arasında 6 Şubat 2006´da yapılan anlaşma, Hizbullah´ın, Hristiyan alan üzerinden tüm yönetim merkezlerine sızmasına katkı sundu." diye konuştu.
Mahfuz, Cumhurbaşkanı Avn´ın partisi ile Hizbullah arasında 13 yıl önce yapılan ittifaka ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlıkların çoğunu alan Hizbullah, bu ittifakı bir ulusal güvence olarak kullandı. Silaha gerek kalmadan Hizbullah´ın daha fazla alanı kontrolüne geçirmeye karşı Özgür Yurtsever Hareketi´ne istediği makamı veren bu ittifakın, devlete verdiği büyük zarar ortada."
Lübnan´da Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi ile Şii Hizbullah arasında 6 Şubat 2006 tarihinde bir siyasi ittifak sağlandı. Bahsi geçen ittifak, İran ve Suriye rejimi karşıtı Arap ülkelerinin desteğini alan 14 Mart Bloku´na karşı Lübnan´daki siyasi dengelerin Hizbullah lehine dönmesine neden oldu.
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, önceki gün yaptığı televizyon konuşmasında, ülke içinde hükümeti "Hizbullah hükümeti" olmakla suçlayanlara buna son vermeleri çağrısında bulunmuştu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu´nun "Hizbullah´ın, Lübnan hükümetine ortak olmasının İran´ın, Lübnan´a egemen olması anlamına geldiği" yönündeki sözlerini yersiz olarak tanımlayan Nasrallah, "Hükümet, siyasi güçlerden oluşuyor ve biz de Hizbullah olarak bu oluşumun bir parçasıyız." demişti.
ABD yönetimi de Lübnan´da hükümetin kurulmasına ilişkin memnuniyetini dile getirirken, devlet kaynaklarının yeni hükümet kabinesinde yer alan Hizbullah´a aktarılmaması uyarısında bulunmuştu.
BEYRUT - Mahmut Geldi