Lübnan´da İran-Suudi Arabistan rekabeti

Lübnan´da siyasi pazarlıklar neticesinde 31 Ocak´ta Hizbullah ve müttefiklerinin çoğunlukta olduğu yeni hükümetin kurulmasının ardından ülke birbiri ardına İran ve Suudi Arabistan´dan gelen üst düzey ziyaretçileri ağırlamaya başladı.

Lübnan´da İran-Suudi Arabistan rekabeti

BEYRUT - Mahmut GELDİ

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, 10-11 Şubat´ta Lübnan´a iki günlük resmi ziyarette bulunarak Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve diğer yetkililerin yanı sıra ülkedeki Filistinli grupların temsilcileriyle de bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi.

Tüm görüşmelerde "İran´ın her konuda Lübnan´a yardım etmeye hazır olduğunu" söylemekten geri durmayan Zarif, Lübnanlı mevkidaşı Cibran Basil ile bir de ortak basın toplantısı düzenledi.

Basil´in söz konusu ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada "ABD öncülüğünde Polonya´nın başkenti Varşova´da düzenlenecek İran karşıtı konferansa katılmayacaklarını" duyurması, Tahran yönetiminin Lübnan üzerindeki etkisi olarak yorumlandı.

Zarif´in temaslarının ikinci gününde Lübnan´ın bir diğer "sürpriz" ziyaretçisi ise Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt oldu.

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Saad el-Hariri ile görüşen Ebu Gayt, Zarif ile aynı saatlerde Lübnan´da bulunuyor olmasını her ne kadar "tesadüf" olarak yorumlasa da ziyaretin zamanlaması dikkatlerden kaçmadı.

Zarif´ten hemen sonra Suudi Arabistan heyeti Lübnan´da

Suudi Arabistan Kraliyet Divanı Müsteşarı Nizar bin Süleyman el-Alavla başkanlığında bir heyet, Zarif´in temaslarından sadece bir gün sonra Lübnan´a iki günlük resmi ziyarette bulundu.

Suudi Arabistan ayrıca Kasım 2017´den beri vatandaşlarına yaptığı "zorunlu olmadıkça Lübnan´a seyahat etmemeleri" şeklindeki uyarıyı kaldırma kararı aldığını duyurdu.

Lübnan ABD yaptırımlarını kaldırabilecek durumda değil

İran ile Suriye rejimine karşı Arap ülkeleri ve Batı´nın desteğini alan 14 Mart Blokunda yer alan siyasi güçlerden Lübnan Güçleri Partisi Milletvekili George Akkis, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tahran yönetiminin silah yardımı teklifine işaret ederek, Lübnan´ın kendi sorunlarıyla boğuştuğunu ve ABD yaptırımlarına maruz kalırsa bunu kaldırabilecek durumda olmadığını söyledi.

"İran´ın hava savunma sistemleri madem o kadar takdire şayandır, İsrail´in Suriye´ye yönelik tekrarlanan saldırılarına karşı neden kullanılmıyor?" sorusunu yönelten Akkis, Lübnan´ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini sürekli güçlü tutması gerektiğini ifade etti.

Akkis, "Bizler, egemenliğimize dokunulmadan tüm dünya ülkeleriyle ilişkilerimizi en üst düzeyde tutmayı tercih ediyoruz. Bu nedenle garantisi olmayan bir teklif için dost ülkelerle ilişkilerimizi bozmak istemiyoruz." dedi.

Varşova´daki Orta Doğu konulu konferans öncesi bölgedeki tüm tarafların masaya en güçlü kartlarını sürmeye çalıştığını söyleyen Akkis, Lübnan´ın ise söz konusu konferans sonrası bölgesel ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri yakından ve dikkatle takip ettiğini ifade etti.

"İran bizi desteklemek istiyor. ABD´nin silah kırıntıları göndermesini mi bekleyelim?"

Öte yandan Şii Emel Hareketi Milletvekili Gazi Zuaytır ise Lübnan´ın misafirperver bir ülke olarak tüm bölgesel ve uluslararası yetkilileri karşılamaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Zuaytır, İran Dışişleri Bakanı Zarif´in geçen hafta Lübnan´a gerçekleştirdiği ziyarete işaret ederek, bunun dost ülkeler aleyhinde planlanan bir ziyaret olmadığını savundu.

Lübnan´ın tüm komşu ülkelerle ikili ilişkilerini geliştirmeye önem verdiğini dile getiren Zuaytır, bu bağlamda İran Dışişleri Bakanından sonra Suudi Arabistan heyetinin Beyrut´u ziyaret ermesinden de son derece memnun olduklarını belirtti.

İran´ın Lübnan´a yaptığı silah yardımı teklifine ilişkin ise Zuaytır, "Lübnan toprakları sürekli İsrail´in ihlallerine maruz kalıyor ve savaş tehdidi altında bulunuyor dolayısıyla silahlanması gerek." dedi.

ABD´nin Lübnan ordusunu ağır silahlarla desteklemesi için İran´ın teklifini bir koz olarak kullanabileceklerine dikkati çeken Zuaytır, "İran bizi desteklemek istiyor. Çünkü İsrail hava sahamızı ihlal etmekten geri durmuyor. İran´ın teklifine yok deyip, ABD´nin silah kırıntıları göndermesini mi bekleyelim?" ifadelerini kullandı.

İran´ın teklifini kabul etmesi durumunda Lübnan´ın ABD yaptırımlarına maruz kalıp kalmayacağına ilişkin soruyu "Yaptırımlardan etkilenmemenin yolları araştırılabilir." diye yanıtlayan Zuaytır, "Kendimizi İsrail´in insafına terk edecek değiliz. ABD, bizi hafif silahlarla destekledi ancak ağır silahlara ihtiyacımız var." dedi.

Hükümette Hizbullah ve müttefikleri çoğunlukta

Lübnan´da 31 Ocak´ta Müstakbel Hareketi lideri Hariri başbakanlığında kurulan 30 üyeli yeni kabinede, 14 Mart Blokundaki siyasi güçler 10 sandalye elde etti. 14 Mart Blokuna yakınlığıyla bilinen Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisi de yeni kabinede 2 bakanlık aldı.

İran ve Suriye destekli 8 Mart Blokunu oluşturan Hizbullah ve müttefikleri ise 18 bakanlıkla yeni hükümette temsil hakkı buldu.

Lübnan´da artık bir kararın Bakanlar Kurulundan geçmesi için Hizbullah ve müttefiklerinin onayı şart. Çünkü Bakanlar Kuruluna sunulan herhangi bir taslağın karara bağlanmasının önüne geçilmesi için üçte birden fazla çoğunluğun buna karşı çıkması gerekiyor.

Bu bağlamda Hizbullah ve müttefikleri Bakanlar Kurulunda elde ettikleri 18 bakanlıkla istedikleri karara onay verme veya reddetme için yeterli sayıya kavuşurken, Başbakan Hariri ve müttefikleri ise Bakanlar Kurulunda herhangi bir taslağın onayını reddetmek için gereken en az 11 oy sayısına sahip olamadı.