Berlin’de düzenlenen Libya Konferansı’na katılan liderler, ülkenin tamamında tüm askeri faaliyetlere son verilmesi ve silah ambargosuna uyulması çağrısı yaptı.
Libya Konferansı’nın Sonuç Bildirgesi’nde, “ateşkes”, “silah ambargosu”, “siyasi sürece dönüş”, “güvenlik alanında reformlar”, “ekonomik ve finansal reformlar” ile “uluslararası insani hukuk ve insan haklarına saygı” başlıkları altında toplam 55 madde sıralandı.
Libya’nın egemenliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve ulusal birliğine kuvvetle bağlı olunduğunun tekrar teyit edildiği vurgulanan bildirgede, “Sadece Libyalıların öncülük ettiği ve Libyalılara ait bir siyasi süreç çatışmayı sona erdirerek kalıcı barış getirebilir.” ifadesi kullanıldı.
Bildirgede, Libya’daki çatışma, ülkedeki istikrarsızlık, dış müdahaleler, kurumsal bölünmeler, silahların yaygınlaşması ve yağma ekonomisinin; insan kaçakçıları, silahlı gruplar ve terör örgütleri için verimli bir ortam sağlayarak uluslararası barış ve güvenliğe tehdit olmaya devam ettiği belirtildi.
“Libya’da askeri çözüm mümkün değildir.” vurgusu yapılan metinde, “Silahlı çatışmadan veya Libya’nın iç işlerine karışmaktan kaçınmayı taahhüt etmekte ve tüm uluslararası aktörleri de aynısını yapmaya teşvik etmekteyiz.” ifadesine yer verildi.
Tüm askeri faaliyetlere son verilmesi
Metinde, “ateşkes” başlığı altında, 12 Ocak’tan bu yana şiddetin belirgin şekilde azalması ve 13 Ocak’ta Moskova’da ateşkes anlaşmasına gidecek süreci başlatmayı amaçlayan görüşmeler ve diğer uluslararası inisiyatiflerin memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
Bildirgede, çatışmaların sürekli bir şekilde sona erdirilmesi, gerilimin düşürülmesi ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması amacıyla tüm ilgili taraflara daha fazla gayret sarf etme yönünde çağrıda bulunuldu.
Reklam
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına atıfta bulunulan metinde, Libya toprakları üzerindeki hava operasyonları dahil, tüm düşmanlıkların kapsamlı ve kalıcı bir şekilde sonlandırılması için güvenilir, doğrulanabilir, sıralı ve karşılıklı adımlar atılması çağrısı yapıldı. Bu adımlar arasında silahlı grupların ve milis kuvvetlerinin silahsızlandırılması ve topçu silahlarının ve hava araçları ile cephaneliklerinin geri çekilerek yeniden konuşlandırılması da sayıldı.
Libya’nın tamamında ateşkesin başlamasından itibaren tüm askeri faaliyetlere son verilmesi çağrısında bulunulan metinde, mahkum ve naaş değişimi gibi güven artırıcı tedbirlerin hayata geçirilmesi istendi.
BM Şartı ve uluslararası hukuka uygun olarak her şekilde Libya’daki terörizmle mücadele ihtiyacına dikkat çekilen metinde, DEAŞ, El Kaide ve BM listesindeki kişiler için ilgili kararlara uyulması istendi.
Ateşkesi ihlal edenlere yaptırım
BM’ye ateşkesin uygulanmasını izlemek ve doğrulamak üzere derhal teknik komiteler oluşturarak taraflar arasındaki ateşkes müzakerelerini kolaylaştırma çağrısında bulunulan metinde, “Ateşkes düzenlemelerini ihlal ettiği tespit edilen kişilere uygun yaptırımların uygulanması için BMGK’ye ve bu yaptırımları uygulaması için üye devletlere çağrıda bulunmaktayız.” ifadesi kullanıldı.
Metnin “silah ambargosu” bölümünde, BM’nin 2011 yılında alınan ilgili kararlarının kesin surette ve tam anlamıyla uygulanması taahhüt edilerek “Tüm uluslararası aktörlere de aynısını yapmaları konusunda çağrıda bulunmaktayız.” denildi.
Tüm aktörler, askeri imkan ve kabiliyeti finanse etmek, paralı asker görevlendirmek dahil, çatışmayı alevlendirecek, BMGK silah ambargosu veya ateşkes ile çelişecek her türlü eylemden kaçınmaya davet edildi. Silah ambargosu veya ateşkesi ihlal ettiği öğrenilenlere BM yaptırımlarının uygulanması çağrısı yapıldı.
Kapsayıcı Libya hükümeti
Reklam
“Siyasi sürece dönüş” bölümünde, faal bir Başkanlık Konseyi kurulması ve Temsilciler Meclisi tarafından onaylanan tek, birleşik, kapsayıcı ve etkili bir Libya hükümeti kurulması istendi.
Metinde, “BM Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) himayesinde Libya’daki bütün tarafları Libyalıların başını çektiği ve sahiplendiği kapsayıcı siyasi süreci yeniden başlatmaya çağırıyoruz.” ifadesi kullanıldı.
Tarafların bu sürece yapıcı katkıda bulunması ve geçiş sürecinin de “özgür, adil, kapsayıcı ve inanılır parlamento ve başkanlık seçimleriyle” sona erdirilmesi istendi. Seçimlerin de bağımsız ve etkin bir Ulusal Yüksek Seçim Konseyince örgütlenmesi çağrısı yapıldı.
Bildirgede bütün taraflara ülkede yürütme, yasama, yargı ve diğer devlet kurumlarının bütünlüğünün yeniden sağlanması ve bunlara saygı gösterilmesi için çağrıda bulunulurken, kamu refahının ve kaynaklarının ülkenin farklı coğrafyalarına adil ve saydam bir şekilde dağıtılması istendi.
Metinde, “güvenlik alanında reform” başlığı altında ise “kuvvetin meşru kullanımında devlet tekelinin yeniden sağlanması” çağrısında bulunuldu. Merkezi, sivil otorite altında birleşik Libya ulusal güvenlik, polis ve asker güçlerinin teşkiline destek de ifade edildi.
Ulusal Petrol Şirketi
“Ekonomik ve mali reform” başlıklı bölümde de aralarında Libya Merkez Bankasının, Libya Yatırım Otoritesinin, Ulusal Petrol Şirketinin ve Teftiş Bürosunun da yer aldığı ülkenin egemen kurumlarının bütünlüğünün, birliğinin ve yasal yönetiminin korunmasının önemine dikkat çekildi.
BMGK’nin ilgili kararları gereği Ulusal Petrol Şirketinin Libya’nın tek bağımsız ve meşru petrol şirketi olduğunun teyit edildiği metinde, şunlar kaydedildi:
“Bütün tarafları onun tesislerinin güvenliğini garanti etmeyi sürdürmeye ve petrol tesislerine ve altyapısına yönelik düşmanlıklardan geri durmaya çağırıyoruz. Libya’nın petrol altyapısına zarar veren, Libya haklına ait olan enerji kaynaklarını Libya ham petrolünü ve türevlerini Ulusal Petrol Şirketini kontrolü dışında alıp satarak yasa dışı kullanan her girişimi reddediyoruz.”
Metinde, petrol gelirlerinin saydam ve adil paylaşımı çağrısı da yer aldı. Ülkede yeni, temsili, birleşik ve Libya’nın bütün topraklarında yetkisini kullanan bir ulusal uyum hükümetinin himayesinde bütün bölgelerde kalkınma ve yeniden inşayı destekleyecek bir mekanizma kurulmasının teşvik edileceği belirtilen metinde, Bingazi, Derne, Murzuk, Sabha, Sirte ve Trablus öncelikli alanlar olarak sıralandı.
“Uluslararası insani hukuka ve insan haklarına saygı” alt başlığı altında da taraflara sivilleri, havalimanları dahil sivil altyapıyı korumaları çağrısı yapılırken, insani yardım personelinin ve gözlemcilerinin muhtaçlara erişimine izin verilmesinin önemi vurgulandı.
Sivillere karşı ayrımsız güç kullanımı, yoğun nüfuslu yerleşik alanlara saldırı, yargısız infaz ve insan kaçakçılığı dahil uluslararası hukuku çiğneyenlerden hesap sorulmasının öneminin altı çizildi.
Uluslararası Takip Komitesi kurulması kararlaştırıldı
Ülkedeki taraflarının askeri “5+5 Komitesi” için adaylarını belirlemiş olmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiği metinde, “5+5 Komitesinde ciddi ve önemli görüşmelerin gerçekleşmesine izin verilmesi için konferansın bütün katılımcıları ateşkese saygı gösterildiği sürece daha fazla askeri yayılmadan veya operasyondan geri duracaklarını ilan eder.” ifadeleri kullanıldı.
İmzacı ülkeler metinde öngörülen hususların hayata geçirilmesini takip edecek ve gerektiğinde nüfuz kullanacak Uluslararası Takip Komitesi (IFC) kurulmasını da kararlaştırdı.
Berlin Konferansı’na katılan bütün ülkelerin ve uluslararası kuruluşların yer alacağı BM himayesinde çalışacak komitenin, UNSMIL başkanlığında kıdemli memurlar düzeyinde ayda bir toplanması ve kaydedilen ilerlemeyle ilgili rapor hazırlaması üzerinde de anlaşıldı.
Komiteni başkan yardımcılığı ve toplanma yerinin de dönüşümlü olacağı kaydedildi. Daha alt düzey uzman çalışma gruplarının ise sürecin başlangıç aşamalarında ayda iki kez toplanması kararlaştırıldı. Konferansın sonuçlarının BMGK’nin dikkatine sunulacağı da vurgulandı.