Libya´nın darbeci generali Halife Hafter´in önceki gün Türkiye´yi tehdit etmesi Türkiye´nin sert karşılık vermesi ile yeni bir boyut kazandı. Hafter saflarında savaşırken yaralanan bazı askerlerin halen Türkiye´de tedavi altında olduğunu veya uluslararası ilişkilerde bu savaş dilini kullanmanın bumerang etkisi yapabileceğini düşünememekten değil, Türkiye´nin çok sınırlı yardımının bile ne kadar etkili olabildiğini gören darbeci ve destekçilerinin yenilgiyi tatmaları sonrası girdikleri krizden mütevellit bir tepkidir bu.
Libya Kaddafi´den kurtuldu, şimdi ise zengin petrolüne ve geniş coğrafyasına iştahla bakan güçlerin birbirinden kirli oyunları ve stratejileri ile baş etmeye çalışıyor. Devrimden sonra yapılan seçimde bu güçler Libya´daki gelişmelerin kendi hesaplarına göre gitmediğini, bağımsız bir Libya´nın kendi imkânlarıyla yeniden dirileceğini öngördü ve bu nedenle de yeni stratejiler belirlemeye başladı. Bunların başında Libya´yı yeni bir diktatöre teslim etmek geliyor. Tahmin edileceği gibi bu iş için uygun görülen figür Halife Hafter´den başkası değil.
Halife Hafter, Kaddafi döneminde, Çad savaşında emrindeki askeri birlik hezimete uğradıktan sonra Amerika´ya nakledilmiş, 17 Şubat devriminin başlamasından bir ay sonra, 14 Mart 2011 Libya´ya gelmişti. Seçimle kurulan Milli Kongre´yi 2014 yılında darbe yaparak lağvettiğini Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan televizyonlarından duyurdu. Bu başarısız darbeden bir süre sonra Eylül 2016´dan itibaren kendisinin ?onur? adını verdiği bir saldırı başlattı ve sonunda Berka, Zuveytina, Sidre ve Ras Lanuf gibi önemli petrol bölgelerini ele geçirdi. İlk başta hava saldırıları ile üstünlük sağlayan Hafter, Sudan ve Çad gibi ülkelerden birçok paralı asker de kullanıyor.
Bingazi´yi terör bahanesi ile harabeye çevirdiğinden beri etkili bir araç haline gelmiş bulunan Hafter´i destekleyen güçlerin ve yandaşlarının konumlarını kısaca gözden geçirelim.
Fransa: Kaddafi güçlerinin Bingazi´ye yöneldiği ve Bingazi´yi yerle bir edeceğini açıkladığı günlerde NATO´yu harekete geçiren, hatta NATO´dan da erken davranıp Kaddafi´ye bağlı askeri konvoyu bombalayan Fransa o günlerde Libya halkının büyük teveccühünü kazanmış, hatta bazı gösterilerde Fransa bayrağını sallayan kişilerin bulunması dışarıdan izleyenlerce şaşkınlıkla karşılanmıştı. Bugün aynı Fransa Kaddafi´nin bir karikatüründen ibaret olan Hafter´i destekliyor. Hafter´e Fransa´nın desteği yeni değil. Geçtiğimiz yıl uzun süre Fransa´da tedavi olan Hafter´i gizlilik içinde oradan oraya taşıyan Fransa, Hafter´in Trablus´a saldırmasına destek veren ?askeri danışmanları? Tunus sınırında gözaltına alındığında suçüstü yakalansa bile Hafter´e olan güveni devam ettiğinden konuyu geçiştirmeye çalıştı.
Amerika Birleşik Devletleri: Hafter´in Derne ve Bingazi´deki sivil insanları uçaklarla bombalayıp öldürmesini terörle mücadele olarak kabul eden Amerika Hafter´e açıkça destek çıktı. Amerikan Devlet Başkanı Donald J. Trump Hafter´in Trablus´a saldırmasından ve yüzlerce kişiyi öldürüp yaralamasından sonra Hafter´le telefonla görüştü ve Amerika tarafından yapılan açıklamada Hafter´in ?terörle mücadele ve Libya petrol kaynaklarının korunmasındaki rolü? ne vurgu yapıldı.
İtalya: Zamanında Libya´yı işgal eden, binlerce Libyalıyı öldüren İtalya çoktandır Eni petrol şirketi üzerinden Libya ile ilişkilerini sıklaştırmış durumdaydı. Başta Trablus ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı ancak seçimden sonra İtalya ikili oynamaya başladı. Kasım 2018´de Palermo´da bir konferans düzenleyen İtalya, Türkiye´yi saf dışı bırakmak istedi ve Hafter´le gizli görüşmeler yaptı.
Mısır: Binlerce Müslümanın katili Sisi yönetimi Hafter´in en büyük destekçilerinden biri. Hafter ile Sisi sık sık görüşüyorlar. Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte her türlü desteği vererek Libya´yı ele geçirmesi için uğraşıyorlar. Hafter de kimi zaman on milyon Mısırlının Libya´ya yerleşmesi kimi zaman da Mısır´ın çıkarlarının Libya´dan daha önemli olduğu gibi laflarla sadakatini göstermeye çalışıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri: Sadece Libya değil birçok Arap ülkesinde fitne ve fesadın en büyük sponsorlarından olan Birleşik Arap Emirlikleri, Libya´da istikrar oluşmasını istemiyor. Libya´nın doğusunda iki askeri üs kurmuş bulunan BAE Bunun için elinden geleni yapıyor. Gıryan´da ele geçirilen zırhlı araçların, anti tank füzelerinin, insansız hava araçlarının BAE kaynaklı olduğunu söylemek konuyu yeterince açıklar.
Rusya: Rusya Kaddafi döneminde Libya´nın en büyük silah tedarikçilerinden idi ve bu yüzden Kaddafi´nin devrilmesini istemiyordu. Devrimden sonra ise bu boyutta ilişki kuracak bir hükümet bulamadı. Askeri eğitimi Rusya´da alan Hafter, Rusya´nın bu durumundan istifade ederek Rusya´ya birkaç defa ziyarette bulundu. Hatta Rusya´ya Libya limanlarında askeri üs kurma sözü verdiği biliniyor.
Suudi Arabistan: Suudi Arabistan da tıpkı Birleşik Arap Emirlikleri gibi Libya´da seçimlerle belirlenecek anayasal bir sistem kurulmasına karşı çıkıyor. Suudi kaynaklı televizyonlar Hafter´in uluslararası medya ayağını oluşturuyor. Suudi yanlısı bazı Selefi gruplar da Hafter saflarında savaşıyor.
Birleşmiş Milletler: Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame Eylül 2017´de bir eylem planı hazırladı, tarafları İtalya´da buluşturdu. Planında siyasi bir anlaşma sağlanıp daha sonra seçimlere gidilmesi ve yeni bir hükümet oluşturulması vardı.Fakat bütün çabalarının boşa gitmesine sebep olan Trablus saldırısına rağmen ve Trablus´ta evleri bombalanıp öldürülen siviller ile ilgili hiçbir söz söyleme gereği duymadan Hafter ile görüştü.
Görüldüğü gibi yeri geldiğinde Birleşmiş Milletleri de kullanan bu güçler Trablus´ta Ulusal Mutabakat Hükümeti´ni meşru hükümet olarak kabul etmelerine rağmen Hafter´e destek verme konusunda aynı safta yer alıyor.