02. 08. 2018 Perşembe
LGS tercih sonuçları açıklandı. Sonuçlar üzerine kamuoyunda tartışmalar sürüyor. Beyazperde Karatahta kitabının yazarı, Özgür Eğitim-Sen MYK üyesi Bekir Birbiçer´in konuya ilişkin bütüncül değerlendirmesini söz konusu tartışmalara zenginlik katan niteliğinden dolayı paylaşmayı zorunlu görüyorum. Birbiçer´in felsefesinden kurgusuna varan geniş ölçekli değerlendirmesi şu şekilde: LGS sonuçları büyük bir kaos yaratarak, yüzbinlerce öğrenciyi hayal kırıklığına uğratarak açıklandı. Özgür Eğitim-Sen olarak öngördüğümüz ve aylardır dikkat çekerek önlem alınmasını istediğimiz kaotik ortamla dün itibariye yüzleştik. Tahminlerimizin ötesinde bir karmaşa yaratan tercih sonuçları velilerin panik okullara koşmasına neden oldu. Öğrencilerin büyük çoğunluğu, MEB´in vaat etmesine rağmen mahallesindeki istediği okula yerleşemezken, yerleştirmede yaşanan adaletsizlikler nedeniyle 14 yaşındaki çocukların adalet duyguları zedelendi, devletlerine olan güven duyguları tahrip edildi.
Merkezi sınav sonuçlarına bağlı olarak 127 bin 283 öğrenci tercih ettiği beş okuldan birine yerleşti. Bunların 57 bini İmam-Hatip, Meslek ve Sosyal Bilimler lisesine yerleşirken 70 bini Fen ve Anadolu liselerine yerleşti. Sınava giren 1 milyon öğrenciden sadece 437 bini tercih yaparken Meslek lisesi kontenjanlarının yüzde 44.5´i, İmam-Hatip liselerinin yüzde 47.7´si boş kaldı. Anadolu liselerinin doluluk oranı ise yüzde 95.1´i buldu. Bu da genel eğilimin akademik liselerden yana olduğunu bir kez daha gösterirken, Mesleki Teknik liselerin ve İmam-Hatip liselerinin MEB tarafından cazip hale getirilemediğinin altını çizmiş oldu.
Yerel yerleştirmenin en vahim yanı ise çok başarılı öğrencilerin, tercih ettikleri Anadolu lisesine giremezken başarı düzeyi düşük öğrencilerin o liselere yerleştirilmesi olmuştur. MEB´in sıraladığı tüm kriterlerde ön sırada olan öğrencinin yerleşemediği okula, nasıl ve hangi mantıkla bu kriterlere uymayan öğrenciler yerleştirilmiştir? Ortaokul başarı ortalaması 98 olan, devamsızlığı olmayan, tüm eğitim hayatı boyunca aynı mahallede bulunan öğrenci birinci sıradaki tercihine yerleşemezken, ortalaması 85 olan, devamsızlığı fazla olan ve mahalleye birkaç yıl önce gelmiş olan öğrenci aynı okul için yaptığı birinci tercihine yerleşebiliyor. Lokal birkaç örnekten bahsetmediğimizi büyük bir panikle okullarına koşan velilerden, sosyal medyadaki feryatlardan anlayabilirsiniz. Öğrencilerin adalet duygularını yerle bir eden bu uygulama bizim baştan beri dile getirdiğimiz?´Sistemin ana mantığı bütün okulları niteliksizlikte eşitlemek´´ öngörümüzü maalesef doğrulamış olmaktadır.
Özgür Eğitim-Sen olarak, umut vaat eden söylem ve uygulamalarla göreve başlayan yeni MEB yönetimine çağrıda bulunuyoruz; Bu sistem ölü doğmuştur ve tüm açılardan bugüne kadar ki en sorunlu sınav sistemidir. Yanlışta ısrar etmek daha fazla çocuğun geleceğine zarar vermek anlamına geleceği gibi her tarafı dökülen eğitim sistemimizin tamamen kaosa sürüklenmesine yol açacaktır. Başarılı çocukların umutlarını kıran, ailelerini çocuklarının geleceği konusunda endişeye sevk eden, memleketin maarif davasını iyice içinden çıkılmaz hale sokan, yerlerde sürünen eğitim kalitesini daha da düşürecek olan bu sistem tamamen kaldırılmalıdır. Sadra şifa olmayacağı belli olan, fırsat eşitliğini ve adalet duygularını zedeleyen bu sistemin gelecek yıllarda da milyonlarca çocuğa zarar vermesinin önüne geçilmesi yeni yönetimin en önemli imtihanlarından olacaktır.