Lavrov, İtalya'nın başkenti Roma'da katıldığı 'Akdeniz: Roma Diyaloğu' konferansında, Suriye ve Libya meselelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin, Suriye'de Barış Pınarı Harekatı'nı düzenlediğini hatırlatan Lavrov, "Türkiye, uzun süre güvenlik konusunu dile getirdi. Türkiye'nin, güvenliğinin sağlanması yönündeki endişelerine önem veriyoruz." ifadesini kullandı.
Sergey Lavrov, Türkiye ile Rusya arasında ekimde Soçi'de varılan mutabakatın uygulandığını vurgulayarak, "Mutabakatın uygulanması, Suriye'deki durumu istikrara kavuşturdu." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Lavrov, Libya'da durumun kötüleştiğine dikkati çekerek, "Libya'nın egemenliği, NATO'nun maceralarıyla baltalandı. Ülke hala bölünmüş durumda. Çatışmalar, ülkede hala devam ediyor." diye konuştu.
Libya'da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ile ülkenin doğusundaki güçlerin lideri Halife Hafter arasında şubatta anlaşma yapıldığını hatırlatan Lavrov, Libya meselesinin barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini kaydetti
‘Soçi mutabakatı gerçek anlamda uygulanabilirse Türkiye’nin güvenlik kaygıları giderilecektir’
ORSAM Suriye Çalışmaları Koordinatörü Orhan’a göre Türkiye, güvenli bölge kurma çabalarına ve diplomatik çözüme şans tanımaya devam edecek. Orhan, “Türkiye bu aşamada YPG ile mücadelede güvenli bölge çalışmalarına odaklanmış durumda. Eğer Soçi mutabakatı gerçek anlamda uygulanabilirse Türkiye’nin güvenlik kaygıları giderilecektir” dedi.
© AA / MURAT ÇETİNMÜHÜRDAR
MGK: Barış Pınarı Harekatı amacına ulaşana kadar sürdürülecek
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Suriye Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Sputnik’e, Barış Pınarı Harekatı kapsamında bölgedeki son gelişmeleri ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) bildirisini değerlendirdi. MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, Barış Pınarı Harekatı’nın amacına ulaşana kadar sürdürüleceği belirtilerek, ‘Suriye’de güvenli bölgenin tesisi amacıyla imzalanan mutabakatların tarafı ülkelerden, Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleri dahil başlattıkları teröristten arındırma çalışmalarının bir an önce tamamlamasının beklendiği’ vurgulanmıştı.
Oytun Orhan, şu anda Suriye’de çatışma dinamiğinin en yoğun olduğu bölgelerin Türkiye’nin güvenli bölgeyi kurmaya çalıştığı alan ile İdlib olduğunu belirterek, normalleşme çabalarının, sivil yapı inşa çabalarının artması beklenen Barış Pınarı Harekatı bölgesinde, YPG’nin terör saldırılarına yöneldiğine dikkat çekti. Son dönemde bomba yüklü araç saldırılarında ciddi bir artışın ve sivil kayıpların söz konusu olduğunu kaydeden Orhan, “Dolayısıyla bundan sonra YPG’nin bu tarz bir mücadele yöntemine karşı hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem de Suriye Ulusal Ordusu vasıtasıyla oradaki güvenliği sağlama çabaları devam edecektir” dedi.
© REUTERS / ALEXEY REZNİCHENKO
Rus helikopterleri Suriye’nin kuzeyindeki devriye bölgelerini genişletiyor
Orhan, “Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarını isimleri farklı olsa da aynı amaca dönük, birbirinin devamı olan operasyonlar şeklinde değerlendirmek lazım. Barış Pınarı Harekatı, Tel Abyad ve Resulayn hattına dönük bir askeri harekat olarak görülüyor ve en azından burada sonlanmış görülüyor. Ancak belki yeni isimler altında aynı amaca dönük daha önceki operasyonların devamı şeklinde yeni operasyonlar olabilir. MGK’nın açıklaması da Türkiye’nin bu kararlılığının devam ettiğini ortaya koyan bir ifade” diye konuştu.
Türkiye ile Rusya arasındaki Soçi mutabakatına dikkat çeken Orhan, “Türkiye bu aşamada YPG ile mücadelede Rusya ile sürdürülen güvenli bölge çalışmalarına odaklanmış durumda. Eğer Soçi’de varılan mutabakat gerçek anlamda uygulanabilirse Türkiye’nin güvenlik kaygılarına karşılık veren bir düzenleme ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte sahadan gelen bilgiler, Türk yetkililerin bazı açıklamaları ve devriyeler sırasında TSK araçlarına dönük organize olduğu anlaşılan bazı saldırılar bölgedeki YPG varlığının hala tam anlamıyla temizlenmediğine işaret ediyor” dedi.
© AFP 2019 / DELIL SOULEIMAN
'ABD’nin YPG/PKK projesi, Suriye’yi ya böler ya da Irak’a çevirir'
Orhan’a göre Türkiye, burada bir askeri yöntemden ziyade Rusya ile daha önce olduğu gibi koordinasyon ve işbirliği yoluyla bu sorunları ortadan kaldırmaya dönük bir çaba içinde olacak. “Türkiye, burada güvenli bölge kurma çabalarına ve diplomatik çözüme şans tanımaya devam edecektir” diyen Orhan, Rusya’nın şimdiye kadarki tavrının da ABD’ye kıyasla daha farklı olduğunu ifade etti. Orhan, “Rusya, tam anlamıyla olmasa da Türkiye’yi daha tatmin eden bir yaklaşım içerisinde. Hem devriyelerin başlaması hem de bölgeden YPG’nin çekilmesi konusunda Rus ordusunun sürdürdüğü çabalar, Amerika’nın göstermelik çabalarına kıyasla daha olumlu ama tabi ki Türkiye’nin beklentisi daha fazla” diye konuştu.
ORSAM Suriye Çalışmaları Koordinatörü Orhan, buna paralel olarak İdlib’de gerginliğin arttığının görüldüğünü ifade etti. “Zaten rejim aşama aşama İdlib’i, en azından M4-M5 otoyolları kontrol edilene kadar, ele geçirme kararlılığı içinde. Fırat’ın doğusunda Amerika’nın sınırdan çekilmesi ile birlikte bir hareketlenme oldu dolayısıyla rejim de bu bölgeye odaklanmıştı. Şimdi oradaki durum biraz daha istikrara kavuşmaya başladıkça artık İdlib’e rejim güçlerinin odaklanması daha olası” diyen Orhan, buna bağlı olarak Marat El Numan bölgesi ve çevresinde Rusya ve rejimin hava saldırılarının da arttığını kaydetti.
İdlib’de artan gerginliğin Türkiye ve Rusya arasında da gerginliğe neden olabileceğini belirten Orhan, “Ancak daha önce Han Şeyhun’da gördüğümüz üzere İdlib üzerinden artan gerginlik tarafların Suriye konusundaki işbirliğini riske etmeyecektir”dedi. İdlib’de oluşacak yeni durumun ertesinde tarafların masada izlenecek yola ilişkin çabalarını sürdüreceği görüşünde olan Orhan, “Zaten iki ülkenin diplomatik ve güvenlik bürokrasisi arasındaki kanalları sonuna kadar açık ve bu iki ülkenin sahada yaşanan tıkanıkları açması konusunda belirleyici olacaktır” diye konuştu.
Orhan, İdlib’le Fırat’ın doğusu arasındaki gelişmelerin birbirine paralel yürüyeceğini de ifade ederken, “Türkiye’nin YPG konusunda Rusya üzerinde baskısını artırmasına paralel, Rusya’nın İdlib konusunda Türkiye üzerinde baskısını artırması muhtemel. İki ülkenin farklı terör örgütlerine ilişkin beklentileri var; Türkiye Rusya’nın sorumluluğunu yerine getirip YPG’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesini istiyor, Rusya da İdlib’de Heyet Tahrir el Şam terör örgütünün bazı bölgelerden çekilmesi noktasında Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirmesini bekliyor. Benzer bir tablo var dolayısıyla İdlib ve Fırat’ın doğusunda Türk-Rus koordinasyonun birbirine paralel sürdürüleceğini düşünüyorum” dedi.
© AA / İSA TERLİ
Kalın: 'Cumhurbaşkanımızın NATO Zirvesi'nde vereceği önemli mesajlar var'
İki ülke arasında Suriye’yi aşan boyutta işbirlikleri olduğuna dikkat çeken Orhan, bunun en önemli ayağını savunma sanayinin oluşturduğunu belirterek, Rusya’dan alınan S-400 hava savunma sistemine işaret etti. Orhan, “S-400’lerin denemeleri başlatıldı, bu tabi önemli bir gelişme. Bu, Türkiye’nin Amerika tarafınca ‘S-400’lerin aktive edilmemesi’ talebine uymayacağı anlamına geliyor ki yapılan açıklamalar da ‘S-400’lerin depolarda tutulmak üzere alınmadığı’ yönünde ve hatta ikinci bir satışa ilişkin bazı görüşmelerin olabileceği anlaşılıyor. Dolayısıyla Türkiye-Rusya işbirliği Suriye ile başlayan ama onu aşan boyutta bir derinlik kazanıyor. İlişkilerin daha geniş boyut kazanması da Suriye’deki sorunların; YPG gibi, İdlib gibi, aşılması konusunda fırsat sunacaktır” diye konuştu.
Yazıda ifade edilen görüş ve düşünceler, Sputnik'in görüşlerini yansıtmayabilir.