İndependent Türkçe muhabiri Abdurrahman KOÇ'UN "KONUYA DAİR" HABERİ...
Kuveyt Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı tarafından yayınlanan talimatnamede, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ülkedeki tüm camilerde cemaatle namaz kılınması yasaklandı.
Bakanlık ayrıca, müezzinlerin ezan okumaya devam edeceğini, ancak "haydi namaza" çağrısı yerine "namazı evinizde kılın" ibaresi ekleneceğini duyurdu.
Sosyal medyada paylaşılan bir görüntüde, cuma namazı saatinde bir müezzinin, ezan okurken "namazlarınızı evlerinizde kılın, yolda namaz kılmayın" çağrısı eklediği görüldü.n
Bakanlığa bağlı Fetva Heyeti, perşembe günü yaptığı toplantıda, "Cuma namazının salgın durumunda Müslümanlar için farz olmadığına" yönelik fetva kararlaştırılmıştı.
'Evde kalın' çağrısı
Kuveyt resmi haber ajansı KUNA’nın yayınladığı 18/20 no’lu fetvada "Veba ve salgın durumunda, Müslümanlara cuma namazı düşmektedir. Müslümanlar, evlerinde öğle namazı kılabilir" ifadeleri yer almıştı.
Kuveyt Enformasyon Bakanlığı ise, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle halka "zaruret dışında dışarı çıkmamaları ve evlerinde kalmaları'" çağrısında bulunmuştu.
Enformasyon Bakanlığı, virüsten korunma tedbirleri kapsamında halktan evlerinden çıkmamaları ve kalabalık yerlere gitmemelerini istemişti.
Sağlık Bakanlığından dün yapılan açıklamada Kuveyt'teki koronavirüs vaka sayısının 80'e yükseldiği duyurulmuştu.
Ezan değiştirilebilir mi?
Konuyla ilgili ulaştığımız ilahiyatçı Prof. Dr. Saim Yeprem, ezanın dinin temel esaslarından biri olmadığını ve sünnet olarak kabul edildiğini hatırlattı.
Yeprem, ezandaki ibarelerin, zamanın şartlarına göre değişebileceğini, ekleme-çıkarma yapılabileceğini söyledi. Yeprem, "Cenaze namazlarında, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da halka çağrı yapmak adına selalar okundu" ifadelerini kullandı.
"Ezan değiştirilmiyor, ekleme yapılıyor"
Kuveyt’teki uygulamanın Hz. Muhammed döneminde, soğuk günlerde uygulandığını ifade eden ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç, şöyle devam etti:
Hz. Muhammed döneminde müezzinler "evlerinizde namaz kılın diye" ilave ediyor. Ezanı değiştirmiyor. ‘Haydi namaza’ demek haydi mescide gel demektir. Mescide gelmek risk oluşturur anlamını içeriyor. O günün koşulları böyleyse bugünün koşullarında da uygulanmalıdır.
"Aynı uygulamanın Türkiye’de yapılması gerekiyor"
Namazın bir araç olduğunu ve camilerde koronavirüs dolayısıyla yüksek risk oluştuğunu vurgulayan Kılıç, "Diyanet İşleri Başkanlığının cemaatle namazı iptal etmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Camilerin yeterince hijyenik olmadığını ve her gün binlerce insanın giriş çıkış yaptığını savunan ilahiyatçı yazar, "Türkiye’de de uygulanmalı ancak tarikatların ve cemaatlerin tepkisinden korkup bunu yapamıyorlar" şeklinde konuştu.
"Sağlık olmadıktan sonra namaz kılmanın anlamı yok" diyen Kılıç, şöyle devam etti:
"Okullar nasıl tatil edildiyse, emin olun camiler okullardan daha çok riskli. Çünkü yaş ortalaması yüksek. Gençler dayanıklı, yaşlılar daha dayanıksız. Okullardan önce camilerin, kiliselerin, cemevlerinin hepsinin toplu ibadete kapatılması gerekiyordu. İnsanlar ibadetlerini evlerinde yapmalılar"
İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç / Fotoğraf: Twitter
"Diyanet Sağlık Bakanlığı'nın uygulamalarını sabote ediyor"
Diyanet İşleri’ne bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nda tıp doktoru, sosyolog ve psikolog bulunmadığını söyleyen Kılıç, "Sadece ilahiyat mezunu olanlar bu kuruldalar" diye konuştu. Kılıç, devamında şunları söyledi:
"Din hayatın her alanıyla alakalıdır. Her bilim dalından mutlaka en az bir uzmanın kurulda olması lazım. Diyanet’in yeniden yapılandırılması lazım. Diyanet Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarını sabote ediyor. Sağlık bakanlığı çok güzel tedbirler alıyor. Diyanet ise tarikatların tepkisinden çekiniyor. Oysa İslam son derece ilerici bir dindir. Bugünkü Diyanet’in veya o zihniyetteki tarikatların anlayışın çok ilerisindedir"
Din İşleri Yüksek Kurulu, yeni tip koronavirüs vakalarının görüldüğü ülkelerde risk grubundakilerin cuma namazı yerine evlerinde öğle namazı kılabileceğini açıklamıştı.
Kurul açıklamasında ayrıca, "Hastalığın yayılmaması için karantina kapsamında tutulan bölgedeki kişilere cuma namazı farz değildir. Bu kişilerin, söz konusu sınırlamayı ihlal ederek cemaate katılması caiz değildir" ifadeleri kullanılmıştı.