AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Habertürk Televizyonu canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
HDP´nin bazı büyükşehirlerde belediye başkan adayı çıkarmama kararına değinen Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"24 Haziran´da da üstü örtülü birtakım ittifaklar yapıldı. Örtü görüldü artık, açıldı. 24 Haziran´da sırf HDP barajı geçsin diye İstanbul´da Beşiktaş´ta yüzde 13 HDP´ye oy çıktı. Şişli´de yüzde 10´ların üzerinde... Normalde HDP seçmeninin çok az olduğu yerlerde CHP´ye oy veren bazı vatandaşlarımız, onlar da barajı geçsin diye örtülü bir iş birliği yaptılar. Bu yerel seçimlerde öyle görünüyor ki örtü kalktı. HDP´nin bazı şehirlerde aday göstermemesi açıkça millet ittifakına destek vermesi anlamına gelir. Bu bir örtüsüz ittifak haline gelmiştir. Açık bir iş birliği haline gelmiştir. Önümüzdeki günlerde bunların daha net olarak görüleceğini zannediyorum. Bir ittifak var mıdır? Vardır. Bu ittifak da 24 Haziran´dan farklı olarak bu sefer daha açık bir ittifaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"İttifak 15 Temmuz gecesi kuruldu"
Kurtulmuş, bir soru üzerine Cumhur İttifakı´nın 15 Temmuz gecesi kurulduğuna işaret ederek, "Uçaklar, tanklar, helikopterler oradan açılan ateşler halkın üzerine sürülen tanklar karşısında millet yumruklarını sıkarak göğsünü siper ederek sokaklara çıktı. Orada bir ittifak kuruldu. Türkiye´nin beka meselesi dediğimiz şey, o akşam başladı. Milletimizin önemli bir kısmı büyük bir çoğunluğu devlete sahip çıktı. Başka partilerden de bu ittifakın içinde olan insanlar vardır. AK Parti ve MHP´nin masa başında yöneticileri bir araya gelmiş ´Hadi şu ilde sen aday ol.´ diye bir siyaset pazarlığı ile ortaya çıkmış bir ittifak değildir. 15 Temmuz´da selalar eşliğinde milletin gönlünde doğmuş bir ittifaktır. AK Parti ve MHP´nin kendi siyasal kimlikleri farklı olmakla birlikte öncelikleri, siyasal stratejileri farklı olmakla birlikte Türkiye´nin temel meselelerinde bir ortaklık, açık bir diyalog zemini söz konusudur. Bu sadece bir seçim iş birliğinden ibaret bir mesele değildir. Bu seçimden sonra devam edecektir." şeklinde konuştu.
"Bekadan kastımız siyaset zemini kuvvetli olsun"
Beka tartışmalarına da değinen Kurtulmuş, Türkiye´nin özellikle terör üzerinden bir beka meselesi olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz ağustos ayından itibaren başlayan ekonomideki birtakım manipülasyonlar, Türkiye´yi köşeye sıkıştırma çabaları uluslararası alanda bazı çevrelerin Türkiye´yi boğma meselesi, yerel seçimden de genel seçimden de üstte bir meseledir. Burada ortak bir milli duruş sergilemeyi gerektirir. Keşke Türkiye´deki muhalefet partileri, anamuhalefet partileri Türkiye´nin temel meselelerinde ortak duruş sergilemeyi başarsaydı da beka meselesi kavramı hiç siyasette konuşulmasaydı. Bizim beka meselesinden kastımız, siyaset zemini kuvvetli olsun. AK Parti´nin 16 yılda başarmış olduğu şey budur."
"Babasının hesabını ondan sorarız demiyoruz"
CHP´nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile ilgili değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Tunç Soyer meselesi hele hele bizim neslimiz gibi 12 Eylül´ün bütün kirli, pasaklı işlerini görmüş, şahit olmuş, 12 Eylül´ün zulmünü bizzat yaşamış olan nesiller için bir kere çok kolay kabul edilebilir, anlatılabilir bir şey değil. Biz görüşümüzü çok açık söyledik. Tabii ki sayın Soyer babasının yaptıklarından sorumlu değildir. Hiçbir insan babasının ya da kendi atalarının sorumluluğunu taşımaz. Herkesin sorumluluğu tek başınadır. Ancak sonuçta seçmenle ilişki kuracağınız bir zemine giriyorsunuz. Bir seçim kampanyasına giriyorsunuz. Bunun en azından 12 Eylül hassasiyeti bakımından gözden geçirilmesi gerekirdi. Böyle bir hatanın Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılmaması gerekirdi. Eğer bu soyadlı birisini getirip koyuyorsanız, ister istemez insanların aklı da 12 Eylül´e gidiyor, Nurettin Soyer´e gidiyor. O dönemde yaşanmış olanlara gidiyor.
Sadece rahmetli Türkeş ve ülkücü kuruluşlar davasına değil, devrimciler de dahil olmak üzere İslamcılar da dahil olmak üzere o süreçlerde mağdur olmuş çok geniş bir kitlenin acıları, yapılan baskılar, hele hele darbenin arkasındaki gücün de okyanus ötesindeki ülke olduğu zaman, insanlar otomatik olarak 12 Eylül-15 Temmuz irtibatını kuruyor. Sokaklarda o kadar insanların yargısız infaza tabi tutulduğu, gencecik çocukların ´bir sağdan bir soldan´ diyerek asıldığı, o karanlık dönem aklına geliyor. Bizim kuşağımızın, gençlerin, çocukların da tamamının da 15 Temmuz gecesi aklına geliyor. 15 Temmuz gecesindeki o meşum darbe bir şekilde başarılı olsaydı, nice Nurettin Soyer´ler ortaya çıkacaktı. Nice dar ağaçları kurulacak, nice yargısız infazlar yapılacaktı. İnsanlar ister istemez seçim arifesinde bunları hatırlıyor."
"Yıldırım´ın kararı doğrudur"
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım´ın TBMM Başkanlığından istifa edeceğini açıklamasıyla ilgili bir soruya Kurtulmuş, şu cevabı verdi:
"Sayın Binali Yıldırım´ın siyasi tecrübesi ortada. Başbakanlık yapmış, bakanlık yapmış Meclis Başkanlığı yapmış birisi. Bütün bu süreçlerde vermiş olduğu karar doğru, yerinde bir karardır. Hem kendi kampanyasını çok rahatlatan bir karardır. Hem de Türkiye siyasetinde genel olarak lüzumsuz bir tartışmayı ortadan kaldıran bir karardır. Vakti zamanı geldiğinde de bu kararı uygulayacaktır. Bu kararı alırken de istişarelerle alındığını zannediyorum. AK Parti Meclisin birinci partisidir. Çok sayıda tecrübeli siyasetçi vardır. Çok sayıda genç arkadaşlarımız vardır. AK Parti grubundan, içerisinden birisi Meclis Başkanı olacaktır."
Kendi isminin kulislerde geçtiğinin ifade edilmesi üzerine Kurtulmuş, kulislere göre amel etmediğini, siyasi hayatı boyunca da kendi şahsıyla ilgili hiçbir hesabın içerisinde olmadığını ifade etti.
Ekonomiyle ilgili değerlendirme yapan Kurtulmuş, "İnşallah 2019´da bütün sorunların geri kalacağını, dengelemeden sonra Türkiye´nin bir çıkış sürecine ekonomik olarak geleceğini görüyoruz." dedi.
"Profesyonel tabirini de doğru bulmuyoruz"
Yeni askerlik modeliyle ilgili bir soruya Numan Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanlığının uzun süredir bu konu üzerinde çalıştığını hatırlattı.
Kurtulmuş, "Esas mesele uzman orduya geçmek. Profesyonel tabirini de doğru bulmuyoruz. Çünkü bizim milletimizin zihninde profesyonel ordu tabiri ´paralı askerlik´ gibi algılanıyor. Yeri geldiği zaman bu millet bütünüyle 81 milyon hepsi bir ordu disiplininde vatan savunmasını gerçekleştiren bir millet." diye konuştu.
"İlk şart Suriye´nin bütününün terör örgütlerinden temizlenmesi"
Suriye´nin geleceğiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Numan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Suriye´nin geleceğiyle ilgili temel meselemiz, Suriye geleceğiyle ilgili kimin iş başında duracağını tespit etme noktasında değiliz, Suriye halkı kimi istiyorsa onu bundan sonraki süreçlerde iş başına getirir ama esas mesele, uluslararası camia olarak yapmamız gereken, bundan sonraki demokratik Suriye´nin önünü açmak. Bunun ilk şartı da Suriye´nin bütününün terör örgütlerinden temizlenmesidir. Terör örgütleri nasıl buraya geldi? Çok net, terör örgütleri kuruldu, oluşturuldu, desteklendi, palazlandırıldı Suriye´nin de Türkiye´nin de bölgenin de dünyanın da başına bela edildi. Niçin? Bu bölgede kendi güç mücadelelerini veren ülkelerin bir mekanizma olarak kullanabilmeleri için.
Dolayısıyla Türkiye hem Suriye´nin toprak bütünlüğünü, hem güvenli bölge oluşturarak bizim mesela 4,5 milyon Suriyelinin o güvenli bölgelere gitmelerini sağlamak Türkiye´nin önemli önceliklerinden birisidir. Ama yine bir başka önceliğimiz de o topraklardan asla bir daha Türkiye´ye bir terör tehdidinin gelmemesidir ve o bölgelerin de bir terör koridoru şeklinde oluşmasına, orada bir sözde terör devletinin gelişmesine zemin hazırlayacak hiçbir siyasi, askeri, fiili ortamın olmaması. Türkiye için bu hayat memat meselesidir. Bu saydıklarımızın hepsi hayat memat meselesidir. Yoksa güç denkleminde, satranç oyununda bir taş kapalım, bir taşı da biz yiyelim meselesi değildir. ABD, Rusya ve başka ülkeler için bu böyle olabilir.
"Suriye´de inşallah yeni bir dönem açılır"
İlerleyen günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın Rusya´nın Soçi kentinde bir toplantıya katılacağını hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bütün bunları üst üste koyduğumuzda Türkiye´nin tavrı da bellidir, uluslararası camianın barışçıl bir mekanizmayı geliştirmesine katkıda bulunmaktır, bunu yaparken de kusura bakmayın mahallenin enayisi de değiliz. Biz kendi güvenliğimizi de korumak, kendi topraklarımızı da güvenlik altına almak ve Türkiye´yi bütün bu saldırılara karşı diri tutmak mecburiyetindeyiz. Yaptığımız operasyonlar, Mehmetçiğimizin hayat pahasına yaptığı operasyonlar budur. Biz isteriz ki Suriye´de inşallah yeni bir dönem açılır, terör örgütlerinin olmadığı, meşru, demokratik bir Suriye rejimi yönetiminin kurulduğu, uluslararası camianın da bu yönetimin ayakta kalmasına destek verdiği bir Suriye oluşturmak."