İstanbul´u fethettiğinde; Roma´da papayı, İsfahan´da şahı, Kahire´de meliki, Fransa´da kralı titreten bir imparatorluğun sultanı, sarayının ana giriş kapısına şunu yazdırdı:
?Es-Sultân-ı zıllullâhi fi´l-arz. Ye´vî ileyhi külli mazlûmîn?
(Sultan, Allah´ın yeryüzündeki gölgesi. Bütün mazlumların koruyucusu.)
Endülüs´te soykırımından kaçan Yahudilerin, Avrupa´da engizisyondan canını kurtarmaya çalışan Hıristiyanların ve zalim emirlerin elinde inleyen Müslümanların sığındığı bir devletin kurucu aklı ve iradesi bu cümlede saklıdır.
BİR SULTANIN İDEALİZMİ
Bir sultan düşünün? Kendini, ?Karaların sultanı, denizlerin hakanı, iki âlem için Allah´ın gölgesi, doğuda ve batıda Allah´ın yardımı, denizlerin ve karaların kahramanı, Konstantin Kalesi´nin fatihi?? diye tanımlayan bir levhayı sarayının kapısına astırsın ama onun hemen yanına ?tüm mazlumların koruyucusu? diye bir levha daha koysun.
Neden buna ihtiyaç hissetti?
Biri zalime, diğeri mazluma mesaj.
Sarayın giriş kısmına yazılan bir başka kitabe daha asılmış.
?Şüphesiz Allah´a karşı gelmekten sakınanlar, cennetler içinde ve pınarlar başındadır. Onlara, ?girin oraya esenlikle, güven içinde´ denilir. Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar. Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır? (Hicr Suresi 45-48).
Bizim hayal ettiğimiz devlet, böyle bir şeydir.
Yani atalarımızın kurduğu bir devleti hayal ediyoruz yeniden.
Sultanı mazlumların koruyucusu, Allah´tan korkan insanların yönettiği, gönüllerinden kinin sökülüp atıldığı, kardeşçe, huzur içinde yaşayan insanların olduğu bir belde?
ERDOĞAN: TÜRKİYE CUMHURİYETİ HEPİMİZİN DEVLETİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Diyarbakır´daki konuşmasında şöyle dedi:
?Türkiye, hepimizin ülkesi. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hepimizin devleti. Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devletin Türkiye Cumhuriyeti devletidir.?
Fikren, siyaseten ve ideal olarak hepimizin desteklediği bir tespit: Hepimizin olan bir devlet.
Lakin bu sözü söyleten şey, bazı Kürtlerin bu devleti, kendi devleti gibi hissetmemesi olsa gerek.
Sanırım bazılarımız da bu devleti mazlumların sığınacağı liman olarak görmüyor olabilir.
Her kim ise, her neye inanıyorsa bu devleti kendi devleti, bu ülkeyi kendi ülkesi olarak hissetmekte sorun yaşıyorsa üzerinde düşünmenin tam zamanı.
Çünkü devleti adeta yeniden inşa ediyoruz. Yeni bir sistem kuruyoruz. Bürokrasiyi, bakanlıkları, devletin en kadim kurumlarını, yapılarını yeniden inşa ediyoruz.
BİR DEVLET HAYALİMİZ VAR
Bir devlet hayalimiz var. Emin bir belde olsun, içinde huzur bulalım.
Hayatımızı kuşatan, hükmeden, kontrol eden değil; hayatımızı kolaylaştıran, destekleyen ama hiç ortada gözükmeyen.
Bir devlet hayalimiz var.
Yolda kalmışa, dara düşmüşe, derdi olana, sıkıntıya düşene, ?üzülme, gideceğin bir kapı var? hissi uyandıracak bir umut olsun.
Ve bir devlet hayalimiz var, mazlumların koruyucusu, sığınağı, limanı, şefkat evi.
Bu devletin temelleri böyle atıldı. Sultan kapılarına böyle yazıldı.
Yeniden böyle olmak için elimize büyük bir fırsat geçti.