Belli mahfillerin yaşanmış birtakım acı olayları kullanarak zihin dünyamıza döşedikleri bazı köşe taşları vardır. Yerleştirdikleri kavramlar vasıtasıyla bir yandan Batı mahreçli ideolojiler inşa edilirken, diğer yandan asırların oluşturduğu temel taşların yerinden oynatılması amaçlanmaktadır.
Mesela Arapların Osmanlı’yı arkadan vurmaları yahut “Kürtlerin isyanları” gibi söylemler vasıtasıyla ayrılıkçılık kışkırtılır ve ulusçuluk için meşruiyet zemini sağlanmaya çalışılırken diğer yandan geleneksel aidiyet istinatgâhımız olan “İslam Kardeşliği” inancının ne kadar kof olduğu ispat edilmeye çalışılmaktadır.
Yaşanmış acı olayların hangi etkiye tepki halinde geliştiği, oluştuğu zeminin sosyolojik temelleri, dünyanın konjonktürel şartları ve dış güçlerin kışkırtmaları hiç dikkate alınmadan olay yalın haliyle ele alınır ve bir ideolojinin hizmetine zihinlere servis edilir.
İşin acı tarafı dün olduğu gibi bugünde kazançlı çıkanın hep Batı olduğu bilinmesine rağmen yapılan yanlışın sürdürülmesinde fütursuzca devam edilmesidir.
Oysa gerek İslam kardeşliği ve gerekse Ümmetin bir araya gelerek güçlerini birleştirmesinde Müslümanlar için olduğu kadar bütün insanlık için de büyük hayırlar bulunmaktadır.
Yıl 1921 yani Milli Mücadelenin en hararetli şekilde devam ettiği zaman dilimidir. Dersim bölgesinde Nuri Dersimi’nin önderliğinde Koçgiri İsyanı patlak verir. İsyanda talep tamamen Kürt Ulusçuluğu üzerine kurulmuştur. İsyan geniş bir dünya görüşüne değil Dersim’in dar sınırları ile çevrilmiş bir zihniyetin neticesidir. Nuri Dersimi ve yanındaki cahil birkaç kişi için bu isyanın amacı Dersim yöresinin Kürtlüğü ve Aleviliği üzerine bina edilmiştir.(Hamid Bozarslan. Agm.Kürt Milliyetçilinin Kökenleri içinde Sf:210). Yine bu özellik nedeniyle bölge merkezi otoriteden kontrolünü kabullenememiş hatta Cihan Savaşı süresince bölge Ermeni ve Ruslarla işbirliği yapmıştır(Agm sf 211)
İsyan sırasında söylenen marşın mısraları savaşın Kürdistan Ordusu ile Moğollar arasında geçtiğini belirterek o günün zor şartlarında dahi ortaya konulan zihinsel çap faş edilmiştir:
“Kürdistan Orduları/ Kahrettiler barbarları/Vatan için öleceğiz/İstemeyiz Moğolları.(Agm. Sf.210)
Kürtlerin Lawrence’ı Binbaşı Noel 1919 yılında hükümetine gönderdiği bir raporunda Kürt Şeyhlerinin Türk dostu olmasına şaşırarak “Türkler yoğun olarak Panislamik çizgide çalışıyorlar. Bütün Kürt aşiretleri toplu halde Mustafa Kemal’in kollarına atılacaklardır, atılmaktadırlar” (Altan Tan. Kürt Sorunu. Timaş.Sf:169) derken Londra’ya vermiş olduğu bir başka raporunda zihninde oluşturduğu hayali gerçeğe çevirmek için “Kürtlerin tıpkı Ermeniler ve Araplar gibi 400 yıldır Türklerin kötü ve zalim idaresi altında asimile edilmek istenildiği”ni ifade ederek nereden harekete geçeceğinin ipuçlarını vermiştir. (Cengiz Kartın. İngiliz Arşiv Belgelerine Göre Binbaşı Noel’in Kürtler Üzerine Yaptığı Çalışmalar Üzerine Bir Değerlendirme. Tarihte Türkler ve Kürtler Sempozyumu. Bildiriler 3. Cilt içinde Türk Tarih Kurumu. Sf:201)
Açıkça görüleceği üzere Binbaşı Noel ile isyankâr Nuri Dersimi arasında zihinsel bir mutabakat vardır. Noel Türklerin Osmanlı idaresini, kötü, zalim, asimile edici olarak nitelerken, Nuri Dersimi barbar ve Moğol olarak nitelemektedir.
Hal böyle olmasına rağmen Alevi Kürtlerin çoğunluğu ve Sünni Kürtler bu isyana prim vermeyerek İstiklal Savaşında Batı yararına değil Anadolu’nun yararına tavır almışlardır.
Lakin Binbaşı Noel Kürtlerin Mustafa Kemal’e karşı bir gün ayaklanacağına o kadar emindir ki hükümetine gönderdiği bir raporunda bunu da başaracağını taahhüt eder.( Nihat Karademir İngilizlerin Kürt Politikası. Sf: 137). Lakin daha önce de bahsettiğimiz üzere hilafetin ve saltanatın düşman tehdidi altında bulunduğunu gören Kürtler Mustafa Kemal’in Kürt, Türk, Laz ve Çerkezlerin ayrı unsurlar değil anasır-ı İslamiye’yi oluşturan samimi bir mecmua olduğu şeklindeki çağrısına kulak vermişler ve Binbaşı Noel’in değil Mustafa Kemal’in davetine icabet etmişlerdir.
Anadolu’ya gelmeden önce Mezopotamya’da bir Kürt devleti kurmak hülyası ile var gücü ile çalışan Binbaşı Noel Bercenci Aşiretinin lideri Şeyh Mahmut’u kışkırtarak Süleymaniye’de sözde bir devlet kurdurmuş ise de Kürtlerin rağbet etmemesi yanında İngilizlerin ikiyüzlülüğü karşısında dayanamayan Şeyh bu seferde İngilizlere isyan ederek onlara karşı savaş vermek zorunda kalmıştır.( Nihat Karademir. Sf.67 vd.)
Yani Kürt dostu maskeli Noel hiçbir yerde kayda değer başarı gösterememiştir.
Ne var ki ülkemizde Koçgiri isyanı son isyan olmayacaktır.
____________
(*)Bu yazı, adı geçen yazarın kaleme aüddödığı yazı serisinin dördüncüsüdür.