Kürdistan yönetimi ve Joe Biden

Ali Fikri Işık yazdı;

Kürdistan yönetimi ve Joe Biden

Seçim süreçleri boyunca, Joe Biden’nın dış politikaya ilişkin önemli üç vaadinden biri de uluslararası terörizmle kesintisiz mücadele sözüydü. Trump’tan farklı olarak, Biden IŞİD ile mücadele sürerken, Ortadoğu’dan çekilmek gibi karara ya da siyaset anlayışına sahip olmadığı biliniyor. Yine, tam da bu nokta Biden, Trump’tan çok daha farklı olarak, Suriye’de Kürt meselesinin çözümüne daha çok odaklı olacağı bilinmeyen bir sır değil. Biden’nın Trump gibi, yararcı ve parasal kazanca dayalı bir Ortadoğu siyaseti izlemeyeceği de açık. Suriye iç meselesi bağlamında Kürt meselesi, Trump için, Rusya, İran ve Türkiye’yi dengeleme meselesinden başka bir şey değildi. Amacı Kürt meselesine yasallık kazandırmak değil, bu meseleyi pazarlıkta bir koz olarak kullanmaktı. Bu kanıtlayan en diri örnek Afrin hadisesidir. 

Elbette Ortadoğu’da Amerika’nın en büyük ve en öncelikli meselesi Kürt meselesi değildir. Başta İran olmak üzere, Amerika’nın Ortadoğu’da Irak, Suriye ve Türkiye ile çok ciddi ihtilafları var. Neredeyse Kürdistan’ı dört parçaya bölmüş olan bu devletlerle, Amerika’nın ihtilaflı olması, Kürtler için çok ciddi bir siyasi avantaj sağlıyor. Öyle ki, bu konjonktürel durum Kürtleri, Kürt meselesinin çözümünde nesnel aktör haline getiriyor. Bilindiği gibi, Ortadoğu ölçeğinde Kürt meselesinin çözümü, daha çok Kürt’süz bir çözümü ima eder. 2003 yılından sonra bu politik durum sadece Irak’ta değişti. Diğer üç parçada da arayışlar özünde Kürt’süz bir çözüme yöneliktir. 

Biden yönetiminin yeni Ortadoğu siyasetinde, Kürtleri ciddi bir ağırlığa sahip olacağını söylemek, müneccimlik etmek demek değildir. ABD’de Demokratları, Cumhuriyetçilerden ayırt eden önemli niteliklerden biri, Demokratların yasallık ve meşruiyete atfettikleri önemdir. Kurumsal hareket, yasallık ve meşruiyet, Demokratlar için iş yapmanın, kabul gören zeminidir. 

Kürdistan Bölgesi yönetimi, Irak Anayasasından aldığı yasallık ve meşruiyetle, Biden yönetimi için, doğal bir partner niteliği taşıyor. Mesud Barzani ve Jeo Biden arasında varsayılan dostluktan azade olarak, her iki tarafın meşru ve yasal bir zeminde kurumsal olarak işbirliği yapma imkanları her zamandan daha fazladır. 

Rojava’da Kürt güçlerinin ürettiği meşruiyet, özelikle IŞİD ile mücadelede elde edilen itibar, işleri daha da kolaylaştıran bir nitelik gibi duruyor. Eğer bu süreçte Kürdistan Bölgesi yönetimi, sadece Rojava’ya dönük değil, bütün Kürtlere dönük, birlik çabalarına hız verebilirse, Ortadoğu ölçeğinde Kürt meselesinin çözüm merkezi olabilir. 

Jeo Biden’la başlayacağına inandığım yeni Ortadoğu yapılanmasında, Kürtlerin önemli sonuçlar üretebilmesinin imkanı, kendi  iç birliğini sağlayabilmiş olmalarına bağlı olacağına inanıyorum. Kendi içinde parçalı ve kavgalı bir Kürt profili sadece itici olmaz aynı zamanda güvenilir partner olma şansını da kaybeder. 

Ortadoğu’da Kürtlerin oynayabileceği rol, iç birliklerini sağlamış olmalarına bağlıdır. Birlik yoksa umutlu olmamız için neden de yok demektir.