Hak medeniyetlerinin birincisi Mezopotamya, ikincisi İbrani, üçüncüsü Hıristiyanlık, dördüncüsü Kur´an medeniyetidir. Batı´nın bugünkü işçilik uygarlığı, Kur´an medeniyetinin kuvvete dönüşmüş şeklidir, Batı sanayi inkılabını Kur´an´dan öğrenerek yapmıştır. Hak medeniyetlerinin devamı olarak şimdi de biz yeni Kur´an medeniyetini kurmaktayız...
Kimileri Müslümanlar için ?Batı´ya ne öğrettiler ki!? derler. a) En başta serbest sözleşme ilkesini öğrettik. Böylece halk kendi problemini kendisi çözmeye başladı. b) Kıyası öğrettik, bu metotla içtihadı öğrendiler ve içtihatla amel ederek uygarlık oluşturdular. c) Kur´an sayesinde değişik dinlere mensup olanların birlikte nasıl yaşamaları gerektiğini fiilen öğrendiler. d) Matematiği, astronomiyi, coğrafyayı ve diğer ilimleri öğrettik...
Batılılar bunun böyle olduğunu biliyorlar. Âlimleri biliyorlar. Marks bile İslam´ın insani kurallarını komünizmin kuralları olarak takdim etmiştir. Şimdi biz kendimizi anlatırken kimileri bunları Marksizm´den aşırdığımızı söylüyorlar. İslamiyet´ten 1400 sene sonra gelen kimsenin sistemini aşırmışsak, bundan büyük mucize olur mu? Kur´an´ın asrımızdaki mucizelerini (250 mucize) delilleri ile anlatan geniş bir kitabımız vardır. Şimdi de ekonomi üzerinde genişçe çalışılıyor. Ondan sonra sıra ona gelebilir. Çalışma arkadaşlarımız önce Ruhu´l-Kur´an´ı çözdüler, sonra muhasebeyi çözdüler, sonra anayasayı çözdüler, şimdi de ekonomiyi çözüyorlar. Kimileri dolarla boğuşurken, biz cehalet tepelerini bir bir fethediyoruz...
Mezopotamya medeniyetinden söz ediyorduk. Mezopotamya medeniyetinin varlığını, yazının ilk olarak Mezopotamya´da icat edildiğini, tüm uygarlıkların Mezopotamya medeniyetinin gelişmiş şekillerini Batılılar da bizzat kendi araştırmalarıyla gördüler...
Görüp öğrendiler ki; uygarlıkları kuranlar filozoflar değil peygamberlerdir. Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed uygarlıkların kurucularıdır. Buna karşılık Mısır, Yunan, Roma, Avrupa bu uygarlıkları sürdürdüler ama onlar yeni uygarlık kuramadılar.
Bütün bu bilgileri aktarmamızın ana sebebine yani günümüze gelelim?
Günümüzde ?İŞÇİLİK DÖNEMİ?nden ?ORTAKLIK DÖNEMİ?ne geçilmektedir...
İşçilik demek ?faizli sistem? demektir. İşveren zarar ettiği halde işçi ücretini almaktadır. Dıman olmadan ribh vardır. Bu durum tarihi gelişmenin sonucudur. Faizli sisteme gerek vardı. Tam istihdam sağlanıncaya ve kuvvet uygarlığı oluşuncaya kadar faizli sisteme gerek vardı. Şimdi uygarlaşma sağlandı. Bilgisayar çağına geçildi. Para artık ne gümüştür ne altındır. Para sadece muhasebedir. İyi bir muhasebe paraya gerek bırakmayacaktır.
O halde Sermaye´nin ve Yönetimin yeni düzene geçmeleri gerekir. Önce siyaset/devlet/yönetim güvenliği sağlamalıdır. Devlet diğer alanlara yani ekonomi, din ve ilme karışmamalıdır. Sermaye de makroda mübadele yapmalı; yönetme, dine ve ilme karışmamalıdır. Halk SEMT KOOPERATİFLERİ olarak örgütlenecektir. Halk üretimi ve tüketimi sağlayacak, kendi sitelerinde özgürce yaşayacaklardır.
Dolayısıyla merkezi yönetim şekli sona ermiştir.
Merkezler hâkim değil hadimdirler. Merkezleri ne hanedanlar ne de ilahi görevliler oluşturmayacak, merkezi halkın temsilcileri oluşturacaktır.
İşçilik sisteminin kalkması demek, bürokrasinin ortadan kalkması demektir. Devlet düzeni bir ORTAKLIK olarak ele alınması demektir. İşçilik sisteminin ORTAKLIK SİSTEMİNE dönüşmesi demek, faizli sömürü sisteminin son bulması demektir.
Evet?
KUR´AN VE İLİM çalışmalarımız devam ediyor?
Kur´an´ın genel beyanlarından bunları istidlal ediyoruz...
Mezopotamya medeniyetinden yola çıkarak nerelere geldik?
Kur´an´a kulak verenler felaha erer, kulak vermeyenler helâk olur
