Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliğince (AKTOB) Kundu Turizm Bölgesi´ndeki bir otelde düzenlediği ocak ayı buluşmasında, 2018´in sayısal olarak çok güzel ve beklentilerin üzerinde geçtiğini söyledi.
2019 verilerinin çok güzel ve çarpıcı olduğunu, erken rezervasyon rakamlarında ciddi yükseliş görüldüğünü vurgulayan Ersoy, 2018´de yaşanılan büyümeyi 2019´da da yakalayacaklarını dile getirdi.
Pazar paylarında değişiklik olabileceğini ama 2019´da da ciddi bir büyüme yakalanacak gibi göründüğünü aktaran Ersoy, kendileri için en önemli konunun hızlı büyümeden kaynaklanacak kapasite sorunlarını karşılayabilmek olduğunu bildirdi.
Burada da alt yapıların ön plana çıktığına işaret eden Ersoy, "Bugün Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali´ni gezdik. Terminalin birisi kapalı. TAV artık yeni işletmeci olarak devreye girdi. Çok profesyonel bir havalimanı işletmecisi. Olası kapasite sorunlarını dikkate alarak yatırıma başlamışlar. Terminalin birisini kapatıp, ciddi yatırımlar almışlar. Bizim açımızdan sevindirici. İşletmeye açık olan yerlerde de kısmi tadilatlarla 2019´da kapasite artışına hazırlanıyorlar. Personel sayısında yüzde 30 civarında artışa gitmişler. Bu da çok iyi bir olay. Muhtemelen 2019´da havalimanında ciddi bir sıkıntı yaşamayacağız. Olası büyük yoğunluklara karşı havalimanı hazır olacak." diye konuştu.
Alt yapı deyince arıtmaların akla geldiğine dikkati çeken Ersoy, arıtmayla ilgili Antalya Büyükşehir Belediyesi ile ciddi çalışmalar yaptıklarını, sektör, belediye ve bakanlık olarak bir çalışma programı başlattıklarını ifade etti.
İlk protokolü de Belek bölgesinde bu hafta hayata geçireceklerini, Belek´in arıtma kapasitesini ciddi oranda artıracaklarını anlatan Ersoy, ihalesinin de bu hafta sonuçlanacağını söyledi.
Bakan Ersoy, iki aşamalı ihale olacağını, ilk aşamada acil kapasite devreye alınacağını, ikinci aşamada arıtmanın tamamen yenileneceğini kaydetti.
2020 itibariyle ileriye dönük 15 yıllık kapasiteyi karşılayacak arıtmanın devreye gireceğine değinen Ersoy, Belek´te sonra Kemer, ardından Side ve Ege Bölgesi´ne doğru turistik alanların hem alt yapı kapasitesini artıracaklarını hem de yenileyecekleri bilgisini verdi.
Doğa ve temiz denizin önem arz ettiğini, bu konuda hassas olduklarını vurgulayan Ersoy, turizmcilerin artık gelen turist sayısını değil de kişi başına düşen geliri konuşmaya başladığını, bu durumun da sevindirici olduğunu dile getirdi.
Nicelikli turistten nitelikli turiste geçiş
Ersoy, turizm patronlarının müdürlerine otellerdeki doluluktan çok, gecelik kişi başı gelirin ne kadar elde edildiğinin sorulması gerektiğini hatırlattı.
Kişi başı gelire konsantre olunması gerektiğine dikkati çeken Ersoy, "Nicelikli turistten nitelikli turiste geçişe başlamamız gerekiyor. Biz Türkiye olarak fazlasıyla bu değişime hazırız. Geçmişte yapılan yanlış mıydı? Hayır. Doğruydu. Biz turizm treninde en arka vagonlardan en ön vagonlara doğru yavaş yavaş ilerleyerek gidiyoruz. Bulunduğumuz jeopolitik konum bize bazen mehter marşı gibi iki ileri, bir geri yaptırabiliyor. Bizden kaynaklı değil. Bizim komşularımız ile başkalarının komşuları çok farklı. Türkiye´yi o yüzden her ortamda herkesle kıyaslamamamız gerekiyor." diye konuştu.
Ersoy, çok fazla yatak kapasitesi ile başarılı turizmci olmadığını, servis ve hizmetin kalitesinin önemli olduğunu kaydetti.
Kişi başı geliri yükseltmenin meşakkatli ve uzun bir süreç olduğunu anlatan Ersoy, şöyle konuştu:
"Beş yıllık programda biz bunu başarırsak gerçekten çok zor bir işin altından kalkmış olacağız. Şubat ayında 2019-2020 kış döneminin kontratlarını yapıyorsunuz değil mi? Gerekli cesaret oluştu. Fiyatlarınızı yükselteceksiniz değil mi? O cesaretiniz artık gelsin. Fiyatlarınızı artırın. Özellikle kışın peynir ekmek fiyatına otel veriyorsunuz. Olmaz. Artırmanız gerekiyor. Fiyat artırmak güzel de konseptinize, işinize ilaveler getirmeniz gerekiyor.
Fiziki ortamınıza da bazı ilaveler getirmeniz gerekiyor. Şimdi bana ´Kazandığımız parayı da oraya yatırdık´ diyeceksiniz. Hiç bir şey kalmasa ki kalır daha iyi bir fiyat ortalamasına gelmiş olursunuz. Nitelikli turist nitelikli personel doğurur. Gözardı edilen bir konu var. Antalya´da oda başı personel ortalama 0,6 civarında. 0,6 oda başı personelle nitelikli turisti getirmek imkansız. Bir hedef daha koyun kendinize. Aşamalı bir şekilde oda başı minimum bir personel gelecek bir turizm planlaması yapmamız lazım."
"Kışın uçakların dolu uçması için ne gerekiyorsa kararlarımızı vereceğiz"
Sektörde çalışan personelin iyi korunması gerektiğini anlatan Ersoy, şunları kaydetti:
"Personel 7-8 ay çalışıp askıya alındıktan sonra sektör değiştirmek zorunda kalıyor. Bu da turizmde karşılaştığımız en önemli sıkıntılardan birisi. Türkiye´de 76 turizm meslek lisesi var. Bunların 11´ini otellerle protokolledik. Protokollenmiş olan meslek liseleri kolej statüsüne getirildi. En az üç lisan eğitimi alacaklar. O okulların müfredatlarını değiştiriyoruz. İngilizce ve Rusça mecburi olacak. Bir de seçmeli lisan olacak. Bu okul sayısını ihtiyaç kadar da artırabiliriz. Gerçek anlamda uygulamalı, sizler tarafından yetiştirilmiş gerçek anlamda turizm ihtiyacına cevap verecek personelin yetişmesini sağlayacağız. Eğitimini otelde göreceği için sezonluk personel ihtiyacını da karşılayacak. Öğrenciler açısından da çok iyi olacak.
Nitelikli turist için ulaşım çok önemli. THY ile protokol yaptık. Business tarifeli seferlere Antalya, Bodrum, Dalaman, İzmir Havalimanları´na nisan ayı itibariyle başlıyoruz. İlk etapta 67 sefer planlamıştık. Şu an 80 sefere çıkarma kararı aldık. Londra 4 idi 7´ye çıktı. Haftada toplam 80 seferle uçuşlar başlıyor. Şubat ayının sonuna kadar bütün hatlar açılmış olacak. Şubat ayında Antalya´da özellikle kışın açık olan otel sahipleriyle toplantılar yapacağım. Bu hatlarla, kış uçuşlarıyla ilgili bir politika oluşturacağız. Kışın uçakların dolu uçması için ne gerekiyorsa kararlarımızı vereceğiz."
Ersoy, Bakanlık olarak çok ciddi tanıtım desteği verdiklerine dikkati çekerek, "Bu uçuşların çıkış noktalarında THY ile çok ciddi tanıtımlar yapıyoruz. Ocak ayı itibariyle başladı. Önce magazinlerde başladık, sonra TV programlarıyla destekleyeceğiz. Sonrasında dijitali de devreye alarak geçen yılın yedi katı direkt reklam anlaşmaları yaptık. Oradan da nitelikli turistle ilgili ciddi bir potansiyel ve doluluk yakalayacağımızı ön görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bunların sürdürülebilir olması ve kalıcı politikaların geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Ersoy, şöyle devam etti:
"Turizm Geliştirme Fonu´nu bu yıl hayata geçireceğiz. Çünkü bu operasyonların sürdürülebilir ve uzun yıllara yayılmış olması gerekiyor. Bu fon nasıl doğdu? Dünyada en çok turizm geliri elde eden 10 ülkeyi incelediğinizde yedi tanesinde bu tarz fonlar var. Başarıların arkasındaki sırlar bu fon. İlk 10´a girememiş ama hak ettiğinin çok çok üstünde turizm geliri elde eden bazı ülkeler var. Bunların arkasında da turizm geliştirme fonu var. Böyle bir fon Türkiye açısından ihtiyaç.
Başarı için bir global hava yolu bir de turizm geliştirme fonu... Bizde global hava yolu vardı ama istediğimiz yere uçmuyordu. Biz onu nisan ayı itibariyle istediğimiz yere uçacak hale getirdik, ikna ettik. Devamında hep birlikte uçakların dolu gelmesini sağlayarak bu sorunu çözmüş olacağız. Fonla ilgili çalışmaları bir kaç ayda tamamlayıp yasalaştıracağız ve devreye alacağız. Böylece ikinci kilit sorunu da çözmüş olacağız. Rakiplerimizde olan biz de olmayan sorunu çözmüş olacağız."
"Nitelikli turist maliyet odaklı değil, gelir odaklı olur"
"Fon güzel destekliyoruz ama otelcilerin ödeyeceği pay yüksek" şeklinde söylemler aldıklarını ifade eden Ersoy, bunun terk edilmesi gerektiğini anlattı.
"Ne yaparsa devlet yapsın, biz ondan nemalanalım" düşüncesinin hakim olduğunu hatırlatan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu politika olabilir ama sonuçlarını çok geç alırız. Devletin sınırsız kaynağı yok. Bir yerde ışık görüyorsak, bizim artık çok hızlı hareket etmemiz lazım. Çok vakit kaybettik. Küçük hesaplar peşinde koşuyorsanız, bunu ne benim bakanlığım sırasında görürüz ne de benim torunlarım görür. Bizim İspanya´dan eksiğimiz yok, fazlamız var. Biz sadece bazı şeyleri hatalı yapıyoruz. Onları düzeltmemiz lazım. Süratli olmamız lazım. En büyük hatamız da geçmişten gelen alışkanlıklarımız. Ne diyoruz? ´Devlet yapsın´. Devlet yapar ama yavaş yapar. O süreyi kaybetmeye tahammülünüz var mı? Yok.
Basit matematik. Bir yılda yapacağımız bir şeyi 20 yılda yaparsak 20 yılda o yatırım kendini 10 kere amorti eder zaten. Nitelikli turist maliyet odaklı değil, gelir odaklı olur. Yüzde birlerin hesabını yaparak yüzde 50 gelir artışını sağlayamazsınız. Kimse yüzde 1´e binde 5´e konsantre olmasın. Hepimizin konsantre olması gereken 630 dolar civarındaki geliri nasıl bin dolara getiririz olması lazım. Biz beş yıl içerisinde kişi başı gelirde bin dolara geleceğiz. Yeni hedefimiz bu. Turist sayısını da artıracağız. Hem turist sayısını artırmaya devam edeceğiz hem de gelirimizi bin dolara getireceğiz. Çok iddialı bir hedeftir. İmkansız mı? Kesinlikle değil."
Avrupa´daki örneklere bakıldığında İspanya´nın bin 200 dolarları başardığı yerde Türkiye´nin bin doları başarmasının ütopik olmadığını, turizmde maliyet odaklı düşünülmemesi gerektiğine dikkati çeken Ersoy, Türkiye´nin artık o devri kapattığını, gelir odaklı turizme kaymak zorunda olduğunu bildirdi.
Turizmde artık doğru bir şekilde hedefe konsantre olarak yol alınması gerektiğine vurgu yapan Bakan Ersoy, "Önümüz turizmde çok açık. Bu bir Antalyalı alışkanlığı. Gerçi ben de Antalyalıyım. Olayların hep negatif taraflarına konsantre oluyoruz. Faizler yüksek, şu yüksek bu yüksek. Biraz da iyi tarafından bakın. Türkiye´deki en şanslı sektör turizm. O sektörün içindeyiz. Sadece negatif şeyleri görmek için bakmayın, pozitif şeylere de bakın. Yabancı tur operatörleri Türkiye´ye yatırım yapmaya başladı, otelleri satın almaya başladılar. Geleceği var bu işin." değerlendirmesinde bulundu.
"Turizmde Türkiye´yi hak ettiği yere getireceğiz"
Tahsis sürelerinin 49 yıla tamamlanmasıyla ilgili bir olayla karşılaştığını, bunu hala şaşkınlık ve üzüntüyle karşıladığını aktaran Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hala Bakanlığa aracılar gönderip hizmet almaya çalışan yatırımcılar görüyorum. Turizm Bakanlığında öyle bir şeye ihtiyaç yok. Ne kadar başvuru varsa hepsini yetiştirdik. Yılbaşı gecesi saat 21.00´a kadar çalıştık. Sizin işlemlerinizi yetiştirmek için. Bana nasıl ulaşabileceğinizi biliyorsunuz. Lütfen Turizm Bakanlığını aracılarla hizmet veren bir bakanlık olarak görmekten vazgeçin. Haklıysanız bu dosyanız hızlı bir şekilde sonuçlanacak. Bakanlığın yeni politikası bu. Önünüzde hiçbir engel bırakmayacağız. Turizmde Türkiye´yi hak ettiği yere getireceğiz."
AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, 2018´i 13 milyonu aşkın yabancı turist, 2 milyon yerli turist sayısıyla başarılı şekilde kapattıklarını bildirdi. Yağcı, dünyadaki turizm hareketliliğinin 2018´de yüzde 5,5 büyüdüğünü, Türkiye´de ise bu rakamın yüzde 20´nin üzerinde olduğunu dile getirdi.