KRİZ VE ENFLASYON

SÜLEYMAN KARAGÜLLE- 02.09.2018

KRİZ VE ENFLASYON

Fiyat, talebi arza eşit kılan faktördür. Fiyatlar öyle oluşur ki arzı talebe eşit kılar. Böylece dengeli bölüşmeyi sağlar. Fiyatlara müdahale arz ve talep dengesini bozar. Gereksiz ürünleri ürettirir, gerekli ürünler yok satarlar. Dengesiz fiyat farkları ise malları pazarda yığar, halkı da ülkede açlıktan kıvrandırır. Arz ve talep dengesinin oluşabilmesi için denge faktörü olan fiyatları serbest bırakmalıyız.
Fiyatlar üreticiler ile tüketiciler arasında haberleşme aracıdır. Tüketici üreticiye ?Bu malları üret, ihtiyacım var´ der, ?Bu malları üretme, ihtiyacım yok´ der; bunu fiyatlar söyler.
Fiyatlar arz ve talebi dengede tuttuğu gibi üretim ve tüketimi eşit kılar.
Arz ve talep fiyatlara göre oluşur.
Halkın elindeki satın alma gücü değişmelidir ki fiyatlar gerektiği şekilde değişsin. Eğer halkın eline üretim yapılmadan yani emeksiz satın alma gücü geçerse bütün malların fiyatları artar ve ilk anda gereksiz üretim yapılır, sonra mallar çöpe atılır. Faiz, üretilmeyen mallar karşılığı satın alma gücü sağlamakta, bu da arz ve talep kanunlarını ve dengesini bozmaktadır.
Bir taraftan içme suyu bulunamazken diğer taraftan sular fıskiyelerde kirletilir.
Demek ki enflasyonun tanımı, üretilmeyen mal karşılığı halka sağlanan satın alma gücüdür. Gereksiz yerlerdeki fiyatların artması ve paylaşmada dengenin bozulmasıdır. Bunun ana kaynağı faizdir ve tüm ekonomik arızaların ana sebebidir. Faizli ekonomi tam istihdama kadar işe yaramıştır. Şimdi ise yeryüzünde tam istihdam sağlanmıştır. Artık faiz yeni yatırımların kaynağı olmamaktadır, yeni sermaye eski sermayenin iflası ile var olabilmektedir, iflaslar ekonomisi doğmaktadır.
Bu haftaki diğer makalemde kendisini ve kitabını (?Parasal İktisat? kitabını) andığım Prof. Dr. Fatih Özatay kriz ile enflasyonu karıştırmaktadır.
Enflasyon, mallar artmadan paranın artmasıdır.
Kriz ise parada bir değişiklik olmadan veya eksilmeden malların azalmasıdır.
Savaş olur, kuraklık olur, hastalık olur, göç olur, çeşitli sebeplerden ya tüketim fazlalaşır ya üretim azalır, dolayısıyla piyasada para aynı kaldığı halde fiyatlar yükselir. Bu krizdir. Burada fiyatların yükselmesiyle arz ve talep arasında denge sağlanmış olur. Bu yararlı bir artıştır. Buna müdahale demek ekonominin çökmesi demektir.
Krizlerin enflasyondan farkı vardır. Enflasyonda her şeyin fiyatı arttığı halde krizlerde taşınmazların fiyatları düşer, buna karşılık yıllık tüketim mallarının fiyatları yükselir. Bu da arz ve talep kanunları gereği üreticileri yapılaşma yerine yıllık tüketim mallarına yöneltir ve krizlerin atlatılmasını sağlar. Enflasyondan dolayı fiyatların artması ne kadar kötü ise krizlerden dolayı fiyatların artması o kadar dengeleyici bir faktördür. Asla müdahale edilmemelidir.
Krizlerin başka bir özelliği karşımıza şöyle çıkar. Dünyada kriz olması başkadır, ülkemizde kriz olması veya dünyada kriz oluyorken Türkiye´de kriz olmaması başkadır. Bu gibi durumlarda taşınmazlar ithal ve ihraç edilemediği için dünya piyasalarına uyum sağlayamaz ama ithal ve ihraç edilen mallar dünya piyasaları ile uyum sağladığı için daha kolay dengelenir.
Sonuç olarak sipariş piyasası, mal piyasası, taşınmaz piyasası ve ticaret piyasaları farklıdır. Bu sebeple farklı paralarla denge kurulur. İnsanlık altın liralarla, ülkeler toprak liralarla, iller demir liralarla, bucaklar buğday liralarla dengelerini kurabilirler. Böylece dört çeşit para revaçta olur. Kriz döneminde bu paralar değiştirilerek krizler kolaylıkla atlatılır.
Biz bunları kırk sene önce Adil Düzen´de ortaya koyduk ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan bunları dünyaya anlattı. Ne kaçak Gülenciler ne de Ak Partililer bize kulak verdiler, Adil Düzen´i hayal (ve/veya ütopya) kabul ettiler. Oysa içimizde dünyanın en ileri profesörleri vardı, dünyaca tanınmış profesörler de bizi dinledi ve anlattıklarımıza karşı cephe alamadılar.
Prof. Dr. Fatih Özatay´a tavsiye ederim. Basılmamış ve henüz tamamlanmamış ama %80´i bitmiş iktisat kitabımız vardır. Onu anlayarak okusunlar, anlaşılmayan yerleri olursa bizimle tartışsınlar, ?ORTAKLIK EKONOMİSİ? diye bir kitap yazsınlar.