Yunanistan ve Türkiye arasında krize dönüşen Doğu Akdeniz konusu 24-25 Eylül'de AB liderler zirvesinde ele alınacak. Fransa, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan, Türkiye'nin Akdeniz'deki "illegal faaliyetleri" nedeniyle AB liderler zirvesinde bir yaptırım kararı çıkmasını istiyor. Türkiye ise, "Akdeniz'in bir Yunan Gölü olmasını kabul etmeyeceklerini" dile getiriyor.
Türkiye'nin Oruç Reis gemisini bakım amaçlı Antalya limanına çekmesi, diplomatik kulisleri hızlandırdı. Almanya orta yol, Fransa yaptırımlar için uzlaşma arayışında. AB Konsey Başkanı Charles Michel ise toplantının ev sahibi olarak taraflarla telefon diplomasisi yürütüyor.
"Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin izlediği politikanın tartışılacağı kritik AB zirvesinden önce kulislerde neler konuşuluyor? Türkiye ve AB arasında zaten kopma noktasında olan ilişkiler, zirveden sonra daha da kötüleşebilir mi? AB'den Türkiye'nin tam üyelik görüşmelerinin kesilmesi ya da ekonomik yaptırım kararı çıkar mı? Yunanistan ve Fransa'ya karşı AB içindeki diğer ülkelerin pozisyonları ne?" soruları şimdi öne çıkıyor.
Hafta başında AB Konseyi'ndeki toplantı öncesi Doğu Akdeniz konusunu tartışan Avrupa Parlamentosu, görüşmelerin ardından "Doğu Akdeniz'de artan tansiyon ve Türkiye'nin rolü" başlıklı bir kararı kabul etti. Sert geçen görüşmelerin ardından Türkiye'ye pek çok uyarı içeren karara 694 milletvekilinden 601'i onay verdi. Karara karşı çıkan milletvekili sayısı sadece 57'de kaldı, 36 milletvekili ise çekimser oy kullanmayı tercih etti.
Hafta içinde Türk ve Yunan askeri ekiplerinin NATO nezdindeki teknik görüşmelerine de devam edildi. Türkiye'yi NATO'ya şikayet eden Fransa'nın başvurusu hakkında da önemli açıklamalar geldi. Reuters haber ajansının Fransız kaynaklara dayandırarak verdiği haberde, "Türkiye'nin Fransız Courbet gemisine radar aydınlatması yaptığı iddialarının incelenmesine ilişkin raporun tamamlandığı, ancak konunun hassasiyeti nedeniyle kamuoyuna açıklanmayacağı" bilgisi yer aldı. Bu nedenle de yaptırıma gidilmeyeceği belirtildi. Bir NATO diplomatı, "Rapor tamamlandı ama halının altına süpürüldü" diyerek konunun kapatılmak istendiğini belirtti.
AB zirvesi yaklaştıkça diplomasi girişimleri de yoğunluk kazandı. Başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İtalya Başbakanı Guiseppe Conte ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüştü.
Yunan Başbakanı Kyriakos Miçotakis de, kendi cephesinde diplomatik bir maraton sürdürdü. AB Konsey Başkanı Charles Michel, pek çok AB lideri ile istişare yaptıktan sonra Atina'ya gitti. Fransa'nın Avrupa'dan Sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune da, Atina'da mevkidaşı Miltiadis Varvitsiotis ile görüştü.
Fransa ve Türkiye'den yumuşama işaretleri
France 24 Televizyonu'na konuşan Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ise, Fransa'nın Courbet gemisi iddialarıyla ilgili "Türkiye'nin hiçbir şekilde Fransız gemisini tehdit etmediğini, Türk Savunma Bakanı'nın bunu, Fransız Savunma Bakanı'nın da olduğu NATO toplantısında açıkça dile getirdiğini, Courbet gemisine gerçekleştiği iddia olunan olaydan kısa süre önce bir Türk gemisince bu gemiye ikmalde bulunulduğunu, hadisenin bir yanlış anlamadan ibaret olduğunu, eğer Courbet'yi aydınlatsaydı bunu da açıkça söylemekten çekinmeyeceklerini" dile getirdi. Hakkı Musa, Fransa ve Türkiye arasındaki köklü dostluğun bugün yaşanan görüş ayrılıklarını aşacak güçte olduğunu söyledi.
France Inter Radyosu'na konuk olan Fransa'nın Avrupa Birliği'nden Sorumlu Devlet Bakanı Clement Baunne da, "Eğer Türkiye provokasyonlarına devam ederse Türkiye'ye yaptırım uygulanabilir. Türkiye bugün Kıbrıs sularında bulunan gemileriyle ilgili nasıl davaranacak, önümüzdeki bir kaç gün içinde göreceğiz” diyerek açık kapı bıraktı.
Fransa-Türkiye çekişmesi Arap Baharı'na kadar uzanıyor
Fransa'nın bu tutumunu VOA Türkçe'ye değerlendiren Ortadoğu uzmanı Fransız gazeteci/yazar Christian Chesnot, Türkiye ile Fransa arasındaki gerginliğin Arap Baharı'na kadar uzandığını belirtiyor: "Basın ve ifade özgürlüğündeki gerileme, hukukun üstünlüğü ilkesine saygı duyulmaması, Kürt sorununda çözüm görüşmelerinde 180 derece dönüş, gazetecilerin ve avukatların hapse atılması gibi nedenlerle yıllardır Türkiye'nin imajı yara alıyor. Son olarak Ayasofya kararı da sembolik de olsa Batı'da çok kötü algılandı" dedi.
Chesnot, "Bu yaralı imaja Suriye'de cihatçıları arka bahçesi olarak alması, cihatçıları bir de tutup Avrupa'nın hemen karşısına Libya'ya kaydırması, üstüne bir de AB üyesi Yunanistan'ı tehdit etmesi eklenince, Fransa-Türkiye ilişkileri bu noktaya geldi. Bana göre her şeyin değişmeye başladığı tarih Arap Baharı. Türkiye'nin bu dönemde attığı adımlar, özellikle Suriye politikası. Modern bir İslam ülkesi olma modelinden şimdi çok uzaklaştı" dedi.