Tarih: 04.04.2023 12:33

“Kralı hedef alıyorsan, sakın ıskalama!”

Facebook Twitter Linked-in

Önceki ABD Başkanı Donald Trump 18 Mart günü sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamada “Salı günü beni tutuklayacaklar” demişti. Trump, taraftarlarına da “protesto” çağırısında bulunmuştu. Bu mesajın üzerinden iki Salı geçti, tutuklama da gerçekleşmedi. Ancak Perşembe günü Amerikan medyasına yansıyan bilgilere göre “Manhattan Büyük Jürisi” 30’dan fazla başlıkta Trump aleyhinde suçlamada bulundu. Manhattan’daki kolluk kuvvetlerine teslim olması beklenen Trump’ın Mahkeme önüne çıkarılması an meselesi.

“Büyük Jüri” suçlaması Trump’ın kesin olarak suçlu bulunarak mahkûm edileceği anlamına gelmiyor. “Yargılama Jürisi”nden farklı olarak “Büyük Jüri”nin kararı Trump’ın mahkemeye çıkarılması gerektiğini içeriyor. Medyaya sızan bilgilere göre “Jüri”nin suçlaması, Trump’ın daha önce ilişkide bulunduğu bir kadın oyuncuya sessiz kalması için yaptığı ödemeyle ilgili.

Sus payı” ödemelerinin Trump’ın 2016’daki Başkanlık seçim kampanyasının son günlerinde gerçekleştiği belirtiliyor. Trump’ın özel avukatı Michael Cohen 2018’de iddiayla ilgili olarak suçlanmıştı. Az ceza almak isteyen Cohen ödeme yaptığını itiraf etmişti. Beyan edilmeyen ödemeler seçim kampanyası finansmanıyla ilgili yasalarının ihlal edilmesi anlamına geliyor. Nitekim Cohen söz konusu ödemelerden ötürü mahkûm edilerek bir süre hapis de yatmıştı.

Trump ise yıllardır bu suçlamayı ‘gerçek dışı’ olarak niteliyordu. Hatta Trump suçlamanın kendisinin 2024 seçimlerinde Başkan adaylığını engelleme yönelik olduğunu savunuyor. Bu anlatıya inanan Trump taraftarlarıysa suçlamayı siyasi bir “cadı avı” olarak yorumluyorlar.

2024’de Başkanlığa aday olması muhtemel görülen Cumhuriyetçi siyasetçilerin birçoğuysa mecburen Trump’ın arkasında duruyorlar. Trump muhaliflerinden Cumhuriyetçi stratejist Barrett Marson ise alaycı şekilde “Herkes Trump’ın arkasında sıraya giriyor. Taç giyme töreni başlasın” diyordu. “The Wire” başlıklı bir televizyon dizisinde Omar Little adındaki karakter “Bir Kralı hedef alıyorsan, sakın ıskalama” diyordu. Siyasî analistler bu repliğe atıf yaparak suçlamaların fiyaskoyla sonuçlanmasının Trump’ın etkisini büyüteceğini belirtiyorlar.

Yapılan bazı anketlerde seçmenlerin yarısından biraz azı iddiaların ‘hukuki’ değil ‘siyasi’ olduğuna inanıyor. Cumhuriyetçi seçmenler arasında bu oran yüzde 80’e kadar ulaşıyor. Kovuşturmalar Trump’ın siyasî gücünü pekiştiriyor. İddianamenin kısa vadede Trump’ın Başkanlık kampanyasına ivme kazandıracağına inanılıyor. Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’nin ön seçimlerinde diğer rakiplerine kıyasla elinin güçleneceği söyleniyor. Kimi anketlere göre Trump en güçlü rakibi Florida Valisi Ron DeSantis’i bile hayli geride bırakıyor. Önceki bazı anketlerde DeSantis, Trump’ı geçiyor, bazı anketlerdeyse onay oranları çok yakın çıkıyordu.

Diğer bir gelişmeyse, “Büyük Jüri” suçlamasının medyaya yansımasıyla birlikte Trump’ın seçim kampanyasına yapılan bağışların şaşırtıcı ölçülerde artmasıydı. Geçtiğimiz birkaç gün içerisinde Trump’ın kampanyasına 5 Milyon Dolardan fazla bağış yapıldığı belirtiliyor. Trump’ı destekleyen senatörlerden Lindsey Graham “Fox News” kanalında bağış çağrısı bile yaptı.

Öte yandan Trump’ın mahkemeye çıkarılarak tutuklanmasının İsrail’de olduğu gibi bir siyasî kaosu tetikleyeceğine ilişkin analizler de yapılıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Trump’ın siyasî kaderleri biribirine benziyor. Netanyahu aleyhinde de açılmış birçok dava var.

Başbakan olduğu için şimdiye kadar mahkemeye çıkarılamayan Netanyahu paçayı kurtarmak için siyaseten çok mahzurlu görülen ittifaklara girmekten bile kaçınmıyor. Netanyahu sözde yargı reformuyla liberal eğilimli “İsrail Yüksek Mahkemesi”nde kontrolü ele geçirmek istiyor. Böylece yargılanmasının önünü tıkamak isteyen Netanyahu şimdiye kadar görülmedik bir şekilde İsrail’i bölen çok şiddetli protestolar sebebiyle girişimini ertelemek zorunda kaldı.

İlginç bir tesadüf, Amerika’daysa Sol Kanat Demokratlar, “Muhafazâkâr” yargıçların çoğunlukta olduğu “Yüksek Mahkeme”nin yapısını değiştirmek istiyorlar. Mahkeme’deki Liberal-Muhafazâkâr dengesi Trump’ın Başkanlığı döneminde değişmişti. Sol Demokratlar “Beyaz Saray” ve “Senato”yu Demokratlar’ın kontrol etmesini Mahkeme’nin yapısının değiştirilmesi için kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüyorlar. Ne ki bu girişimler Biden Yönetimi ve Demokrat Parti’nin Merkezci kanadınca desteklenmediği için akîm kaldı.


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —