Yaşar Süngü yazdı;
Amazon’un CEO’su Jeff Bezos, özel bir vergi yasası hakkında görüşmek için Başbakan Jean-Claude Junkers’i görmeye Lüksemburg’a gitmişti.
Şimdi Amazon’un kurucusu Bezos, Lüksemburg’u satın almayı planlıyor.
Dikkatinizi çekmiştir; Lüksemburg bir şirket veya araba ya da lüks bir konut, verimli bir arazi değil; Bir devlet.
İnternet ağı ile yeni bir dünya kurulurken, yeni dünyanın nasıl olacağını böyle çarpıcı bir örnekle anlatıyor Luc de Brabandere.
Matematik, mantık ve felsefe alanında akademik çalışmaları olan ve internet ve bilgisayar teknolojisinin bu bilimlerle geliştiğini söyleyen Brabandere, Homo İnformatiks adını verdiği yeni bir insan türünün doğduğunu dikkat çekiyor ve bu insan türünün sınırlarını tartışıyor.
2017 yılında yazdığı kitap okunduğunda farklı alanları sentezlemeyi seven bir düşünür olduğunu anlıyorsunuz.
Vakıfbank yayınları arasında çıkan kitapta yazar, bilgisayar ve internetin doğuşunu milattan önce yaşayan düşünürlere kadar götürmüş.
Aristoteles’ten Hârizmî’ye, Leibniz’den Thomas Bayes’e, Bertrand Russell’dan Claude Shannon’a pek çok önemli ismin hayat hikayeleri ile bu alana az çok neler kattığını incelemiş.
**
Bilişimin tarihi ilk bilgisayarın yapılmasıyla başladı. Yani 1946 yılında ABD Ordusu tarafından geliştirilen ENIAC, onluk sayı tabanına dayalı olup ilk genel kullanım amaçlı elektronik bilgisayar unvanına sahiptir. Bilişimin temelinde yatan ilkeler, kanunlar ve kavramların kökeni ise çok daha gerilerde.
Matematik ve mantığın birbirinden bağımsız olarak kendi sembolik düşünürleri Platon ve Aristo tarafından geliştirildiği zamanlara kadar uzanıyor.
Bilişimin tarihi, bu iki akraba kolun yani matematik ile mantığın birleştirilme hayalinin gerçekleşmesi ile başlıyor.
Bu hayal ilk defa 13. Yüzyılda Mallorcalı bir teolog ve misyoner olan Raymond Lulle tarafından açıkça dile getirilmiş ancak sonraları Alman filozof Leibniz’e mâl edilmiş.
Üçüncü bir fikre ulaşmak amacıyla var olan iki fikri birleştirmek, düşünce dünyasında yaygın olarak kullanılan bir metod, model ya da yoldur.
Macar gazeteci, denemeci Arthur Koestler buna çarpışma adını vermiş.
Yani iki şeyin çarpışması ile yeni ve farklı bir şeyin oluşması.
Bizde de bunu en güzel ifade eden vatan ve hürriyet şairimiz Namık Kemal’dir; Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar. Yani internet diline geçmeden yeni Türkçe'yle söylersek; Hakikatler, fikirlerin çatışmasından doğar.
Descartes, cebir ve geometriyi; Britanyalı mantıkçı Boole, cebir ve kıyası; MIT’deki Amerikalı mühendis Claude Shannon ikili sayı sistemi ve elektronik role ikilisini bir araya getirerek bilişim yüzyılını başlattı.
Yazar, bilişim yüzyılının başlangıcına sebep olan bu sürece “Üç nikah bir cenaze” ismini vermiş.
Üç nikahı anladık da cenaze ne oluyor?
**
Facebook, Microsoft ve Ali Baba’nın patronları devlet adamı değil, hepsi gezgin tüccar ve iş adamı.
Onların gözünde canlı cansız bütün varlıklar ikiye ayrılıyor; Satılacak varlıklar, satın alacak varlıklar.
Bu kafanın insanları nasıl gördüğünü tahmin etmek de zor değil; İnsanlar ya maldır ya da müşteridir.
Ve bu kafanın hepsi de devletlerle rekabet edecek kadar büyük ve tehlikelidir.
Şahıslara hakaret etmiyorum.
Bezos insanlara yardımı seven, Facebook’un sahibi hastalıklarla savaşan, Microsoft’un patronu Bill Gates, çok hayırsever, Ali Baba çevre korumacı, doğa aşığı biri olabilir.
Kastım şirketlerin işleyişindeki zihniyettir.
Yani evden insan olarak çıkıp şirkete geldiğinde başka bir varlığa dönüşen insandır tehlikeli bulduğum.
Dünyanın nereye doğru yol aldığını gösteren en çarpıcı hikâye budur.
**
Batı'da modern bilimin babası olarak kabul edilen İtalyan astronom, fizikçi, matematikçi, mühendis ve büyük filozof Galileo, “Büyük kâinat kitabı matematik diliyle yazılmıştır” der.
Kâinat dediğimiz evrenin işleyişinde 2 kere 2 her zaman dört eder ama yeryüzünün en akıllı ya da en aptal ya da en vahşi veya en merhametli varlığı olan insan için geçerli değildir bu kural.
2 kere 2’nin yeryüzündeki insan sayısı kadar cevabı vardır.
Ne diyordu Şeyh Galip; Yaşam kahveyse, iş, para ve mevki fincandır. Yaşamın kalitesi bunlara göre değişiyorsa, kahven kötüdür. Fincanı değil, kahveni değiştirmelisin.
Pazar kahvenizi içerken bi düşünün…