Tarih: 08.02.2020 10:29
Köşe yazarından o zamma tepki! "Cumhurbaşkanına sorul(a)maması..."
Köşesinde Avrasya Tüneli'ne yapılan zammı konu alan Cevher İlhan "Ekonomistler, zamla öncelikle Hazine’nin zarara sokulduğunu nazara veriyorlar." yazdı.
Ayrıca Kızılay üzerinden vakıfa yardım yapılmasını da köşesine taşıyan İlhan, "Ve bir başka garabet, Cumhurbaşkanı’nın halen konuyla ilgili bir açıklama yapmaması ve bu konunun kendisine sorul(a)maması. İktidar partisi sözcüsünün “Bağışçı ile Kızılay arasında bir mesele…” diye geçiştirmesi." sözleriyle duruma tepki gösterdi.
İşte o köşe yazısı;
Yüzde 56.7 “güncelleme” zammı!
"Son günlerde sekiz şehidin verildiği İdlib saldırısı, onlarca vatandaşın can verdiği deprem felâketi, çığ fâciası, uçak kazası arenasında Avrasya Tüneli’ne bir defada yapılan yüzde 56.7 zam, araç sayısı garantili otoban, köprü ve tünellerdeki fahiş geçiş ücretlerini yeniden gündeme getirdi. Avrasya Tüneli’nde son zamla otomobillerin geçiş ücreti 36.40 liraya, minibüsler 54.70 liraya çıkmış.
Bundandır ki, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, enflasyonu bile beşe katlayan zamma dair “Neyi neyle çarpıp, neye bölüyorlar ki böylesine olağanüstü bir zam oranını buluyorlar anlamış değiliz. Enflasyon yüzde 12’nin altında, asgarî ücret zammı, işçi, emekli, memur zamları yüzde 8 ila yüzde 15 civarındayken yüzde 56.7 neyin zammı?” diye soruyor.
Ekonomistler, zamla öncelikle Hazine’nin zarara sokulduğunu nazara veriyorlar.
Bilindiği gibi İstanbul-İzmir otoyoluna 2020 için 6 milyar 210 milyon, 2021 bütçesine 6 milyar 496 milyon lira konulurken, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleriyle Avrasya Tüneli gibi projelere bugüne kadar 4 milyar 530 milyon lira ödendiği daha önce açıklanmıştı. 2019, 20 ve 21 ödeneklerine milletin cebinden çıkacak paranın 21,1 milyar lirayı bulduğu belirtilmişti.
Her ne kadar Cumhurbaşkanı, “Kendi cebimizden para vererek bunu yaptırmıyoruz” dese de, köprü ve otoyolların tazmini vatandaşların sırtına yüklenmiş, 2017-2021 döneminde bütçeden yapılacak ödemelerle milletin cebinden 60 milyar lira (60 katrilyon) çıkıyor.
Görünen o ki mahallî seçimlerden önce tepeden “tâlimat”la geri çekilen zammın acısı çıkartılıyor. Bu açıdan Ulaştırma Bakanı’nın “Geçiş ücretleri yine sözleşme kapsamında yılda iki defa güncellenerek tabi ki idârenin bilgisi dahilinde yapılıyor” açıklamasının hiçbir mâkul anlamı kalmıyor.
“Kaçırmak” ya da “kaçınmak”
Yoğun iç ve dış gündem hayhuyunda, Kızılay’ın bir şirketin bağışladığı 8 milyon doların 7 milyon 925 bin dolarını bir vakfa göndermesiyle başlayan “vergi kaçakçılığı” hususunda Kızılay Başkanı’nın “vergi kaçırmak yok, vergiden kaçınmak var” ifadesiyle alevlenen tartışmalar devam ediyor.
Sözkonusu vakfın, Amerika’nın en pahalı semti Manhattan’da arsa alımı ve 21 katlık gökdelen yurt inşaatı için bir başka vakfa aktardığı açıklaması meseleyi başka boyutlara taşıdı.
Daha önce Man Adası üzerinden para transferiyle “vergi kaçırıldığını” hatırlatan muhalefet, Kızılay’ın kullanılarak vergiden 30 milyon lira kaçırıldığını, bunun adının “peçelemek, malı götürmek” olduğunu ve “şartlı bağış” perdesinde birilerine peşkeş çekildiğini eleştiriyor.
Çarpıcı olan, 152 yıllık hayır ve yardım kurumunun bu kez “vergi kaçırma - vergiden kaçınma” gibi netâmeli iddialarla tartışma konusu olması.
Muhalefet bir yana, “cumhur ittifakı” ortağından bir milletvekilinin bile “Türkiye’de de aslında bunun karşılığı vergi kaçakçılığı. Sekiz milyon dolarlık bir bağışın bir vakfa gönderilmesini ‘vergiden kaçınmak’ olarak ifade edecek birisi dünyanın herhangi bir ülkesinde olmuş olsaydı hemen tutuklanırdı. (…) Bunun konuşulacak bir yanı yoktur. Kızılay Başkanı suç işlemiştir, istifa etmelidir, hakkında soruşturma açılmalı, hesâbını da vermelidir” sert tepkisini göstermesi.
Ve bir başka garabet, Cumhurbaşkanı’nın halen konuyla ilgili bir açıklama yapmaması ve bu konunun kendisine sorul(a)maması. İktidar partisi sözcüsünün “Bağışçı ile Kızılay arasında bir mesele…” diye geçiştirmesi.
Garabet içinde garabet…
Kaynak: milligazete.com.tr
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —